Akşam Güneşi tüm ihtişamı ile genç kızın yüzüne vururken Harun yutkunmak zorunda hissetmişti. Aşk kolay değildi ama ikisini etkisi altına almıştı. Çekilecek acıları umursamadan bir bütün olmak adına çoktan adımlarını atmışlardı Harun ve Reyhan...
Ke...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Herkese merhabalar... Yepyeni bir kurgum ile sizleri buluşturmak istedim ❤️ Yüreğimden Tut. 👇👇👇👇👇👇👇 İkinci kez parmağına alyansı taktılar. İçten içe kavrulurken sesini çıkaramıyordu. Nefesini kesen, ruhuna diz çöktüren kaderine boyun eğmekten başka şansı yoktu. Daha üç ay önce kocasını kaybetmişti. Şimdi ise kendisine hem tanıdık hem de bir o kadar yabancı olan adamla evlendirilmişti. Kalbine hançeri saplayan adamla gözleri buluşurken kalbi korkuyla attı. Bakışları delip geçiyordu, suçlu hissettiriyordu.
Severken nefret eden Yılmaz'ın, Hilal'e olan aşkla savaşı başlamıştı. Ağabeyinin ölümünden sonra mecburen evlendiği Hilal'e baktı. Eğer bu kadın hayatlarına girmeseydi abisi ölmeyecekti ve bu evliliğe mecbur bırakılmayacaktı. Yılmaz en büyük savaşına adım adım ilerlerken yakıp yıkacaktı, yok edecekti ama en çokta kendisine yenilecekti.
👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇
Vee yeni bölüm ile baş başa bırakıyoruz sizleri 🤗😊❤️
Kalbindeki heyecanı yok etmek istercesine elini yüzünü yıkadı. Aynadan kendisine baktı ellerini lavabonun iyi yanına koydu ve yalandan gülümsedi. Bu iş gittikçe garip bir hal almaya başlıyordu. Kenan kendisinden çocuk isterken Güneş eski anılarını hatırladıkça ürperiyordu.
Elinden tutan kadın ile sokaklardan geçerken canı dondurma istemişti, annesine baktı. Telaşla yürüyen annesini durdurdu. Dondurma istediğini söylediğinde yüzüne yediği tokadın izi yanağında yer edinirken gözyaşları da akıp gitmişti. Annesi söylenmeye devam ederken elini de sıkıca tutuyordu ne acıyan elini, ne yanağındaki kızarıklığı anlayamıyordu tek istediği dondurmaydı.
Eve gideceklerini sanırken annesi onu büyük bir binaya getirmişti. Bahçesi de kocaman olan yerde çocuklar oyunlar oynuyordu. Onlara bakarken annesi çekiştirerek binanın içine götürdü. Ahşap, kahverengi büyük bir kapıdan içeri girdikten sonra annesi kapının yanın da beklemesini istemişti.
Sonra annesi çıkıp giderken elini tutmadı, bir kez olsun ona bakmamıştı bile. Koşarak peşinden gitti ama yetişemedi. Yere düşerken "anne" diye bağırdı ama annesi bir kez olsun dönüp bakmadı.
Gözyaşları akıp giderken elleriyle dudaklarını örttü. Güneş annesi gibi bir anne olmaktan çok korkuyordu ve bu yüzden Kenan'dan kaçıyordu. Suyu açtı kendine gelene kadar yüzünü yıkadı.
Dolabından elbisesini eline aldı ve giymek için banyoya geçti. Saçlarını taradıktan sonra atkuyruğu yapıp topladı. Yanlarından iki tutam saçlarını serbest bırakmıştı. Dudaklarını rujunu sürdükten sonra odasına geçti. Boy aynasından kendisine baktı ve hazır olduğuna kanaat getirdikten sonra çantasını alıp çıktı. Koridordan geçerken Yıldız ve Hira'yı görünce gülümsedi. Yıldız ıslık çalarken beğendiğini belli eden yüz ifadesiyle bakıyordu.
