O T U Z B İ R

41.5K 2.4K 1K
                                    


Gene hangi yazar okuyucularına kıyamamışta daha fazla meraklandırmadan bölüm atmış ??

Tabiii ki bennn!

Hihi smdkm

Hadi bakayım ohuyun yavrumcuklar
...

Kayan bir yıldız gibi hissediyordum.

Gökyüzünden aşağıya doğru, yavaş yavaş, eriyerek kayıyor gibiydim.

Tutunduğum omular beni daha fazla ayakta kalmam için zorluyordu.

Belime sarılan eller ise düşmeyeyim diye sıkılaşmıştı.

Ama tüm bunlara rağmen çok yüksek bir yerden aşağıya doğru düşüyormuş gibi hissediyordum.

Dudağımda hissettiğim yumuşaklık sanki kulağımızın dibinde çalmış olan zille ani bir şekilde yok oldu.

Gözlerim kapalıydı. Ki açmayada mecalim yoktu. Açsam dahi Sarp'a bakamayacağımdan adım gibi emindim. Başımı öne eğdim. Az önceki olmayan utangaçlığım neredeydi? Belli belirsiz bir ses duydum.

"Be-benim hava almam ge-gerek"

Utangaç bir o kadar heyecan barındırıyordu sesi. Heyecanlanmış mıydı? Kekelemesi ve sesinin fısıltıyla çıkmasını hesaba katmayı unutmuştum. Duyduğum hızlı adım sesleri ve sert bir şekilde açılan kapıyla irkildim. Kapının kapandığını duyduğumda kafamı kaldırıp gözlerimi açtım.

Evet odadan çıkmıştı. Ve bunu yapması benim açımdan çok iyiydi.

Ya bundan sonrası? Bundan sonrasında ne olacaktı? Lanet olsun ki aynı sınıftaydık? Nasıl bakacaktım yüzüne? Sorduğum sorunun cevabını yine kendim verirken somurttum. Bakamayacaktım. Utancım ne kendini belli ederken cama doğru ilerledim. Camı açıp yüzüme havanın çarpmasını sağladığımda kendimi daha rahat hissederken görüş alanıma giren Sarp ile az önce beni öpüş anı gözümde canlandı. Yanaklarım kıpkırmızı olurken kafamı iki yana doğru salladım.

Sırtında ki çantası ile neredeyse koşar adım ilerlediğini görünce şaşıran benliğimle okul kapısından çıkışını izledim.

O da mı benim gibi çok utanmıştı? Bu yüzden mi gitmişti?

Yada bana karşı bir açıklama yapmak zorunda hissettiği için mi?

Yada, yada pişman olduğu için mi?

...

Kararmış olan havaya bakıp kafamı duvardaki saatime çevirdim. Saat daha sekiz miydi? Cidden mi?
Sabahtan beri saat geçmek bilmemişti. O andan sonra kalan bir boş dersimi tiyatro odasında oturup kendime gelmekle harcamıştım. Ders sonrası zaten öğle arası olduğu için direkt olarak sınıfa gidip çantamı ve ceketimi alıp eve gelmiştim.

Akipek yoldayken aramış ve beni aradığını söylemişti. Ona karnımın çok ağrıdığını ve eve geldiğimi söylemiştim. Maalesef ki aynı yalanı annemede söylemek zorunda kalmıştım. Ve öğleden beri yatağımda bir o yana bir bu yana dönüp durmuş annemin yalancı karın ağrım için getirdiği çayları içmiş, yemekleri yemiş ve karnıma du tulumu koymuştum. Tüm bunlar karnım ağrımasa dahi bana çok iyi gelmişti.

Bir an için bile aklımdan çıkmayan o sahneyle birlikte aklımı kurcalayan bir diğer soruda 'Sarp'a bilinmeyen olarak mesaj atsam mı' idi. Eğer mesaj atmasam bu onun dikkatini çeker miydi? Yada atmamam daha mı iyiydi? Derince bir nefes verip yatağımda sola döndüm. Karnımda ki su tulumu düşünce onu alıp tekrar yerine koydum. Ve pes ederek elime telefonumu aldım. Bir umut ekranı açıp baktım ama hiç bir mesaj yoktu. Sıkıntıyla dolu bir nefesimin daha ardından hızla yataktan kalktım ve odamın kapısına doğru ilerledim.

Sarpişkom || TextingWhere stories live. Discover now