Bölüm 37

435 20 10
                                    

Şaşkınlıktan kocaman olmuş gözlerle gözlerime bakan Meriç
"Bir dakika ben doğru mu duydum" dedikten sonra konuşmasını daha da belirginleştirerek
"Sen...
bana...
sarılmak istiyorsun" demişti.

Başımı sallayarak onay vermiştim.

Meriç aniden yataktan kalkmıştı.

Elini başına götüren Meriç saçlarını karıştırırken
"Bu konuyu yarın konuşalım.
Evet evet...
Yarın konuşmamız daha iyi.
Ben şimdi gidiyorum, sana iyi geceler"
dediğinde hızla yataktan kalkıp elinden tutmuştum.

"Meriç bu konuşmamız gereken bir sorunmuş gibi davranmayı keser misin?
Ben ne söylediğimin farkındayım yarında diğer günde hislerim değişmeyecek..
Emin ol sana bunları söylemeden önce kendimle bol bol kavga ettim zaten ama değişen hiçbir şey olmadı"
dediğimde Meriç ellerini hızla ellerimin arasından çekmişti.

"Kafamı toparlamam gerek Mihrimah en iyisi yarın konuşalım"
dedikten sonra arkasını dönüp gitmişti.

Meriç'in anlam veremediğim bu şaşkın haline şaşırıp kalmıştım.

Sevgim, onu neden bu kadar şaşırtmıştı ki..

Sevmek, sevilmek değil miydi derdi..

Sarılmak istiyorum dediğimde sıkıca sarılacağını hayal etmiştim.

Kestiremiyordum gerçekten...
Meriç'in ne zaman ne yapacağını kestiremiyordum.

Sanırım gerçekten onu seveceğime hiç ihtimal vermemişti.

Neyse...

Hazmetsin bakalım söylediklerimi..

Haftasonu oluşunun verdiği rahatlıkla geç uyanmıştım.

Öğlen olmak üzereydi.

"Bu çocuk niye beni bu saate kadar uyandırmadı" diye düşünerek yataktan çıkmıştım.

Odadan çıktığımda çalışma odasının kapalı olan kapısına baktıktan sonra oturma odasına doğru ilerlemiştim.

Oturma odasının kapısına geldiğimde koltuğun ucana oturan Meriç dikkatimi çekmişti.

Titreyen dizlerinin üzerinde duran elleri de sinir bozucu şekilde titriyordu.

Niye bu kadar gergindi anlam verememiştim.

Meriç o kadar dalgındı ki kapının önünde durduğumu fark etmemişti.

Meriç'in baktığı orta sehpaya bakmıştım.

Ahşap rengindeki orta sehpanın üzerinde bir anahtar duruyordu.

Bakışlarımı Meriç'e çevirip
"Tünaydın" demiştim.

Ürkek bakışlarla bana doğru bakan Meriç
"Sen ne ara uyandın" demişti.

Meriç'in tam karşısına geçip otururken
"Yeni uyandım sayılır da"
dedikten sonra bakışlarımı titreyen dizlerine çevirip
"Sen iyi misin"
diye sormuştum.

Meriç elleri ile dizlerini ovuşturduktan sonra yüzüme bakıp
"Konuşmamız gerek" demişti.

Alt tarafı onu sevdiğimi söylemiştim sanki ülke işgal altında kalmış gibi niye olayı bu kadar büyütmüştü anlam veremeden
"Konuşalım konuşmasına da önce sen bi sakin olur musun" demiştim.

Meriç ciddi ve net bir şekilde
"Mihrimah artık gitmelisin" demişti.

Gitmek mi?

Sarılmak demiştim ben gitmek nereden çıkmıştı.

Geceye Bir ÇAY (Tamamlandı)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن