22 | no love allowed

8.9K 889 417
                                    

Merhaba, nasılsınız?

Bol bol yorum ve oy falan bekliyorum yoksa sizi öpmem.😡

Jeongguk, üzerinde yattığı bedenin kıpırdanıp durmasıyla uykusundan sıyrıldı ve henüz aydınlanmaya başlamış bir salona açtı gözlerini.

"Kafayı yiyeceğim şimdi."

Sevgilisinin sesini duyduğunda başını hafifçe kaldırdı ve gözlerini kısarak onun ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştı. Taehyung, kaşları çatılı bir şekilde tavana bakıyor ve dudaklarını sertçe birbirine bastırıyordu, kafasındaki düşüncelere o kadar odaklanmıştı ki güzel sevgilisi elini kaldırıp gözünün önüne gelen buklelerden birini geriye atana dek onun uyandığını fark etmemişti. Yattığı yerde hafifçe irkildi ve hızla bakışlarını Jeongguk'a çevirdi. Yüzünde hafif telaşlı bir ifade oluşurken birkaç saniye aralık dudaklarıyla öylece beyaz tenliye baktı, ta ki Jeongguk sorarcasına kaşlarını kaldırana dek.

"Özür dilerim bebeğim, seni uyandırmamaya çalışmıştım ama pek başarılı olamadım sanırım." Güldü ve dilini kurumuş dudaklarında gezdirip yutkundu, yüzündeki gülüşün gerçek bir gülüş olmadığını herkes görebilirdi ve küçük olan da bunun farkındaydı. "Saat daha altı olmadı bile, uykuna geri dön. Ben lavoboya gidip geleceğim, tamam mı?"

Jeongguk birkaç saniye boyunca bir şey söylemeden Delta'nın gözlerine baktı, ardından dudakları sevimli bir şekilde iki yana kıvrıldı. Elbette böyle bir şeyin olması çok normaldi, Delta'nın dün tek seferle yetinmiş olması bile mucizeydi, gerçi o kadar yorucu bir seksten sonra başka türlüsü düşünülemezdi ama yine de kızgınlık dönemindeki bir delta için hâlâ yeterince tatmin olmuş sayılmazdı Taehyung.

"Sertleştin mi?" Esmer, duyduğu soruyla derin bir nefes aldı ve kısa bir anlığına gözlerini kapattı. Jeongguk'a kendisini tatmin etmesi gerekiyormuş gibi hissettirmek istemiyordu, bu yüzden onu uyandırmadan sessizce işini hâlledecekti fakat başaramamıştı işte. Karnında gezinen parmak uçları aldığı nefeslerin düzenini bozarken gözlerini açtı ve hafifçe başını salladı.

"Saat henüz altı bile değil," diye tekrarladı Taehyung fakat pek faydası olmuş gibi hissetmiyordu, çünkü Jeongguk'un parmaklarının gittikçe daha altlara indiğini hissedebiliyordu.

"Yani?" Jeongguk, yüzünde bir gülümsemeyle çenesini Taehyung'ın yapılı göğsüne yasladı. Böyle bir durumda bile sevimli görünebiliyor olması onu güldürüyordu. Parmaklarını usulca sertliğe sardığında Taehyung titrek bir nefes verdi dışarıya.

"Uykun yok mu?" Büyüğünün ne yapmaya çalıştığını anlamıştı, hatta bunu oldukça tatlı bulduğunu da itiraf etmeliydi. Kendisi olsaydı sevgilisini uyumaya geri gönderebileceğini sanmıyordu, muhtemelen onu kalçalarını avuçlayarak falan uyandırırdı.

"Sevgilimle ilgileneceğim," parmaklarını hareket ettirmeye başlarken mırıldandı ve dişlerini alt dudağına sürttü. Birbirlerini net bir şekilde göremiyor olmaları ortamdaki gerilimi daha da artırmış, kalplerinin daha hızlı çarpmasına sebep olmuştu. "Bununla bir sorunun mu var, hm?" Avucunu penisinin baş kısmına bastırdı ve Taehyung'ın dudaklarından bir iniltinin kopmasına sebep oldu.

"Hayır," başını iki yana sallayarak reddetti Taehyung. "Hayır, elbette yok." Jeongguk, hareketlerine yavaş bir şekilde devam ederken aldığı cevaptan tatmin olduğunu gösteren minik bir öpücük bıraktı sevgilisinin kalbinin üstüne. İşlerin ileri gitmesine izin vermeyecek ve bir el işiyle hâlledecekti bunu çünkü biliyordu ki ikisinin de o hareketliliği kaldıracak hâlleri yoktu. Belki biraz daha uyuyup uyandıktan sonra olabilirdi ama şimdi, asla.

james joint ;; taekookWhere stories live. Discover now