15 | close to you

8.5K 966 810
                                    

Jeongguk, yatakta birkaç defa döndü tekrar uykuya dalmaya çalışarak. Fakat belki de gece çok güzel bir uyku çektiğinden dolayıydı, bilmiyordu ama tekrar uykuya bir türlü dalamamıştı.

Sıkıntıyla kolunu yatağın diğer tarafına attığında hissettiği boşluk, kaşlarının çatılmasına sebep olmuştu. Dün, Jimin ile sarıldıktan ve biraz dertleştikten sonra diğerlerinin yanına giderek vakit geçirmişlerdi. Jeongguk, belki de hiç olmadığı kadar mutlu hissetmişti dün akşam. Jimin'in tatlı feromonlarının tekrar alfa feromonlarının arasına karışmış olması, onu istem dışı bir şekilde yumuşatmıştı. Elinde değildi bu, Jeongguk dostuna çok fazla bağlıydı ve onunla ilgili her şeyi canından çok seviyordu. Tüm gece boyunca aşırı duygusaldı, bu yüzden çok konuşmamış, bolca Jimin'i izlemişti. O kadar sakin, huzurlu ve mutlu görünüyordu ki, Taehyung bile şaşırmıştı. Jimin'in onun için olan önemini elbette biliyordu fakat ilk defa bunu idrak edebilmişti.

Eve gitme vakti geldiğinde Jimin, Jeongguk ile kalmak istediğini söylemişti ve beraber yola koyulmuşlardı. Jeongguk, içindeki özlemi atmak ister gibi sık sık minik bedene sarılıyor, bir sürü öpücük konduruyordu saçlarına. Jimin, bir bebek gibiydi Jeongguk için. Yaşıt olsalar bile bir ağabey gibi hissetmekten kendini alamıyordu ve bunun en temel nedeni de elbette Jimin'in hayatı boyunca pek çok defa korunmaya muhtaç duruma gelmesi yüzündendi. Bir omega olduğundan dolayı Jimin'in desteğe ihtiyacı vardı çünkü toplum ona kendini korumasını öğretmemişti ve bu konuda ona yardımcı olacak birine ihtiyacı vardı. Jeongguk da tam olarak bu konuda onun yanında olmuştu. Belki onu kendi başına her şeyden korunabilecek biri yapmamıştı fakat yine de özgüvenini sağlamlaştırmış, gerektiği zaman hakkını aramayı bilen biri hâline getirmişti. Bu yüzden onu korumak onun için bir içgüdü gibiydi.

Arkadaş gruplarında en yakın olan kişiler Jimin ve Jeongguk'du. Belki birilerini ayırıyor olmak hoş bir şey değildi ama zamanla fazlasıyla yakınlaşmışlardı ve bu istem dışı gerçekleşmişti. Bu yüzden Jimin, Jeongguk'un kimseye anlatmadığı şeylerini biliyordu ve bu sırları saklıyordu. Jeongguk'u daima hepsinden iyi anlayabiliyordu omega, onun göründüğü gibi bir insan olmadığını biliyordu. Bu yüzden özel bir bağ vardı aralarında. Birbirlerini birçok şeyin önüne koymalarını sağlayan türden bir bağ...

Jeongguk, derin bir nefes çekti ciğerlerine ve doğruldu boş yatakta. Omega muhtemelen aşağıdaydı. Kahvaltı hazırlıyor olduğunu düşünmüştü Jeongguk, sonuçta Jimin böyle jestleri severdi.

Ayaklandı ve odada bulunan ebeveyn banyosuna doğru yöneldi. İçeri girdi, musluğu açtı ve ılık suyu yüzüne çarptı birkaç defa. Ardından, başını kaldırarak yüzünde gezdirdi gözlerini. Dudakları istemsizce iki yana kıvrılmıştı ve resmen gözleri parıldıyordu. Taehyung ileyken de böyle görünüyordu, farkında olmasa da. Jeongguk, kalbine dokunmayı başarabilen herkese parıldayan gözleriyle bakıyor, dünyanın en hoş gülümsemesini armağan ediyordu.

Musluğu kapatarak yüzünü kenardaki havluya sildi ve lavobodan çıkarak alt kata indi hızlıca. Yüzündeki neşeli ifadeyi asla bozmadan salonda birkaç adım attığında, Jimin'in kanepede uzandığını gördü Jeongguk. Kaşları hafifçe çatılmıştı bu duruma. Neden onun yanından kalkıp burada uyumuştu, anlamlandıramamıştı fakat sonrasında aklına gelenlerle alt dudağını ısırmıştı rahatsızca. Her ne kadar iyi olduğunu söylese de, zor şeyler yaşamamıştı ve muhtemelen alfa feromonları fazla gelmişti ona. Onu suçlayamazdı Jeongguk fakat burada uyuması da hiç hoşuna gitmemişti! Jeongguk'u uyandırsaydı onun için saat kaç olursa olsun misafir odasını hazırlardı, kanepede uyumak da neydi?

Jeongguk, kenarda duran battaniyeyi alarak adımlarını Jimin'e doğru ilerletti. Üşüyüp hasta olsun istemiyordu, yapacakları bir sürü şey vardı, uzun zaman sonra kavuşmuşlarken Jeongguk, Jimin'in hasta olarak tüm bu planları suya düşürmesini istemezdi. Battaniyeyi güzelce Jimin'in üzerine örttü ve açık kalan bir yeri olmadığından emin oldu. Birkaç saniye boyunca Jimin'i seyretti Jeongguk, dudağındaki tebessümle beraber. Dostu o kadar derin uyuyordu ki, o kadar hareketine rağmen kılını dahi kıpırdatmamıştı. Çok yorgun olmalı, diye düşündü Jeongguk. Belki de Jimin'i uzun zamandır düzgün bir uyku uyuyamamıştı, bu yüzden bunun çok üstünde durmadan arkasını döndü, mutfağa doğru ilerlemek üzere. Fakat tam o sırada sehpanın üzerinde beyaz bir kâğıt gördü Jeongguk. Attığı adımı geri aldı ve yüzündeki tebessümü bozmadan elindeki kâğıdı okumaya başladı.

james joint ;; taekookWhere stories live. Discover now