E L L İ Ü Ç

28.9K 1.6K 609
                                    


Rizee

53 deyince Rize demeden edemiyorum snkfkdmd

Yeni bölüm sizlerledir yeğenlerim

Hadi gevezelik etmeden bölüme geçelim.

Küçük not: Bölümün ilk başını Defne'den okuyacaksınız. İki noktayla ayırdığım yerden sonrası ise Akipek'in ağzından olacak.
..

Çantamın ağırlığıyla kayışlarını ellerimle çekerek ağırlığı biraz hafiflettim. Okula gitmeyi hiç istemiyordum. Dün kavga etmiş olmamın yanı sıra gece Cem ile olan konuşmamında bunda etkisi vardı. Ona ne cevap vereceğimi bilemediğimden görüldü olarak kalmıştı. 'Bende senden çok hoşlanıyorum' demek isterdim. Hatta anın verdiği coşkuyla az kalsın yazıyordum. Ama ona kırgındım. Ona neden kırgındım? Beril'le konuşmasından dolayı istemeden de olsa ona karşı kırılmıştım. Bir suçu yoktu belki. Bilmiyordu sonuçta. Ama yinede kırılmıştım işte.

Belkide. Kıskanmıştım.

Belkide kızgındım ona. Bu yüzden 'bende senden hoşlanıyorum' mesajını göndermeden silmiştim. Bilmiyordum. Okul binasına girdiğimde kafamı eğip merdivenlere yöneldim. Cem ile olacak malum karşılaşmamı oldukça ileriye atmak istiyordum. Bu yüzden şu an onunla olabilecek her hangi bi karşılaşmadan kaçmak zorundaydım.

Koşar adım sınıfa kadar geldim. Adımlarımı yavaşlatsamda hızımdan ödün vermeden sınıfa girdim. Gözlerim istemsizce Beril'in olduğu soraya kaydı. Dün müdür bana sınıflarımızı ayıracağını ve Beril'i başka bir sınıfa koyacağını söylemişti. Onun bunu bilip bilmediğinden şüphelendiğim için gözlerim sınıfı dolaştı. Ama yoktu. Hem belkide gelmemişti. Sınıfın yoğun bakışları altında tepki vermeden sırama oturdum. Zaten gün boyuda gerekmedikçe bu sıradan kalkmayı düşünmüyordum.

..

"Defne'yi gördünüz mü?"

Masaya oturur oturmaz ağzından ilk çıkan bu kelimler olmuştu. Akşın kafasını Sarp'ın omuzundan kaldırıp bana döndü. Şerefsizler çok tatlıydılar. Akşın kaş çatıp bana baktığında kendimi açıklamak istedim. "Yani sabahtan beri hiç görmedim de gelmedi mi acaba?" diye sordum. Akşın bana sinirliydi. Bu tavırlarını geçtim suratından bile belli oluyordu. Ama bildiğim iyi şeylerden biri de Akşın'ın ne kadar yufka yürekli olduğuydu. Bir çikolataya kapatırdık hesabı.

"Geldi. Madem bu kadar merak ettiniz sınıfına gidip baksaydınız beyefendi" kollarını birleştirip sırtını Sarp'a dayadı. Sarp ile göz göze geldiğimizde gülmemek için zor tuttuğu suratıyla omuz silkti. Bu onun dilinde 'ben karışmam' demek oluyordu. Sonra Akşın'a arkasından sarıldı. Kantinin kimsenin görmediği köşe kısmında oturdukları için rahattılar. Yoksa Akşın bu hareketlere daha çok sinirlenebilirdi.

Her neyse.

Daha yeni oturduğum masadan kalktım. Sarp "nereye" desede cevap vermeden yürümeye devam ettim. Bizim kata çıkan merdivenlere ulaşıp hızlı bir tempoyla kata giriş yaptım. Umarım hala sınıftasındır Defne.

Önünde durduğum kapının kapının kolunu tereddütsüz bir şekilde indirip kapıyı açtım. Bu gün evren benim yanımdaydı. Evet, evet kesinlikle öyleydi. Çünkü Defne sınıfta tek başına oturuyordu! Tek başına! Konuşmak için daha iyi bir fırsat olamazdı. Kapıyı kapatıp ona doğru ilerledim. Şaşırdığı için ağzına atmış olduğu jelibon öylece kalmış, gözleri kocaman açılmıştı. Gözlerini bile kırpmadan ona doğru gelişimi izliyordu. Önündeki sıraya oturduğumda, oda kendini toplamış ve "niye geldin" demişti.

Ciddi olup olmadığını sorgulamak istemiştim bir an.
"Sence?" diye sordum. Ona dün gece yazdıklarıma görüldü atmıştı. Ve benim bir cevap almam gerekiyordu. Defne kaşlarını çatıp kafasını başka yöne çevirdi. Bu benim cevabım mıydı? 

Sarpişkom || TextingWhere stories live. Discover now