Bölüm 18

638 32 0
                                    

Evimin önüne geldiğimizde tam kapıyı açmaya yeltenmiştim ki Meriç'in
"Yarın sabah seni alacağım. Saat on gibi hazır olursan sevinirim"
demesi ile duraksamıştım.

Meriç'e doğru dönüp
"Gerek yok"
dememle
"Teklif sunmadım. Olması gerekeni söyledim" demişti.

"Ben erkenden uyanamam zaten sen nereye gitmek istiyorsan git!"
diye söylenerek arabanın kapısını açmıştım.

"Uyanamazsan ben uyandırırım.."
Diyen Meriç'i hiç umursamadan arabadan inmiştim.

Arkamdan seslenmişti.

"Yarın tüm gün benimsin bunu unutma"

Koyun can derdinde kasap et derdinde diye bir söz vardı.
Bu aralar bu söz Meriç ile aramdaki ilişkiyi çok iyi anlatıyordu sanırım..

Meriç'in söylediklerini umursamadan eve çıkmıştım.

Eve girdiğimde Zehra evde yoktu.
Birkaç parça eşya alıp duşa girmiştim.

Duştan çıktığımda Zehra'yı yatağımın üzerinde uzanır vaziyette bulmuştum.

Beni gören Zehra hemen yattığı yerden doğrulup
"İyi misin?...Sakarya'da ne oldu? Ailen ne tepki verdi? Seni çok merak ettik.."
diye bir sürü şey söylemişti.

"Hiç iyi değilim Zehra"
derken bir yandan da Zehra'nın yanına gidip oturmuştum.

Zehra elimi tutup "Neler oldu?" diye sorduğunda gözlerimden dökülen yaşlara mukayyet olamadan Sakarya'da yaşadığım her şeyi anlatmıştım.

Meriç'in ailemi nasıl kandırdığını..

Ailemin Meriç'i ne kadar sevdiğini..
..ve babamın Meriç ile evlenmemde bir engel olmadığını söylemesini...
Zehra'ya anlatırken tekrar her şey gözümün önünde canlanmıştı.

Zehra büyük bir şaşkınlıkla ağzı açık bir şekilde beni dinlerken bir yandan da
"Aileni nasıl kandırabilir.. Bunları ne ara yaptı..Aklım almıyor gerçekten.."
diye söyleniyordu.

Ben bizzat yaşayan biri olarak bile akıl sır erdiremiyordum yaşadıklarıma.
Zehra garibim nasıl erdirsin..

Zehra elimi sıkı sıkı tutarak
"Ne yapmam gerektiğini..Sana nasıl yardım etmem gerektiğini bilmiyorum ama ne istersen yaparım bunu bil"
dediğinde ona sıkı sıkı sarılmıştım.

"Senin yapabileceğin bir şey yok ki..Keşke yapabileceğimiz bir şey olsa"

****
Sabah telefonumun zır zır çalan müziği ile uyanmıştım.

Arayan Meriç'ti ve ben tüm aramalarını açmadan kapatıyordum.

O kadar ısrarcıydı ki aramaktan usanmıyordu.

Telefonumu sessize alıp arkamı dönüp yatmaya devam etmiştim.

On dakika sonra kapımız çalmıştı.
Gidip kapının deliğinden baktığımda Meriç'i görmüştüm.

Hem kapıya vuruyor hem de söyleniyordu.

"Seni almadan gitmeyeceğim Mihrimah! Aç şu kapıyı.."

Kapının arkasından bağırmıştım.

"Boşuna buraya kadar gelmişsin.. Ben hiçbir yere gelmiyorum!"

Meriç hiç durmadan sert bir şekilde kapıya vururken bağırıp duruyordu.

Apartmana daha fazla rezil olmamak için kapıyı açmak zorunda kalmıştım.

Geceye Bir ÇAY (Tamamlandı)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz