Bölüm 8

1.2K 50 4
                                    

Kemal Bey ile konuşmam sona erdiğinde eşyalarımı toparlayıp evden ayrılmıştım.

Otobüs durağına doğru hızla ilerlemiştim.

Durağa vardığımda otobüsün gelmesine daha zaman vardı.

Durağın direğine yaslanıp telefonumda geziniyordum.

Sosyal sorumluluk projelerine ilgili bir insandım.
Sosyal medyada gördüğüm bir proje çok fazla dikkatimi çekmiş olacaktı ki yanımdaki kolumu dürten kadın irkilmeme neden olmuştu.

Kadına dönüp baktığımda kaşlarıyla yolu işaret ederken
"Şu araba sizi bekliyor sanırım" diyordu.

Kadının işaret ettiği tarafa döndüğümde siyah spor bir arabanın içinden Meriç bana doğru seslenmişti.

"Hadi atla"

İçimden "yeterrr artık" diye çığlık atıyordum ama nafileydi.

Bu çocuğun uslanmaya niyeti yoktu.

Kafamı yarım açık olan cama doğru eğip sert bir ses tonuyla
"Gerek yok. Ben kendim giderim"
dedikten sonra tekrar direğe yaslanıp telefonumla ilgileniyormuş gibi yapmıştım.

Bir yandan da korna sesleri geliyordu.
Meriç verdiğim cevaba sinirlenmişti. Öfkeyle kornaya basıyordu.

Başımı telefondan kaldırmıyordum.
Eninde sonunda trafiğe dayanamayıp gidecekti.

Yanımdaki kadın bana doğru dönüp
"Yazık günah kızım bu trafikte çocuğa küfür ettirtme ne sorununuz varsa birlikte çözün" demişti.

Kadına ters ters baktığımda etraftaki herkesin Meriç yüzünden rahatsız olduğunu fark etmiştim.

İnsanların beni yargılayıcı bakışlarına ve Meriç'in "şu arabaya bin" diye bağırmasına tahammül edemiyordum.
Kulağıma orta yaşlardaki iki adamın kendi arasındaki konuşmaları geliyordu.

"Zamane gençleri sevginin kıymetini bilmiyor"

Adamlara ters ters bakıyordum ama onlar bakışlarımla değil kafalarında uydurdukları senaryo ile ilgileniyorlardı.

Dışarıdan yargılamak çok kolaydı.

Yaşadıklarımı bilseler yine de arabaya binmemi isterler miydi acaba?
Konuşmaları duymamak için duraktan uzaklaşmıştım.
Meriç'te arabasıyla  hızlıca çekip gitmişti.

"Heh işte öyle gidersin"
İçimdeki istediğini yapma arzusunun verdiği sevinç sadece bir kaç dakika sürebilmişti.

Meriç tam karşımdan hızlıca bana doğru yürüyordu ve yüzünde ki sinir Kaf dağından bile görülebilirdi.
İstikametimi bozmadan dükkanlara bakarak yürümeye devam etmiştim.

Kurtuluşumun olmadığının farkındaydım ama ona teslimde olamazdım.

Meriç yanıma gelip kolumu hızlıca kavrayıp beni çekiştirmeye başlamıştı.

Kolunu ittirmeye çalışırken
"Bırak kolumu" diye bağırmıştım.
Etrafta yürüyen insanların bize bakması üzerine Meriç sakin bir ses tonuyla gözlerimin içine bakarak
"Özür dilerim sevgilim. Benimle gelmelisin" diyordu.

"Sevgilim mi!"

Bir anlık yaşadığım şok sonrasında bağırarak konuşmaya devam etmiştim.

"Saçmalamayı kes! Senden tiksiniyorum"

Söylediklerime cevap vermeden beni sürüklemeye devam etmişti.

Etraftaki herkes bizi kavga eden muhteşem iki aşık olarak düşünüyordu.
En acısıda onun gibi bir insanla böyle bir izlenim oluşturmaktı.

Geceye Bir ÇAY (Tamamlandı)Onde histórias criam vida. Descubra agora