Bölüm 6

1.2K 57 1
                                    

Ayşe teyzeye kitap okurken uyuyakalmıştı.
Üzerine ince bir pike örttükten sonra sessizce odadan çıkmıştım.

Koridorun sonundaki kapalı kapıya doğru bakıyordum.

Odadan ses gelmiyordu.

Bu çocuğu ne zaman görebilecektim?

Gizemli şeyleri sevmiyordum, hayatı net yaşamak isteyenlerdendim.

Benim için o kapı açılmalı ve evdeki her bireyi tanıdığım gibi o çocuğuda tanımalıydım.

İş yerim olmasaydı o kapı çoktan açılmış olurdu.

Merakımı yenmeye çalışarak yavaşça merdivenlerden aşağıya inmiştim.

Güler ablada işlerini bitirmişti.

"Gel Mihrimah hazır etraf sakinken bir çay içelim"

Güler ablanın teklifi aklıma istemsizce Meriç'i getirmişti.

"Sağol Güler abla ama ben çay içmek istemiyorum. Sana afiyet olsun"

Meriç pisliği yüzünden çay kelimesinden tiksinir olmuştum.

Güler abla gülümseyerek
"Alışabildin mi Mihrimah" diye sormuştu.

"Alıştım Güler abla ama şey.."

Güler abla merakla "ama ne" diye sorduğunda daha fazla bu merakla yaşayamazdım.

Güler ablaya sormam için tam sırasıydı.

"Güler abla merak ettim de evin küçük beyi hiç odasından çıkmıyor. Bir sorunu mu var?"

Güler abla suratında hafif bir tebessümle
"Efe çıkmaz odasından"
demesi ile
"Neden çıkmaz"
diye sormuştum hemen.

Güler abla bir yudum çayından aldıktan sonra devam etmişti.

"Çok çalışan anne ve babanın oğlu olmak yalnızlığı sevdiriyor insana.
Efe'de odasını evinden daha çok seviyor sanırım"

Güler abla nede güzel söylemişti.

Düşününce Efe'yi anlamıştım.

Koskoca evde kendisini yalnız hissediyordu sanırım.

Evimin değil de anne ve babamın yüreklerinin büyük olmasına sevinmiştim.

Sosyal hizmetler okuduğum için bir sürü sıkıntılı insanın hikayesine ve bir çok sorunun sonuçlarına tanık olmuştum.

Efe'ye yardım etmek istiyordum.

Ben Mihrimah Tezcan, üzülen bir insana duyarsız kalamazdım.

Güler ablaya " Efe kaç yaşında" diye sorduğumda "25 yaşında" cevabını vermişti.

Ben başka soru sormadan devam etmişti konuşmasına
"Efe'de seninle aynı okulda yüksek lisans yapıyor. Belki de birbirinizi görmüşsünüzdür" demişti.

Aynı okulda oluşumuza şaşırmıştım.

Güler abla  Efe'nin Psikoloji bölümü okuduğunu ve aslında çok iyi kalpli bir çocuk olduğunu uzun uzun anlatmıştı.

Benim için teorik olarak bu kadar bilgi yeterliydi.
Pratik kısma geçmeliydim.

Öncelikle kapalı kapıyı açmalıydım.

Çıkış saatim gelmişti.
Ayşe teyze ve Güler abla ile vedalaşıp evden ayrılmıştım.

Evimin sokağına geldiğimde yerdeki ceket yoktu ama siyah şemsiye köşede duruyordu.

Yol boyunca etrafıma bakarak yürümüştüm.

Meriç etrafta yoktu.

Evin önüne geldiğimde arkamı dönüp bir sağa bir sola yolun iki tarafına da bakmıştım.

Meriç'in etrafta olmaması hem içimi rahatlatmıştı hem de nerede olduğunu merak etmiştim.

"Niye gelmedi"
diye düşünürken birden ellerimle kafama hafif hafif vurup
"Saçmalama Mihrimah neredeyse nerede. Belki aklı başına gelmiştir"
demiştim.

Son söylediğime ben bile inanmamıştım ama sonunda huzurla bir günü bitirecektim.

*Ertesi Gün*

Ayşe teyzeye Efe ile ilgili şeyler soruyordum.

İlk başta "Efe'de kim?
Niye bana yabancı adamları soruyorsun?" diye beni azarlamıştı.

Ona Efe'nin torunu olduğunu hatırlatmıştım.

Bir planım vardı.

Ayşe teyzeye tüm sevecenliğimle
"Ayşe teyzem Efe seni çok özlemiş.
Ne dersin torununu görmeye gidelim mi?"
dediğimde Ayşe teyze gülümsemişti.

İçimden "İşte bu" diye sevinç naraları atıyordum.

Ayşe teyze oturduğu yerden kalkıp
"Efe kim?"  diye mırıldanmıştı.

"Off ama olamaz"
diye içimden söyleniyordum.

Hasta kadını planıma alet etmiştim.

Kendimle gurur duymuyordum ama aklıma başka bir fikirde gelmiyordu.

Ayşe teyzeye herşeyi tekrardan anlatmıştım.
Yeniden aynı teklifte bulunduğumda yatağından kalkıp
"Hadi torunumu görelim" demişti.

"İşte bu...Bu sefer oldu"

Hemen Ayşe teyzenin koluna girmiştim. Birlikte Efe'nin odasına doğru adım adım ilerliyorduk.

Kapının önüne gelince Ayşe teyze elimden sıyrılıp odanın kapısını tıklatmadan direk kapıyı açmıştı.

Planım başarılıydı.

Sonunda bu kapıyı da açmıştım.

Odaya giren Ayşe teyze
"Canım oğlum hiç babaanneni görmeye gelme"
diye hayıflanıyordu.

Peşinden bende odaya girmiştim.
Odaya girdiğimde bilgisayar masasında kulaklıkla oturan kişiyi görmemle zamanın benim için durması bir olmuştu.

Tek diyebildiğim "Sen" olmuştu.

Geceye Bir ÇAY (Tamamlandı)Where stories live. Discover now