james joint ;; taekook

21 | jump

"Kızgınlığa girmişsin."

Taehyung, duyduğu cümleyle kirpiklerini kırpıştırdı sevgilisinin yüzündeki ifadeye bakarak. Doğru hesap yaptığına emindi Delta, bunun şimdi değil, birkaç gün sonra yaşanması gerekiyordu fakat delta içgüdülerinin harekete geçmesi kızgınlığının biraz daha erkene çekilmesini sağlamış olmalıydı. Vücut ısısının arttığını hissettiğinde derin bir nefes aldı ve kollarını sevgilisinden çekerek aralarına ufak bir mesafe koydu.

"Bana..." Bu konuyu Yoongi ile konuştukları zaman çok rahattı fakat şimdi kendisini rahatsız hissediyordu. "Yardımcı olacak mısın, yoksa derhal eve mi gitmeliyim?" Eğer biraz daha burada durursa çok fenalaşırdı, bunu biliyordu ve eğer Jeongguk onu reddedecekse şimdi gitmeliydi, aksi takdirde bu mümkün olmayabilirdi.

Jeongguk, içine derin bir nefes çekerek feromonları daha net hissetmeye çalıştı. Okyanus gibiydi. Ağır feromonlar Jeongguk'un hormonlarını aniden harekete geçirirken elbette bunun sebebi onun henüz genç bir alfa olmasıydı. Kendini kontrol etmekte bir yere kadar başarılıydı ve bu an, o sınırı aşıyordu. Gerçi, kontrol etmek zorunda da değildi. Sonuçta Taehyung ondan yardım etmesini istiyorsa onun üzerine atlaması bir sorun teşkil etmezdi.

Ağzını açıp bir şey söylemek yerine bacaklarından birini Taehyung'ın bedeninin diğer tarafına atarak kucağına yerleşti. Jeongguk pek çok defa ilkinin nasıl olacağını düşünmüştü ve doğrusu hiçbirinde de altta olacağına ihtimal vermemişti fakat gelin görün ki şimdi bir deltanın kucağındaydı ve kalçasının hemen altındaki erkekliği çok net hissediyordu.

"Sence olacak mıyım?"

Parmakları sevgilisinin tişörtünün altına ulaşarak yukarı tırmanmış, belirgin kaslara sürtünmüşlerdi ağır ağır. Taehyung'ın yüzünün git gide daha da kasılması ve odadaki feromonların iyice yoğunlaşması onun rahatlamaya ne derece muhtaç olduğunu ortaya seriyordu. Jeongguk, karşısındakinin böyle muhtaç olmasından hoşlanmış olacak ki parmaklarını biraz daha yukarı çıkartarak göğüs uçlarını sıkıştırmaya cesaret edebilmişti. Elbette bunu yaparken kalçasının altındaki erkekliğin onu sertçe dürteceğini, Taehyung'ın boğazından bir hırıltı kopacağını hayal etmemişti. Esmer olan sağ kolunu Jeongguk'un incecik beline sardı ve onu iyice kendine çekerek yapılı bedenlerinin yapışmasını sağladı.

"Olacaksın." Uyarıldığı için iyice kalınlaşmış olan sesiyle kısaca cevapladı ve öne atılarak Jeongguk'un alt dudağını kavradı. Hızlı ve dağınık bir öpüşme başlatmalarıyla beraber Jeongguk'un elleri Taehyung'ın saçlarını bulmuş, gözleri kapanmıştı. Dediğim gibi, hızlı ve dağınıktılar, öyle ki ara sıra burunları çarpışıyor, dişleri sürtüşüyordu fakat ikisi de bunu zerre umursuyor gibi görünmüyorlardı. Açtılar, birbirlerine fena hâlde açtılar ve bu arzu şu an her şeyi onlar için etkisiz kılıyordu. Taehyung, uzaklaşmadan önce dişlerini hafifçe sevgilisinin alt dudağına geçirdi. "Fakat senin içinde olmak istediğimi biliyorsun, değil mi?"

Jeongguk, yutkundu ve titreşen göz kapaklarını araladı Delta'nın yüzüne bakmak adına. Onun kendinden geçmiş ferah feromonları kendisinin de aklını başından alıyordu ve böyle bir durumda mantıklı cevaplar vermek için kendini fazlasıyla zorluyordu. Yavaşça başını salladı, elbette biliyordu. Aslında ilk birliktleriklerinde üstte olmak istiyordu çünkü altta olacak olması içgüdülerine karşı koyması gerektiği anlamına geliyordu ve doğrusu ilk seferinde bununla uğraşacak olma düşüncesi korkunçtu, bu yüzden kendini üstte olacağına inandırmıştı ama şu an bu mümkün değildi. Sevgilisinin ona ihtiyacı vardı ve onu kızgınlık döneminde bırakıp gidemezdi, üstelik onunla sevişmeyi bu kadar istiyorken pozisyonları düşünebilecek durumda değildi. "Biliyorum, sorun değil." Ellerini Taehyung'ın saçlarından çekerek bir çırpıda üzerindeki tişörtten kurtuldu ve ortadaki sehpanın üzerine fırlattı. "Senin içimi dolduracak olman benim için bir problem değil, güzelim."