Bölüm 43

422 25 6
                                    

"Alo, Mihrimah...
Nasılsın?"

Mihrimah telefonun diğer ucundaki kadının sesini tanıyamamıştı.

"Kusura bakmayın ama çıkaramadım" dediğinde telefonun diğer ucundaki kişi
"Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Dört yıllık ev arkadaşını tanıyamaman normal" demişti.

Bir an duraksayan Mihrimah
"Zehra sen misin?" diye sormuştu.

Zehra
"Evet arkadaşım benim"
dedikten sonra buruklaşan ses tonu ile
"Seni çok özledim. Sen beni unutmuş olsan da ben seni hiç unutmadım" demişti.

Uzun bir aradan sonra arkadaşının sesini duymak Mihrimah'ı üzmüştü.

Neden kaçmak istediği geçmişi peşini bırakmıyordu.

Önce Selma şimdi de Zehra..

Zaten acıyan canı Zehra'nın söylediği şey ile daha da acımıştı.

Güçlü olmaya çalışarak
"Unutmadım Zehra ama böyle olması gerekiyordu" demişti.

Zehra konuşmanın daha da üzgün hale gelmemesi için
"Neyse.. Olan oldu.. Kendinden bizi yeterince mahrum bıraktın zaten.. Telefonunu bile komşundan zorla aldım.
Neredesin sen?
Kadını nasıl tembihlediysen nerede olduğunu bile söylemedi.
Görmek istiyorum seni" demişti.

Mihrimah üzüntüden titreyen sesi ile zar zor konuşarak
"Nerede olduğumun bir önemi yok.
İyiyim ben.. Beni merak etme..
Kendine iyi bak Zehra..
Bir daha beni arama"
diyerek telefonu kapatmak istemişti ki Zehra telaşla
"Dur bir dakika kapatma sakın" demişti.

Eğer şimdi kapatmazsa bir daha hiç kapatamazdı...

Arkadaşının sözlerine rağmen telefonu suratına kapatmıştı.

Kapattığı gibi de hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı.

Kapının dışında duran Tarık içeriden Mihrimah'ın ağlama seslerini duyuyordu.

Böyle üzgün bir  kadına destek olmak istercesine kapıyı tıklamıştı.

"Mihrimah lütfen kapıyı aç"

Tarık'ın sesini duyan Mihrimah hüzünlü sesi ile
"Hiç sırası değil! Lütfen gidin yalnız kalmak istiyorum" demişti.

Tarık ısrarla kapıya vurmaya devam ediyordu.

"Sessizce sadece yanında duracağım. Lütfen aç.."

Mihrimah elinde sıkıca tuttuğu telefon ile birlikte ayağa kalkıp kapıyı açtıktan sonra
"Gerçekten yalnız kalmak istiyorum" demişti.

Tarık açılan kapı ile Mihrimah'ın söylediği şeyi umursamadan hızla ayakkabılarını çıkarıp içeri geçerken
"Sen iyi hissedene kadar gidemem"
dedikten sonra oturma odasına doğru ilerleken
"Bir köşede sessizce otururum. Seni rahatsız etmem" demişti.

Böyle ani bir hareket ile evine giren adamın arkasından baka kalan Mihrimah tam bir şey söyleyecekti ki telefonuna bir mesaj gelmişti.

Yabancı numaradan gelen mesajı merakla açıp okumuştu.

"Neredesin, nasılsın bilmiyorum ama seni gerçekten çok merak ediyorum.
Her şey çok üste üste geldi..
Önce ailenin vefatı haberi sonrada Meriç'ten ayrıldığını öğrendim.
Sana sormak istedim ama sen o zamanlar öyle kötüydün ki sormaya cesaret edemedim.
Çünkü canım arkadaşımı bir de sorularım ile ben üzmek istedim.
Sen hazır olduğunda anlatırsın diye düşündüm ama sen hiç hazır olmadın Mihrimah.
Sessiz sedasız kimseye bir şey söylemeden çekip gittin.
Seni çok aradım ama sana hiç ulaşamadım.
Şimdi zar zor telefonunu buldum ve seninle konuşmak sana güzel bir haber vermek istiyorum ama sen benimle konuşmak bile istemiyorsun.
Evleniyorum ben Mihrimah..
Ve düğünümde seni yanımda görmeyi öyle çok istiyorum ki..
Lütfen gel..
Her şeyi unutup sadece gel..
Söz veriyorum sana hiçbir şey sormayacağım.
Bu mutlu günümde beni yalnız bırakma..
Üzerinde birazcıkta olsa hakkım varsa lütfen gel" yazıyordu.

Geceye Bir ÇAY (Tamamlandı)Место, где живут истории. Откройте их для себя