Bölüm 46

447 26 7
                                    

İnanamıyordu genç kız...
Okuduğu satırlarda ki duygu dolu sözlere inanamıyordu.

Sorularına cevaplar bulduğu satırlar bir yandan da yeni sorular inşa ediyordu.

Meriç'in hasta olması gibi...

Aklından geçen her yeni soru ile birlikte merakla okumaya devam etmişti.

"Evimizde işe başlaman..
Arkadaşlarınla konuşurken işitmiştim, yarı zamanlı işin olmasını istediğini dile getiriyordun.
Bunun üzerine babamla konuştum.
Direk seni işe almasını söylemedim ama Güler ablanın çok yorulduğunu ve babaannemle arada birinin ilgilenmesinin iyi olacağını söyledim.
Yarı zamanlı olması babamı maddi açıdan da pek fazla etkilemeyecekti ayrıca çalışan kişinin öğrenci olması fikride babama cazip gelmişti.
Babamın aklına bu fikri yerleştirdikten sonra iş ilanlarında seni görmesi için elimden geleni yapmıştım.
Kısacası bizim evde çalışmayı sen tercih ettin ama sana o seçeneği sunan kişi bendim.
Çünkü o zamanlar aklımda seninle evlenme fikri yoktu.
Bu yüzden seni daha fazla görebilmek için bizim eve gelmen büyük bir fırsattı.
Bende bu fırsatı iyi değerlendirdim.
Sen o zamanlar ansızın hayatına girdiğim için doğal olarak benden hoşlanmamıştın.
Okulda karşıma çıkıp hesap sormak istemiştin ama ben seni tanımamazlığa vermiştim.
Yüzündeki ifadeyi hiç unutmuyorum.
Sinirden kocaman olmuş gözlerinle bana bakıyordun.
Akıl erdiremiyordun, farkındaydım.
Seni tanımıyormuş gibi yaptım çünkü etrafımızdaki insanların aramızda geçenleri bilmesini istemedim.
Ama bu isteğim kısa bir süre sonra değişti.
Çünkü sen gerçekten çok zor biriydin.
Seninle birlikte olmak istiyorsam bunu herkese ilan etmek zorundaydım.
Bu yüzden bir anda sana evlenmek istediğimi söyledim.
Sen bu isteğimide görmezden geldin.
Çok düşündüm.
Benden öylesine nefret ediyordun ki seninle zorla bile olsa vakit geçiremiyordum.
Evlilik fikrinden hiç hoşlanmamış olsan bile bunu yapmak zorundaydım.
Seni evliliğe nasıl ikna ederim diye düşünüp durdum.
Sonunda bir plan yaptım.
Senden habersiz ailenin yanına gittim.
Karşısında beni gören annen şaşırmıştı.
Ona kendimi sevgilin olarak tanıtmak zorunda kaldım.
Yoksa beni asla o eve almazdı.
Seni ne kadar çok sevdiğimi ve uzun süredir görüştüğümüzden bahsettim.
Anneni ikna edip kendimi sevdirmem çok uzun sürmedi.
Akşama kadar bekledim.
Baban eve geldiğinde şaşkın bakışlarla baştan aşağı beni süzmüştü.
Yaptığım şey tuhaftı ama erdemli bir aile için dürüst ve cesur olmak güzel bir şeydi.
Ailenin duygularına hitap etmiştim.
Genç bir adam olarak sevdiği kızdan habersiz ailesinin yanına gidip izin istemiştim.
Öncelikle kızlarını sevmeme engel olmamalarını istemiştim onlardan daha sonra asıl konuya gelmiştim; evlilik meselesi.
Evlenmek istediğimi söylediğim gibi babanın surat ifadesi değişmişti.
Ciddi bir tavır takınarak evlilik için çok erken olduğunu söylemişti.
Böyle bir tepki ile karşılaşacağımı biliyordum. Bu duruma da hazırlıklıydım.
İkinci ikna kozumu kullandım ve tüm samimiyetimle hasta olduğumu anlattım onlara..
Daha sonrası annenin göz yaşları ve babanın acıyan bakışları olmuştu.
Hasta bir adamın sevdiği kadından ayrı kalmamasına gönülleri razı gelmemişti.
Ve kızlarının sevdiği adamın hasta olduğunu bilmediğini anlatmıştım onlara..
Söz vermelerini istemiştim.
Kızınız ne kadar karşı koyarsa koysun ona asla hasta olduğumu söylemeyeceksiniz demiştim.
Seni üzmemek ve beni de tedaviye ikna etmek için söz vermek zorunda kaldılar.
Onlara kızma çünkü onlar sadece bana saygı duydular.
Kızman gereken tek kişi benim..
Bu arada babanla aramızdaki sırrıda öğrenmiş oldun..
Sen inatla benimle evlenmeyi kabul etmediğin için hiç istememe rağmen seni babanla tehdit etmek zorunda kaldım.
Ne sana ne de babana bir kötülük yapabilirdim.
Mecburdum Mihrimah..
Seni tehdit etmiştim ama ödüm kopuyordu.
Kabul etmezsin diye delice korkuyordum.
Çünkü kabul etmezsen elimde kalan başka hiçbir kozum yoktu.
Neyseki sen kabul etmiştin..
Nefret dolu gözlerinle kabul ettiğini söylesende benim kalbime baharı, bayramı getirmiştin.

Geceye Bir ÇAY (Tamamlandı)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt