3.Bölüm : Bir Felaketin Gelişi.

528K 21.3K 40.9K
                                    

Selam Mahşerin Binlerce Atlısı^^

Yukarıdaki müziği açalım ve bölümü öyle okuyalım, iyi okumalar dilerim :')


3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3.Bölüm : Bir Felaketin Gelişi.
*Artık ormanlar kralı benim... Çünkü sen bana aşık oldun.*

Felaketler sessiz gelir, haber vermezler önceden. Kimse bir felaketin gelişini göremez iki sokak öteden. Burada ailemle birlikte bir masanın etrafında oturmuş molamızda öğle yemeğimizi yerken adeta iki sokak ötesindeyiz bizi bekleyen felaketlerin. İki sokak ötedeyiz ve göremiyoruz geldiklerini. Aklım birkaç saat önce cebimde bulduğum notta, ellerim bebeğimin ellerinde ve ruhum sevgilimin gözlerine bakan gözlerimin tam arkasında yalvarıyor bana. "Gitme Zeynep." diyor evrenin her bir noktası kulaklarımın dibinde, "Gitme..."

"Anne," Sesim dudaklarımın arasından kulaklarıma ulaştığında titrek bir nefes verdim.

"Efendim kızım?" Annemin sorusu kulaklarıma ulaştığında ise sormak istediğimi sormaktan vazgeçmiştim bile.

"Gece'nin altını değiştirmiş miydin?" deyiverdim bir anda sorumu yutarak.

"Evet." dedi annem, "Değiştirdim yavrum. Niye, kokuyor mu?"

"Hem de ne kokuyor!" diye atladı Burak Gece'ye bakarak, "Ne yiyorsun kızım sen, alt tarafı süt içiyorsun bu ne koku!" Gece Burak'a bakarak gülmeye başladı.

"Gülme, ben gülüyor muyum? Ne bu koku diyorum sana. Tuvaletin geldiyse git tuvalete yap, kocaman kız oldun artık."

"Ehe." Gece ufak bir kıkırdamayla Burak'a baktı.

"Biz altımıza yapıyor muyuz?" diye sordu Burak. Gece anlamış gibi ufak bir kahkaha attı.

"Bak hala gülüyorsun, kaç aylıksın sen söyle bana? Kaç aylık olduğunu söyle gel dışarıda adam gibi konuşalım." dedi Burak yapmacık bir öfkeyle. Sonra kendini tutamayıp o da gülmeye başladı. Burak ve Gece karşılıklı gülüşürken hüzünlü gözlerle onları izliyordum. Sonra gözlerimi onlardan ayırıp annem ve Onur'un annesinin sohbet edişlerini izlemeye başladım. Gözlerimin bir sonraki durağı köşede tavla oynayan babalarımızdı ve son durak ise telefonlarından karşılıklı oyun oynayan Onur ve Mert'ti.

"Deniz ne yapıyormuş?" diye sordum Burak'a. Burak'ın da çok sık göremediği bir kardeşi vardı artık. Duygulanarak bana döndü.

"Gece'yle o kadar benziyorlar ki..." dedi gözleri dolu dolu, "Ne yapsın o da yiyor içiyor uyuyor her yeri kokutuyor, bu kadar. Bunların türü böyle, başka bir şey yapanı yok." Burak'la gülüştükten sonra ayağa kalktım.

"Geliyorum..." diye mırıldandım. Onur'un gözleri beni izlerken tuvalete girdim. Aynanın karşısına geçtim ve kendime baktım. Sonra cebimdeki not kağıdını çıkarıp aynı satırları bir kez daha okudum. Her satırı tek tek tahlil etmeye çalıştım."

Karantina SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin