5. Bölüm Gerçekler

10.4K 665 134
                                    

Güneş karşısında ki adamın kendisinden cevap beklediğinin farkındaydı fakat adama gerçekleri anlatmaya hiç mi hiç niyeti yoktu.
Kapıya yaslanmış olan bedenini çekmişti. Sırtında ki hafif sızı kendisini belli edince gözlerini kapatıp açmıştı.

"Bu adam kaçırmak."

Arkasını dönmüş kapı koluna elini koymuştu ki hızla döndürülmüştü. Bir kez daha burun buruna geldiği adam kolunu sıkmıştı.
Güneş gözlerini sinirle devirmiş kolunu çekmeye çalışmıştı.

"Bıraksana!"

Kenan kolunu tuttuğu Güneş'i peşinden sürükleyerek odaya götürmüştü.
Koltuğa gelişi güzel itilen Güneş yüzünü kapatan saçlarını çekip adamın sinirli yüzüyle karşılaşmıştı.
Toparlanmaya çalıştığı an tam dibine giren adam bedenini eğip kaşları çatık, kendisine öfkeyle bağırmıştı.

"Gerçekleri anlat!"

Koltuğa iyice sinen Güneş korkuyla yutkunmak zorunda hissetmişti kendisini.
Öldürecekmiş gibi bakan adam o kadar sinirli duruyordu ki Güneş sakince cevap vermişti.

"Kenan bey... Korkutuyorsunuz."

Söyledikleri adamı kendisinden uzaklaştırmak yerine daha da yakınlaştırmıştı.
Omzuna konan el canını yakmak için sertçe kavramıştı etini.

"Canımı... Yakıyorsunuz."

Güneş gözleri dolu dolu adama bakarken bir kez daha canını yakan adamı kendisinden uzaklaştırmak için itip ayağa kalkmıştı.
Koşmaya başlayan Güneş kapıyı titreyen elleri ile açmış dışarı çıkamadan tekrardan içeri çekilmişti.
Güneş çırpınırken korkudan kalbi deli gibi hızlı atmaya başlamıştı. Adam kendisini bırakmamakta gerçekten kararlıydı.
Tüm çaresizliği ile adama bakmıştı.

"Bırak beni."

Ağlamamak için dudaklarını hırsla ısıran Güneş adamın kendisini bırakması için içinden dualar etmişti.

"Gerçekleri anlat seni bırakayım."

Güneş başını hızla sağa sola sallamış kısık sesiyle konuşmuştu.

"Anlatacak bir şeyim yok."

Kenan sabrını tüketen Güneş'e daha ılımlı yaklaşmak adına aralarına mesafe koymuştu.

"Farkındayım çok korktuğunun ama ben abimin çocuğunu bulmuşken vazgeçmem."

Güneş duyduklarının ardından adamı göğsünden itmiş öfkeyle bağırmıştı.

"Hira benim kızım! Benim. Senin abinin değil!"

Ağlamayacaktı bu adamın karşısından ağlamayacaktı. Çaresizliğini iyice belli etmeyecekti. Bir adım atmak üzere olan adamı durdurmuştu.

"Yaklaşma sakın."

Hızlı nefes alıp veren Güneş daha fazla bu evde kalırsa kafayı yiyeceğini sanmıştı.
Ne olduğunu anlamadığı anda sırtı duvarla bir bütün olmuştu.
Gözlerinden ateş çıkan adamın sözleri kulaklarına şiddetle çarpmıştı.

"Hira senin kızın değil! Sen senin olmayan bir çocuğun hiçbir şeyi değilsin. Hele annesi hiç değilsin."

Duydukları çok acımasızcaydı. Güneş kendisine emanet edilen bebeğe anne olmuştu.

Akşam Güneşi (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now