14. Bölüm Hikayemiz

7.9K 589 348
                                    


Güneş nereye gideceğini bilmediği için kapıda dururken açılan kapı ile içeriden çıkan Kenan yüzünden hızla yürümeye başlamıştı ki bileğinden tutulunca durdu. Adama yavaşça dönen Güneş ne var dercesine baktı.

"Seninle konuşmamız bitmeden gitmen gerçekten artık sinirlerimi bozmaya başladı."

Bileğini kendisine çeken Güneş adamı şaşkınlıkla dinledi. İçerideki konuşmaları aklına tekrar gelirken öfkeyle konuştu.

"Canın istediği gibi benimle konuşamazsın!"

Adamın omzuna çarpıp bir adım attığı an karnına dolan el ile tüm sinirleri bozulan Güneş kulağına değen dudaklar ile olduğu yere çivilendi.

"Başkasının çocuğunu kendi çocuğu sanan bir zavallısın!"

Güneş başını çevirip baktığı adama sinirle güldü. Sır verircesine konuştu.

"Zavallı diyorsun ama çocuğunu doğurma mı istiyorsun."

İkisi de birbirini alt etmekle uğraşırken Kenan kedisine kafa tutan Güneş'e korkutucu bir halde gülümsedi, "İstiyorum." dedi ve Güneş'in belini kavrayıp kendi bedenine çekti. Nefeslerini tutan ikiliden bir taraf korkuyor diğeri ise bu yakınlıktan eriyordu.

"Kendi ayaklarınla cehennemine geldin."

Güneş duyduklarına burun kıvırırken Kenan ile olan durumundan kurtulmadı aksine bir elini adamın göğsüne koydu.

"Hiç cennet vadeden olmadı."

Güneş adamın boşluğundan faydalanıp Kenan'ı hızla itip duvara çarpmasına neden olurken çekip gitti. Kenan duydukları ile kızın neler demek istediğini bir türlü anlayamadı.

Güneş dolan gözlerini öfkeyle silip bir anda bir odanın içine girdi. Kapıyı kapattığı gibi bedeninin kapıya yasladı. Gözyaşları yanaklarını ıslatırken canı acıyordu. Nefesini kesen adam her sözüyle yok ediyordu. Güçlü durmaya çalıştıkça battığını hissediyordu. Başını eğdiği yerden kaldırıp gözyaşlarını kuruladı.

Oturma odasını sonunda bulup kızının yanına gidip kucağına aldı. Gözleri üzerinde hisseden Güneş ses etmedi. Kendisini süzen Meryem'e öfkeyle baktı. Eğer bu evde Reyhan'ın kalması için çaba sarf etseydi şimdi kollarında anne diye dolanan kız kendi annesinden ayrı büyümeyecekti. Kadına neden diye sormamak için kendisini o kadar sıkıyordu ki bakışlarını bir saniye olsun çekemedi.

Güneş biraz daha bu odada kalırsa eğer kesinlikle kendisini tutamayacaktı. Hira'nın elinden tutup yürüdü. Kalacakları odaya giderken Hira elini bırakıp bir odanın kapısının önüne gelip durdu ve kapıyı açtı. Güneş kızına yetişmek için büyük adımlar atarken Kenan da onları gördü. Güneş odaya girdiği an dolup kaldı. Reyhan ile Harun'un odasıydı. Resimleri duruyordu ikisinin. Hira gidip bir çerçeveyi eline aldı ve kapıda kıpırdamadan duran Güneş ile Kenan'ın yanına gitti.

"Anne buynar tim?"

Güneş tek kelime edemezken boğazına yapışan el nefessiz bırakıyordu. Bu duruma oturup ağlamak istiyordu. Bakışları odada gezindi. Reyhan'ın anlattığı gibi bir odaydı. Bu odada onların sesi kulaklarına gelirken daha fazla odada duramayacağını anlayınca kızını kucağına aldı. Elinde duran resme bakarken burukça gülümsedi.

"Getirdim emanetinizi." dedi kısık bir sesle.

Kenan gördükleri ile omuzlarındaki yük ağırlaşmıştı. Hira, babasını ve annesini tanımamıştı. Dolan gözleri ile Hira'ya bakarken Güneş ile Kenan ile göz göze geldi.

Akşam Güneşi (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now