Final Bölümü

1.3K 53 56
                                    

(Final bölümünü okumadan önce tüm okuyucularıma teşekkür etmek istiyorum. Hikayemin başından sonuna kadar büyük bir sabırla okuduğunuz için hepinize minnettarım. Ben yazarken çok keyif aldım umarım sizlerde okurken sıkılmamışsınızdır. Zamanınızı son kez çalacağım. Merakla beklediğiniz Mihrimah ve Meriç hikayesine bugün veda edeceğiz. Ve final bölümü olduğu için tüm okuyucularımdan birer yorum istiyorum. İyi ya da kötü hikayem hakkında düşünceleriniz benim için çok değerli. Umarım düşüncelerinizi benimle paylaşırsınız.
İyi okumalar)

Gerçekten kimdi bu hikayenin haklısı?
Kısa bir sürede öleceğini tahmin eden bir adamın sırf ölmeden önce sevdiği kadınla biraz zaman geçirmek istemesi mi kötüydü?
Yoksa..
Sık sık hastaneye gidip, ağır ilaçlar kullanırken sırf sevdiği kadın üzülmesin diye ona hiçbir şeyi belli etmemek için kötü bir adam gibi davranması mı?
Sevmeye geç kaldığını düşünen bir adam, kimseye zarar vermeden gitmek istiyordu ama her şey planladığı gibi gitmemişti.
Sevilmeyeceğini düşünürken sevilmiş ve öleceğini düşünürken iyileşmişti.
Yinede bu onun suçu muydu?

Peki ya kadın..

Hayatının en güzel döneminde karşısına çıkan bir adam ile zorla evlenmek zorunda kalmıştı.
Nefretine rağmen sevmeye çalıştığı adam iğrenç bir denek yalanı ile her şeyi mahvetmişti.
Meriç'in hayatına girmesi ile neşesini, ailesini, arkadaşlarını ve umutlarını kaybetmişti.
Güzel olan her şeyi kaybetmiş olmasına rağmen
sevmekten vazgeçmemişti.
Ve uzun bir süreden sonra adamın da onu sevdiğini ve aslında inandığı her şeyin yalandan ibaret olduğunu öğrenmişti.
Eksik kalan her şeyi tamamladığını düşündüğü an farkında olmadan bambaşka bir yalana sürüklenmişti.
Sevdiği adama ait olduğuna inandığı bir mezar taşı...
Ölüsüne rağmen sevmişti.

Ansızın karşısına çıkan Meriç'i gördüğüne mutluydu ama koşup boynuna sarılacak kadar cesur değildi.

Şimdi karşısındaydı adam ve dürüstçe sevdiğini söylüyordu ama geçen onca zaman kadının ne kadar acı çektiğini bilmiyordu.

Seviyordu Mihrimah, her şeye rağmen çok seviyordu ama yüreği soğumuyordu.

Şaka değildi yaşadığı..

Döktüğü göz yaşının haddi hesabı yoktu.

Kendi başına karar alan bir adam yüzünden yılları boş yere heba olmuştu.

Sevmek her şeyi unutturur muydu?

Mihrimah unutmamıştı.

Yaşadığı kötü günleri ve kaybettiği onca şeyi unutamadığı için sevdiği adama sarılamıyordu.

Bu durum Mihrimah'ı kötü yapar mıydı?

Herkesin kendi doğrusu vardı ve zaman sadece buna saygı duyabilirdi.

Çaresizce boynunu büken Meriç
"Lütfen Mihrimah.. Çektiğimiz acılar yetmedi mi" demişti.

Bir kaç adım geriye giden Mihrimah
"Yaşadığım her şey hala dün gibi aklımda..
Senin iyi olmana çok sevindim ama sadece bu kadar..Önce yıkıp, sonra yeniden inşa etmek istiyorsun ama farkında değilsin yıktığın şeyden geriye hiçbir şey kalmadı" demişti.

Zamanı geriye alamayan adam çaresiz hissediyordu.

Arkasını hızla dönüp, sert bir şekilde elini duvara vururken
"Bilemezdim" diye öfke ile bağırmıştı.

Sesi titriyordu.
Sevdiği kadının haklı cümleleri karşısında eziliyordu.

"Yapma Mihrimah lütfen affet beni" demişti.

Geceye Bir ÇAY (Tamamlandı)Where stories live. Discover now