O T U Z Ü Ç

42.3K 2.4K 525
                                    

Seaa

Evet evet medyaya bakınca düştünüz.

Biliyorum.

Medyadaki afet, Akocum kokocum yani Akipek'cim oluyor.

Hadi iyi okumalar

....

Çıktığım evin kapısını kapatıp hızla merdivenleri inerken kalbimde olan heyecanı hissediyordum.
Öyle ki kalbim tekrardan pıt pıt atışlarını çipatpatpat'a terfi ettirmişti. Apartmandan çıkıp hızla otobüs durağına doğru yürüdüm. Evimin okula olan uzaklığı otobüs ile 10 dakika kadardı.

Okula gidene kadar nasıl dayanacaktım bilmiyordum. Yada bunu Sarp'a ne zaman ve nasıl söyleyeceğimi. Evet ona söyleyecektim. Çünkü artık saklamak için bir neden yoktu. Sarp Alfio Morelli, benden hoşlanıyordu. Beni öpmüştü. Akşın olan beni! O anlar aklımda canlanırken kızaran yanaklarınla gelen otobüse bindim. Hiç boş koltuk olmamasına şaşmazken saniye sayarak geçireceğin otobüs yolculuğunda daha şimdiden sıkılmaya başlamıştım.

Sonunda okulun önünde olan durağa ulaşan otobüsten indim ve hızlı adımlarım ile okul bahçesine girip binaya doğru ilerledim. Şu andan geçi yoktu. Eğer Sarp şu an okulda ise onunla şimdi konuşacaktım. Evet tam şimdi.

Merdivenleri meredeyse koşarak çıkarken çarptığım omuz ile yerimde durdum. Yan sınıftan Defne bana bakarken "ay özür dilerim görmedim" dedi. Ona çarpan bendim. O yüzden bir basamak aşağıya inip yanına ulaştım. Omzuna dokunup "asıl ben özür dilerim çarpan bendim" dedim gülümseyerek. Oda gülümseyip "sorun değil Akşın, ne bu heyecanın" diye neşeli bir tonda sorunca gülümsedim. O kadar mı belli ediyordum.

"Biriyle bir şey konuşmam gerekte ondan sonra konuşalım mı Defne?" Dediğim gülümseyerek kafa salladı. "Aynen sonra konuşursak çok iyi olur çünkü benimde seninle konuşmak istediğim bir şey vardı. Hem sen şu an heyecandan titrerken pek konuşamıyorsun da" dedi sona doğru gülerken. Bende gülüp "tamam görüşürüz" dedim. Tekrar merdivenlere ulaşırken "öğle arası bul beni!" Diye bağırmıştı. Açıkcası şu an benimle ne konuşacağını pek düşünemiyordum. Öğle arasına kadar hayatta kalmayı becerirsem yanına giderdim herhalde.

Sınıfın önüne geldiğimde kolayca duyulabilecek kadar sesli bir nefes verdim ve ellerimle saçımı düzelttim. Sınıfın kapısını açıp içeri girdim. Gözüm direkt olarak Sarp'ın sırasına giderken ne yazık ki boş olan sıraya bakakaldım. Gelmemişti.

'Tamam kızım, moral bozmaya gerek yok' diye geçirdim içimden. Omuzlarını sarkıtıp kendi sırama döndüm. Harika, Akipek'de henüz gelmemişti. Oflayarak sırama oturduğumda ilk yaptığım şey neredeyse test kitabından başka içinde bir şey olmayan çantamı sırtımdan çıkarmak olmuştu.

Elimi sıraya yaslayıp çenemide elime koydum.

Sorun yok, illaki gelecekti, illaki söyleyecektim.

...

Evet, neredeyse 5. ders bitmek üzereydi.  Öğle arasına çıkmak üzereydik. Ama o hala gelmemişti. Üfleyerek bir nefes verdim. Yanımda ki Akipek bana dönüp bakarken tek kaşını kaldırdı. Gülümseyip kafamı 'bir şey yok' edasında iki yana salladım. O sırada çalan zille en nihayetinde kimyacı ders işlemeyi bırakmıştı. Sınıfın çoğu çıkmıştı bile. Akipek bana döndü tekrar.

"Bak demeyeyim sormayayım diyorum ama senin canın bir şeye sıkkın? Bişey mi oldu kardeşim?" Diye ciddi bir ifadeyle sorunca. Başımı öne eğdim. Açılan sınıf kapısının sesini duyduğumda ise refleks olarak kafamı kaldırıp direk kapıya baktım. Sınıfta ki kızlardan biri girip sırasına doğru yönelmiş parasını alıp çıkmıştı. Akipek kolumdan tutup beni sarstı.

Sarpişkom || TextingWhere stories live. Discover now