Son Perde - 1.Bölüm : Mucize.

913K 35.6K 49.3K
                                    

Selam Mahşerin Binlerce Atlısı! Yukarıdaki müziği açmayı ve oy kullanmayı unutmayalım :')

Bu cümleyi yazmayı o kadar özlemişim ki, hele hele Zeynep'in ağzından bir şeyler anlatmayı ne kadar özlediğimi tahmin bile edemezsiniz. Herkes otobüste, metroda, yolda yürürken kendi hayatını hayal ederken ben Zeynep'i Onur'u Burak'ı Mert'e hayal ediyordum üçüncü perde'nin son sahnesinden beri... Aslında daha geç başlamayı planlamama rağmen daha fazla onlarsız kalamadım. Ve hazırsanız başlıyoruz.

HALA BİZİMLE MİSİNİZ?


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


1.Bölüm : Mucize...
*İnsanı güçlendiren cesaret değil korkuydu.*

(Eskişehir, Türkiye)


Sakin ol. İyisin. Hiçbir şeyin yok, hiçbir sorun yok. İyisin. Sadece sakin ol. Derin bir nefes al, derin bir nefes ver. Nefes al, nefes ver. Sorun yok, iyiyiz...

"Zeynep! Kızım iyi misin sen?"

"İ-iyiyim anne! Salçalı ekmek çok midemi bulandırdı! İyiyim..."

Klozetin üzerine eğilmiş öğürdüğüm sırada kapıda telaş içinde bekleyen anneme ilk yalanımı söyledikten sonra nefes nefese bir şekilde sifonu çekip tuvaletin duvarına yaslandım. Derin derin nefesler alarak sakinleşmeye ve iyi hissetmeye uğraştığım sırada bir elim karnımda bir elim ağzımdaydı. Annem kapıya vurmaya devam ederken sesimi iyi tutmaya çalışarak ona seslendim,

"Geçti, merak etme. İyiyim! Çıkacağım birazdan!"

"Emin misin? Saatlerdir kusuyorsun!" Ayağa kalkmaya çalıştığım sırada kalkmama yardımcı olması için tutunduğum musluğu yana doğru çevirip suyu açtım.

"İyiyim anne, gerçekten. Sabah o salçalı ekmekleri yememeliydim..."

Ellerimi ve yüzümü buz gibi suyla yıkadıktan sonra aynadaki halime baktım. Yüzüm bembeyaz olmuş dudaklarım ise çatlamıştı... Hamilelik haberini öğrenmemin üzerinden sadece iki hafta geçmişti ve son iki gündür midem bulanıyor, başım dönüyordu... Belki de tüm bu bulantılar, dudak çatlamaları, baş dönmeleri bu haberi içimde tutmaya ve saklamaya çalışmamın bende yarattığı stresin meyveleriydi... Kimseyle konuşamıyordum, kimseye anlatamıyordum. Bütün gün yatağımda uzanıyor ve sadece düşünüyordum. Bugün ise ilk kez yatağımdan kararlı bir şekilde çıkmış kahvaltımı yapmıştım. Bugün doktora gidecek ve her şeyi doktorla iyice konuşacaktım. Bilmek, öğrenmek ve bir karar vermek zorundaydım. Yüzümü havlıyla kuruladıktan sonra yüzüme pozitif bir ifade yerleştirmeye çalışarak tuvaletin kapısını açtım. Annem korkuyla bana bakıyordu.

"Hadi!" dedi, "Hazırlan hemen... Babana söyleyeceğim işten gelsin bizi hastaneye götürsün." Annem odasına girerken telaşla peşinden ilerledim.

Karantina SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin