11 | higher

10.1K 987 291
                                    

"İçme gecesi!"

Hoseok, heyecanlı sesiyle bağırmış ve elindeki biraları halının üzerine bırakmıştı. Çocukların hepsi bu söyleneni abartılı bir coşkuyla karşılayıp ona bağırarak ve el çırparak cevap vermişlerdi.

Taehyung ve Jeongguk'un aralarında geçen o konuşmanın ertesi günüydü. Çocuklar, kendi aralarında bir içme gecesi yapmaya karar vermişlerdi. Henüz okullar yeni açılmışken ve bol bol zamanları varken bunu yapmasalar olmazdı, çünkü kuşkusuz en çok eğlendikleri zamandı. Bunu kararlaştırmalarının üzerine Jeongguk, Taehyung'u da çağırma fikrini ortaya atarak kısa süreli bir şok geçirtmişti arkadaşlarına. Mâlum, onların iyi anlaşamadıklarını hepsi biliyordu.

Namjoon, olayı az çok anlamış bir şekilde çağırma fikrine destek vermiş, böylece Taehyung'un tekrardan gruba dahil olmasına vesile olmuştu.

İşte bu yüzden, altı kişi keyifle oturmuş, açtıkları biraları yudumluyorlardı.

"Eğlenelim biraz."

Seokjin, çattığı kaşlarıyla beraber kendini yere atmış, dostlarına bakmıştı bir şey söylemelerini bekleyerek. Fakat kimse onu pek takmış gibi durmuyordu. Bunun yerine Namjoon, telefondan bir şeyler karıştırırken heyecanla konuşmaya başlamıştı.

"Abinizin yeni bir flörtü var."

Buna kimse şaşırmamıştı elbette. Namjoon, yavşak bir herifti. Sürekli olarak omegalarla flörtleşir, randevulaşır, kısa süreli takılırdı. Uzun bir süre bir ilişki sürdürecek kadar sevememişti henüz kimseyi. Zaten tam bir şıpsevdiydi ve durmadan birilerine olan aşkından bahsedip duruyordu. Uzun ilişki işine girecek son adam falan olmalıydı.

"Kız, erkek?"

Yoongi, düzenli olarak yaptıkları bu muhabbetin klişe sorusunu sormuştu. Aslında hiç umurunda değildi bu. Yani, genel olarak hiçbir şey umurunda değildi aslında. Sakin, uyuşuk, üşengeç, çoğu zaman huysuz bir adamdı ve gerçekten sizinle flört muhabbeti yapabilecek son kişi bile değildi.

Fakat biraz kibar olduğunu söyleyebilirdik, sanırım. Tıpkı diğer beş çocuk gibi, o da oldukça kibar bir adamdı.

Jeongguk'u bunun dışında tutuyorduk elbette. O genel olarak agresif bir tipti çünkü. Ne kibar diyebilirdiniz, ne de kaba. Her konuda olduğu gibi bunda da dengesizliğini gösteriyordu işte. Çözülmesi zor bir adamdı.

"Dişi, güzeller güzeli bir omega."

Namjoon, sonunda telefonu çocuklara çevirmiş ve gamzelerini gösteren o büyük gülümsemesi eşliğinde verilen tepkileri seyretmişti.

"İsmi Jisoo. Çok hoş değil mi?"

Jeongguk, gözlerini kısarak omegayı incelemiş, ardından omuz silkerek elindeki şişeyi sallamıştı.

"Güzel kız, maksimum bir ay takılacak olmanız çok üzücü."

Jeongguk sahte bir üzüntüyle konuşarak açıkça Namjoon'u alaya almış, yarım sırıtışıyla beraber birasından bir yudum almıştı. Namjoon, onun bu hâllerine alışık olduğundan dolayı göz devirmekle yetinmiş, Hoseok ile koyu bir sohbete girmişti. Bu sırada Jeongguk'un başını hareket ettirmesi ve Taehyung ile göz göze gelmesi bir olmuştu.

Jeongguk, oyuncu bir şekilde kaşlarını kaldırmıştı. Deltanın onu izlediğini fark etmemişti ve gözleri kesişmeseydi uzunca bir süre daha ruhu dahi duymayacaktı. Fakat bu pek de büyük bir sorun değildi çünkü Taehyung gülümseyerek Jeongguk'a bakmayı bir an olsun bırakmamıştı.

"Sinir bozucusun."

Taehyung, konuşmadan sadece dudaklarını kıpırdattığında, ortaya çıkan cümle Jeongguk'un, tavşan dişlerinin ortaya çıkmasını sağlayacak kadar hoşuna gitmişti. Konser gününe gitmişti zihni. O gün, konuşmadan, sadece dudaklarını kıpırdatarak anlaşmışlardı. Bu sayede böyle çok çekilmişlerdi belki de birbirlerine. Sadece basit bir dudak okuma yüzünden, birbirlerini itemeyecek kadar yerleşmişlerdi birbirlerinin zihinlerine.

james joint ;; taekookWhere stories live. Discover now