38. Bölüm Yüzük

4.8K 459 266
                                    

Kenan elindeki dosyayı masaya bırakırken başını koltuğun gerisine yasladı. Karısını özlemişti. Her akşam görmeye gidiyordu ama bir türlü yalnız kalamamışlardı. Bu durum artık onu iyice delirtiyordu. Karısının kendi evlerine gelme vakti gelmişti. İki aydır resmen hasret kalmıştı.
Cebinden çıkardığı telefon ile annesini aradı...

Meryem hanım oğlundan aldığı telefondan sonra soluğu Sultan'ın evinde almıştı. Güneş elinde çay tepsisiyle içeriye girdiğinde arkasından Hira girmişti. Küçük kızın sarı saçları, mavi gözleri her seferinde ona ölen oğlunu hatırlatıyordu. Gözleri yine yaşla dolup taşarken Hira koşarak yanına gelip sarıldı.

"Babaannem deymiş."

"Özledin mi beni babaannesinin güzeli?"

"Çot öşledim."

Öpüp kokladığı torunu kucağına oturup başını göğsüne yaslayınca Harun aklına gelmişti. Oğlu da böyleydi. Ne zaman bir yerden gelseler koşarak kucağına otururdu sonra da başını göğsüne yaslardı. Aklına gelen anıyla boğazını temizledi.
Akşama kadar muhabbet sohbet devam ederken içeriye giren kaynı ile hepsi ayağa kalktı.

"Hoş geldin yenge."

"Hoş buldum Yılmaz. Nasılsın?"

"İyiyim sağ olasın. Sen nasılsın?"

"Gelinimi alıp gidersem daha iyi olacağım."

Kaşları çatılan adam kızına döndü, gözlerinin içi parlıyordu. Demek ki gitmek istiyordu. Aslında hiç istemiyordu kızını göndermek falan ama onun da bir ailesi vardı.

"Biraz daha kalsın kızım."

Sultan lafa girince Güneş annesine baktı. Ailesine doymuş değildi ama artık evine gitmesi gerekiyordu. Kenan'ı çok özlemişti. Hira da sürekli babasını sorup duruyordu.

"Kızım git topla eşyalarını."

Babasına baktığında zorla yutkundu. Başını sallayarak odadan çıktı. Odasına girdiğinde gözlerinden usulca yaşlar yanaklarına süzüldü. Ne kadar bir yanı kalmak istede gitmek zor gelmişti. Eşyalarını toparladıktan sonra dönüp bir kez daha baktı odasına.

Avluda herkes dururken Güneş ilk olarak annesine sarıldı. Annesinin kokusunu içine çekip gözlerini yumdu. Rüyada olmadığına inanmak istercesine gülümseyerek geri çekildi. Yanaklarından öpen annesi gözlerinden akan yaşlarla gülümsemeye çalışıyordu. Güneş ağlayan annesine bir kez daha sarıldı.

"Annem... ama böyle yaparsan gidemem."

Sultan duyduklarıyla kızının omuzlarından tuttu.

"Ağlamıyorum çiçek kokulu kızım."

Güneş ağlamaya devam eden annesinin yaşlarını silip yanağından öptü. Sonra dönüp babasına doğru yürüdü. Kolları arasına alan babasına sarıldığında ağlayan Güneş bu ayrılığın bu kadar zor olacağını hiç düşünmemişti. Korkuyordu onlardan bir daha tamamen ayrılmaktan.
Saçlarından öpen babası çenesinden tutup alnından öptü.

"Bir şey olursa hemen beni ara kızım."

"Ararım baba."

Babası yine çekip sarılınca Güneş kollarında uzun süre ağladı. Canı çok yanıyordu. Ailesinden ayrılmak nefesini kesiyordu.
Yanağını okşayıp dolan gözleriyle bakan babası elini tutup avucuna bir miktar para koydu. Güneş itiraz etmek için dudaklarını oynatmak istediğinde babası bakışıyla engel oldu.

Akşam Güneşi (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora