BIELA | tk

11| ''o sadece benim deltam...''

Selam canlarım nasılsınız? Umarım iyisinizdir çünkü ben çok iyiyim!

Sınav haftasını geride bıraktım ve derin bir nefes aldım sonunda. Ben de bu rahatlığımı bielaya bölüm atarak taçlandırmak istedim umarım bu bölümü beğenirsiniz.

Daha fazla uzatmadan sizi bölüme alıyorum.

Hepinizi seviyorum iyi okumalar💋💘
__

''Tekrar buluşmak istemenize inanamıyorum. Hala birbirinizden vazgeçmediniz mi yani?'' Jimin sıkıntılı bir sesle hasır yatağın üzerine atıp seçmeye çalıştığı kıyafetlere bakan arkadaşını izliyordu. Taehyung çok heyecanlıydı çünkü tekrar buluşacaklardı.

Jungkook'la garip bir şekilde sevgili olmasının üzerinden iki gün geçmişti ve bu iki gün içerisinde bir türlü görüşememişlerdi. Bugün için sözleşmişlerdi bu yüzden Taehyung biraz heyecanlıydı. Çünkü, ilk defa bir sevgilisi oluyordu.

Terk edilmiş, istenmeyen, sürülerinden kaçan omegalarla aynı ortamda büyümüştü. Başka bir türle ilk yakınlaşmasıydı. Büyükanne her zaman Taehyung'un güvenliğini ön planda tutardı çünkü Büyükanne tüm sürülerden nefret ederdi ve tüm sürülerin öldürmeye çalıştığı bu güzel çocuğu canı pahasına korumaya yemin etmişti. Çünkü Büyükanne biliyordu. Bu güzel çocuk, seneler önce ona yapılanların hesabını tüm sürülerden, özellikle de Jeon sürüsünden soracaktı.

Zamanında Büyükanne'nin alamadığı intikamı, Taehyung alacaktı.

''Jimin. Sana söyledim. Her şey çok yeni. Daha yeni sevgili olduk neden vazgeçelim ki? Ayrıca, kurdum Jeongguk'a karşı arkadaşça yaklaşmamı engelledi ve şu an onun sayesinde Jeongguk'dan hoşlanıyorum. Kurduma teşekkür borçluyum. Jeongguk kadar iyi bir eş bulamam.''

''Eş? O da nereden çıktı?'' Jimin kaşlarını çattığında Taehyung sırıtarak ona döndü ve omuz silkti. ''Arkadaşını tanıyor olman gerek Jimin. Ben bir şeyi istediysem alırım ve ben, Jeongguk'u, istiyorum. O benim eşim olacak. Başkasına gitmesine asla izin vermem. Kurdumu baştan çıkardı. Türümüzün fazlasıyla sahiplenici olduğunu biliyorsun. Gerekirse sürüsünü basar yine de onu kimsenin almasına izin vermem.''

''Hah, bu çok saçma. Eğer Jeongguk'u zorla bir omegayla mühürlemeye kalksalar elinden hiçbir şey gelmez Taehyung.'' Jimin'in gülerek söylediği şeyler Taehyung'un gözlerinin kararmasına sebep oldu. ''Yanılıyorsun. Elimden çok güzel şeyler gelebilir.''

''Ne?'' Jimin tekrar kaşlarını çatmıştı. Taehyung korkutucu bir şekilde güldü. ''Eğer tek bir omega benim deltama el sürerse, onu yok ederim. Anlıyor musun beni? Onu sahiplenecek herkesi öldürürüm. Delta benim.

Benim..''

''Çok çabuk sahiplendin Taehyung. Bu sence de yanlış değil mi? Fazla sahiplenmedin mi sence? Ya Jeongguk sadece seninle gönül eğlendiriyorsa?'' Jimin aklına gelebilecek her kötü senaryo için Taehyung'u uyarıyordu. Eğer arkadaşının güvenliğini sağlarsa içi rahat ederdi. En azından çabaladığını bilir ve içi içini yemekten kurtulurdu. Taehyung'un güvenliğini düşünmek zorundaydı.

Taehyung hala gülümsüyordu. ''Bunu düşünmedim mi sanıyorsun Jimin? Sen beni salak mı sanıyorsun? O ihtimali çoktan yok ettim bile.''

''Nasıl?''

''Basit, Jeongguk'un kurdunu baştan çıkardım. Feromonlarımla onu etkiledim. Kurtlarımızın iletişim kurmasını sağladım. Bir delta bu kadar feromona ve kışkırtıcılığa kayıtsız kalamaz. Feromonlarım yüzünden Jeongguk'un aklından çıkmıyorum. Kurdunun ve onun bizden hoşlanmasını sağladım çünkü kurdum deltadan etkilenmeye başladığında, beni de peşinden sürükleyeceğini biliyordum. Bu yüzden önlem aldım.''