james joint ;; taekook

36 | fool in love

selam!! ne söyleseniz haklısınız fakat yapacak bir şey yok, içinde bulunduğum yks durumu yüzünden en ders çalışmadığım gün bile psikolojik olarak aşırı yorgunum ve zihnim bir şeyler yazmak için asla müsait olmuyor. yine de elimden geldiğince yazmaya çalıştım, bu kafayla olduğu kadar.

iyi okumalar!

Taehyung, yanındaki bedene iyice sokuldu uykusuna dönmek için uğraşırken. Nedensizce uyanmıştı ama o kadar uykusu vardı ki, gözlerini aralamadan uykusuna geri dönmek için zorladı kendisini. Yüzünü yanındaki bedenin boynuna gömdü ve aşina olduğu feromonlarını derince içine çekti. Huzurlu bir şekilde tekrar uykuya dalmayı beklerken birkaç saniye geçti ve birden farkındalıkla doğruldu yattığı yerden.

Jeongguk buradaydı.

Taehyung, dudaklarını birbirine bastırdı ve öylece uyuyan sevgilisine baktı bir süre. Nasıl tepki vermeliydi, ne yapmalıydı hiçbir fikri yoktu çünkü yaşadığı şok resmen zihnini boşaltmıştı. Jeongguk'un yakın bir zamanda döneceğini biliyordu çünkü birkaç hafta önce mezuniyeti için Taehyung Daegu'ya gitmiş, sevgilisinin öğrenciliğinin son dakikalarına tanıklık etmişti fakat Jeongguk ne zaman döneceğiyle ilgili kesin bir tarih vermemişti, üstelik daha iki gün önce gelmesine biraz daha olduğunu söylemiş, Taehyung'un özlemler içerisinde uyumasına sebep olmuştu fakat şimdi yanındaydı. Ayrı kaldıkları süreçte delicesine özlediği ve düşünmeyi bir an olsun bırakmadığı sevgilisi şimdi yataklarında uyuyordu ve belki de uzun zamandır hissetmediği mutluluğu şimdi hissediyordu Taehyung, işte bu yüzden elinin ayağına dolaşmasına engel olamamış, birkaç dakika geçmiş olmasına rağmen onu uyandırıp uyandırmama konusundaki kararsızlığına bir son verememişti.

En sonunda derin bir nefes aldı ve kollarını sevgilisinin beline sarıp göğsüne doğru uzandı. Boynuna minik bir öpücük kondurdu ve kokusunu biraz daha içine çekti. Jeongguk geri gelmişti, artık birbirlerinin yüzünü her gün görmeye ve aynı yatakta uyumaya devam edeceklerdi. İstedikleri zaman sevişebilir, birbirlerine sarılabilirlerdi ve aslında bunlar çok normal şeyler olsa da uzakta kaldıkları bu süreçte Taehyung böyle ufak şeylerin bile aslında ne kadar kıymetli olduğunu öğrenmişti.

"Taehyung?" Jeongguk, teninde hissettiği öpücükle aniden uykusundan sıyrılmış, kollarını gevşekçe üzerinde uzanan bedene sarmıştı. Onun gece uyanmasını beklemiyordu aslında, daha çok bunu bir sabah sürprizi olarak planlamıştı ama görünen o ki pek başarılı olamamıştı.

"Geleceğini söyleseydin en azından son birkaç gün yastığa başımı daha huzurlu bir şekilde koyardım." Burnunu hafifçe Jeongguk'un yanağına sürttü ve minik bir öpücük kondurdu. Çok özlem doluydu, ara ara birbirlerini görmüş olsalar da bu yalnızca aç olan birine bir parça yemek vermek gibiydi. Her defasında evlerine daha özlem dolu dönmüşlerdi fakat bir yandan da en azından buna sahip olabildikleri için mutlu hissediyorlardı.

"Sürpriz yapmak istedim." Jeongguk yaklaşıp Taehyung'un dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. "Amacıma da ulaştım, sanırım."

"Ulaştın tabii ki, ne yapacağımı bilemeden dakikalarca bakakaldım sana." Yanağını alfanın omzuna yasladı ve ellerinden birini omzuna çıkararak çıplak omzunu hafif hafif okşadı. "Artık burada olduğuna göre hemen evlenebiliriz, yaşlandım artık Jeongguk." Taehyung, alaylı bir şekilde mızmızlandı ve gülüşünü sahte bir kaş çatmasıyla bastırmaya çalıştı.

"Taehyung, cidden evlenelim." Jeongguk, titrek bir nefes aldı ve sevgilisini daha da sıkıca sardı. "Aslında yaşımız fazlasıyla genç ama çok uzun süredir mühürlüyüz, üstelik muhtemelen insanlık tarihinde en uzun süredir nişanlı kalan kişileriz." Karanlıkta mührü tam olarak seçemese de gözlerini boynuna çevirdi.