29 | numb

7.6K 783 218
                                    

merhaba!

öncelikle lütfen gidip my strange addiction'a da bir şans verir misiniz? okunması gerçekten az ve bir şansı hak ettiğini düşünüyorum. diğer kitaplarıma bakarsanız da çok mutlu olacağım çünkü james joint bittikten sonra hemen yeni bir fic yazamayabilirim ve kopalım istemiyorum. ilk defa bu kadar büyük bir okuyucu kitlem oluyor ve bilmiyorum, yazımımı seviyorsanız bence diğer ficlerimi de seversiniz ve bana da motivasyon olmuş olur.

ayrıca takip ederseniz de mutlu olurum, 600 olmaya çalışıyorum ama çok zor bu.

iyi okumalar!

"Neredeyse bir yıl olacak, sizi yine bir arada gördüğüme inanamıyorum!" Seokjin, neredeyse bağırarak konuştuğunda Jeongguk'un yüzünde tatlı bir tebessüm oluşmuştu. Kendisi de inanamıyordu zira yalnızca bir ara olarak adlandırdıkları şey öylesine uzamıştı ki, Jeongguk kendisine bunun bir ayrılık olduğunu kabullendirmek zorunda kalmıştı fakat şimdi yan yanaydılar. Konuşmaları gereken çok şey vardı, araya girmiş ayların neler getirip götürdüğünü anlamak için biraz zamana ihtiyaçları vardı fakat yine de beraberlerdi işte. En başından beri olmaları gerektiği yerde, birbirlerinin yanı başlarındaydılar.

"Taehyung'un yalan söylemesi ilk defa bir işe yaradı, demek ki," dedi Yoongi elindeki biradan birkaç yudum almadan hemen önce. Taehyung bunun üzerine gözlerini devirirken Jeongguk anlamsızca gözlerini ellerine çevirmişti. Gerçekten değişen bir şeyler var demek ki, diye düşündü çünkü Taehyung yalan söylemezdi. Hatta tanrı şahit, Jeongguk doğruları onun kadar naif ve kırmadan söyleyebilen birini tanımamıştı fakat işler değişmişti. Bunu konuşma ilerledikçe daha da hissedeceğini biliyordu ve bu onu tedirgin ediyordu, kendi eşini tanıma konusunda başarısız olduğunu düşünmek geriyordu onu.

"Bizden başka konunuz yok mu sizin?" Taehyung, başını eşinin omzuna yaslarken söylendi. "Kendi işinize bakın, sizin gül yüzlerinizin hatrına gelmedim ben buraya, eşimle vakit geçirmeye geldim." Seokjin, duyduğu şeyle Taehyung'un ne kadar saygısız olduğuyla ilgili bir ton şey zırvalarken o sadece gülmüş, başını hafifçe yukarı kaldırarak küçüğüyle göz göze gelmişti. Bir süre öylece bakıştılar, belki de konuşurlarsa büyünün bozulacağından korktular, emin değilim fakat hiçbir şey söylemeden birbirlerini zihinlerine kazımaya odaklandılar sadece.

"Saçların yakışmış," diye mırıldandı Jeongguk. Artık yalnızca omuzlarına kadar gelen saçları onun gözünde elbette eski uzun buklelerle eşdeğer değildi fakat yine de beğenmişti, Taehyung'un üzerindeki her şeyi beğenirdi Jeongguk. Üstelik, saçlarının aynı yerde bitiyor olması da fazlasıyla hoşuna gitmişti, biraz da bu yüzden bu boyu beğenmişti. "Yine de hiç kestirmezsin sanıyordum."

Taehyung, sevgilisinin uzamış saçlarına bakarken gülümsedi. O da hiç kestirmeyeceğini sanıyordu fakat yeniliğe ihtiyaç duymuştu. Başta onlara kıyamamıştı çünkü Jeongguk'un saçlarına ne derece âşık olduğunu biliyordu, fakat sonrasında zamanla kendine katlanamamaya başlamış, kendini az da olsa sevebilmek için birtakım değişiklikler yapmaya karar vermişti ve saçını kısaltması bunlardan sadece bir tanesiydi.

"Seninkiler daha çok yakışmış," diye mırıldandı sakin bir sesle. "Ve değişikliğin iyi geleceğini düşündüm, insan bir süre sonra sıkılıyor."

Jeongguk, onaylarcasına başını sallarken yutkundu hafifçe. Kızgınlığına daha birkaç gün olduğunu biliyordu, fakat eşini dinlerken, onu seyrederken ve kokusunu içine çekerken karnında bir şeylerin hareketlendiğini hissedebiliyordu. Normal bir arzulama olduğunu düşünse de bakışmaları sürerken bedeninin gittikçe ısınıyor olması, boğazının kuruması iyiye işaret değildi, biliyordu. Bu yüzden bedenini titrek bir nefes alarak geri çekmiş, erkekliğinin henüz belli olmadığını umarak gülümsemişti sevgilisine.

james joint ;; taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin