7. Bölüm Annesi

9.6K 619 255
                                    

Oturduğu yerin soğukluğunu hissetmiyordu bile. İçini yakan gerçekler tüm gücünü tüketmek için yarış yapıyorlar gibiydi. Başını dizlerine koyan Güneş bu kadar aciz kalışına ona sahip çıkacak bir ailesi olmayışına ağlıyordu. Güneş için aile demek Yıldız ve Hira demekti. Onlar da olmazsa yaşıyamazdı. 
Hıçkırıklar sonunda dudaklarından dökülüp özgürlüğünü ilan etmişlerdi.

"Allah’ım ne olur yardım et ne olur ..."

Kaç kere bu cümlesi ile yalvarmıştı artık Güneş de bilmiyordu. Kalbini yakan şey canını öyle bir acıtıyordu ki. Nefes alırken canı yanar mıydı insanın? Güneş'in canı çok yanıyordu.
Hira onun doğurduğu çocuk değildi ama kucağına bırakılan emanet bebekti. Hira sayesinde anne olmuş onun sayesinde umutlanmıştı. Bu hayat demek ki hep kötü değilmiş diye düşündürmüştü.
Şimdi ise korktuğu başına gelmişti. Hira'yı kendisinden acımasızca almak istiyordu Kenan. Güneş ne yapacağını bilemiyordu. Nasıl kendi elleri ile büyütüp baktığı Hira'yı verebilirdi. Kalbi dayanmazdı buna.
Sabahı sabah etmişti. Ağlama krizleri artmış bazen ise gözünden sessizce dökülmüştü yaşları.
Çalan alar mı ne zaman kurduğunu bile hatırlamamıştı. Oturduğu yerden kalkmıştı. Ayakları kendisini taşımakta zorlanırken banyoya girmişti. Aynadaki haline bakarken bir kez daha gözlerinden dolup taşmıştı yaşları. Suyu açıp yüzünü yıkadıktan sonra odasına geri dönmüştü.
Kıyafetlerini değiştirip sabahın erken saatinde evden çıkmıştı. Nefes almaya ihtiyacı vardı.
Kaç saattir boş boş sokaklarda yürürken başını kaldırması ile camiyi görmüştü. Ayakları kendisini oraya götürmüştü. Kadınlar için üst katta ki yere gitmişti.
Gözüne ilişen dolaptan kendisine bir tülbent ve etek alıp üzerine geçirmişti. Namaz kılmasını bilmiyordu. İçinden ne işim var burda diye geçirdiği sıra da gözüne seccade ilişmişti. Serdiği seccade ile oturmuştu. Ellerini kaldırıp duasına başlamıştı. Gözlerini kapatan Güneş yine engel olamamıştı gözyaşlarına.

"Allah’ım ne olur bana bir yol göster... Kızımı almak istiyor. Gücüm yetmiyor... Ne olur Allah’ım bana yardım et. Yetimleri duyarsın dualarını kabul edersin Allah’ım beni de duy lütfen duy..."

##############

Camiden çıkarken daha iyi hissediyordu kendisini. Evine doğru yürüyen Güneş çalan telefonu ile durmuştu. Arayan kişiyi görünce içini tekrardan huzursuzluk kaplamıştı.
Kenan ile çok kısa bir konuşmalarının ardından buluşacakları yere doğru adımlarını atmıştı.

Adamın telefonla uğraştığını gören Güneş derin bir nefes alıp verdikten sonra kendi kendine cesaret vermişti.
Sandalyeyi gürültüyle çekip oturmuştu. Gözleri adamın gözleri ile buluşunca elleri ile oynamaya başlamıştı.

Kenan duyduğu ses ile başını kaldırmış ve Güneş ile göz göze gelmişti. Gördüğü gözler öylesine şiş ve kızarıklardı ki şaşırmıştı.

"İyi misin Güneş?"

Duyduğu soru ile alayla gülen Güneş sadece başını iyiyim dercesine sallamıştı.

"Neden çağırdın beni?"

Kenan neler olduğunu az çok tahmin etmiş ve bu konuşmayı yapmak zorunda olduğu için hazırlanmıştı ki Güneş konuşmuştu.

"Neden şimdi geldin? Hira'ya bu kadar alışmışken..."

Boğazı düğüm düğün olurken gözlerini kaçırmıştı. Söyledikleri karşısında ki adamı bir çıkmaza sokarken bir haberdi durumdan.

Akşam Güneşi (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now