28 | pour it up

7.6K 830 360
                                    

merhaba, 100k olduk!

hayal bile edemediğim bir şeye ulaştım, çok kocaman teşekkür ederim herbirinize. bunu kutlamak için chanel'i takip etme partisi yapabilirsiniz! böylece 600 takipçim olur ve mutlu bir chanel olurum.

kontrol edemiyorum, tatildeyim ve iki tane minik yeğenle baş etmeye çalışırken yazdım, tatmin olmasam da sizi bekletmek istemedim. bölüm sonunda durun da biraz konuşalım, iyi okumalar!

sonradan eklenen not, aşağıdaki şarkı james joint. ficimize adını vermiş olan şarkı.

Bazen, verilen kararların sonucu beklendiği gibi olmazdı.

Jeongguk, elindeki biradan bir yudum aldı ve Seokjin'e yaslandı hafifçe. Sarhoş sayılmazdı ama alkol yavaş yavaş onu etkisi altına almaya başlamış, zihnini hafiften bulandırmıştı fakat sorun değildi, bugün biraz dağıtmaya izni vardı çünkü zaten buraya gelme amacı biraz kafasını dağıtmaktı. Geçen seneki başarısız sınav deneyiminden sonra, bu senenin de boşa geçmesini istemediğini fark etmiş, psikolojik olarak biraz daha toparlandığı gibi başlamıştı çalışmaya, dolayısıyla eskisi gibi dışarı çıkmaya vakit bulamıyordu ve bugün de biraz kendisine izin vermek istemişti.

"Jeongguk, dibimde durduğun için güzel omegaların seni mi yoksa beni mi kestiğini anlayamıyorum," diye huysuzlandı Seokjin. Jeongguk ise kaşlarını çattı ve kollarını büyüğüne dolayarak iyice yapıştı ona, birbirlerini sinir etmekten bir türlü vazgeçemiyorlardı.

Mevsimlerden kıştı, yine. Tek fark bu sefer bir yıl sonrasıydı. Vermeye kalktıkları küçük ara gittikçe büyümüş, büyümüş ve bir ayrılığa dönüşmüştü, fakat sorun değildi. Yani en azından Jeongguk için sorun değildi. Başta çok zorlanmıştı, inkâr edemezdi bunu. Çok özlemişti eşini, eksikliğini çok çekmişti ve sanki bu yetmezmiş gibi bir de duygularını yüreğinin ta derinlerinde hissetmekle uğraşmıştı. Fazlasıyla sancılı bir dönemdi, bol bol ağlamıştı ama şimdi iyiydi, bu durumu güzel bir şekilde idare edebilmişti ve pişman değildi. Bilmiyordu, belki eşini kaybetmişti ama mutlu olmayı başarmıştı işte. Jimin'in ölümünün hüznünü üzerinden atabilmişti, babasının onda açtığı yaraları kapatamasa da -bunun mümkün olduğunu düşünmüyordu zaten- kanamalarını durdurabilmişti biraz. Saçlarını uzatmıştı, mührü sanki hiç olmamış gibi devam etmişti hayatına ve bu ona fazlasıyla iyi gelmişti, en azından psikolojik olarak toparlanabilmesi için. Her ne kadar iyileşmek için acı çekmesi gerekse de değmişti işte, mutluydu şimdi. Eşine olan özlemi dinmemişti, nasıl dinebilirdi ki zaten boynunda o mühür yer almaya devam ettikçe?

Seokjin'den hafifçe uzaklaştı ve son yudumunu aldı birasından. Bir bira daha isteyecekti garsonlardan, iyice sarhoş olmak istiyordu çünkü.

"İzin günüydü bugün, aptal herif, bilerek gelmiş," diye tısladığını duydu Yoongi'nin. Tam kimden bahsettiklerini sormak için dudaklarını aralayacaktı ki, duyduğu ses onu susturmuş, bakışlarının sahneye dönmesine sebep olmuştu.

"I'd rather be smoking weed
Whenever we breathe
Everytime you kiss me
Don't say that you miss me
Just come get me"

Değişmişti.

Yani, ondan haber almamış değildi, hatta birkaç defa birkaç fotoğrafını da görmüştü çünkü her ne kadar onlar iletişimi kesmiş olsa da, aynı arkadaş grubuna sahiptiler. Jeongguk genelde ders çalıştığı için Taehyung rahatça buluşmalara gelebiliyordu, Jeongguk ile takıldıklarındaysa ortalarda olmuyordu hiç. Bugün de aslında o günlerden biriydi, Taehyung bugün bu mekanda çıkmıyordu, izin günüydü fakat nedeni bilinmez bir şekilde buradaydı işte, Jeongguk bilmiyordu fakat Taehyung'un onun burada olacağından haberi vardı, amacı neydi kimse anlayamamış olsa da Jeongguk'un onu görmesini istediği belliydi.

james joint ;; taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin