19| gerçek deltanın uyanışı

10.1K 1.3K 636
                                    

SELAM!

Aslında bu bölüm çok fazla uzun olacaktı fakat sabırsız bir insan olduğum için bölümü ikiye bölme kararı aldım. Bu bölüm gerçekleri öğrenecek, diğer bölüm ise kaosa şahitlik edeceksiniz. Zaten Jungkook selca attı şu an benden mutlusu yok. Siz bölümü okurken biraz selcayla aşk yaşayacağım ardından black swan yazacağım✊✌

Umarım beni kırmaz ve bol bol yorum yaparsınız.

Hepinizi seviyorum, iyi okumalar!

•••

''Hiç iyi gözükmüyorsun, Yoongi. Neler oluyor?'' Hoseok yanında oturan Yoongi'ye döndü ve sordu. Son bir haftadır arkadaşı oldukça ruhsuz bir şekilde sürü topraklarında geziniyor, herkese acıyan gözlerle bakıyor, Büyükbaba Jeon'u gördüğü yerde üzerine atlayacakmış gibi davranıyordu. Her şey Arimon'a girdikten sonra olmuştu, geri döndüğünde gözleri kıpkırmızı, kanı vücudundan çekilmiş gibi bembeyazdı. Hoseok ona neler olduğuyla alakalı tonlarca soru sormuştu ama hiçbir cevap alamamıştı. Bu durum bir haftadır böyleydi ve artık arkadaşı hakkında endişeleniyordu. Jeongguk'u bir haftadır görmüyordu ve onun ne halde olduğundan habersizdi. Bu durum gittikçe sinirlenmesine sebep oluyordu.

Yoongi yerinde sallanıyor, gözlerini yere dikmiş düşünüyordu. Hoseok omzuna dokunduğunda irkildi ve yanındaki alfaya döndü. Hoseok ona endişeli gözlerle bakıyordu. Yoongi tekrar önüne döndü ve ellerini saçlarının içerisinden geçirdi. Elindeki tutamları acımasızca çekiştirirken ''Bu sırrı daha fazla saklayamam. Yapamam, daha fazla dayanamıyorum. Katlanamıyorum..'' diye mırıldanıyor, sürekli aynı şeyleri sayıklıyordu. Hoseok Yoongi'nin omuzlarını kavradı ve onu kendisine çevirip sarsmaya başladı. ''Kendine gel, Yoongi. Neye katlanamıyorsun? Anlat artık bana! Benden bir şeyler saklama. Senin için endişeleniyorum.'' diye bağırdı yüzüne doğru. Yoongi aklını kaçırmış gibi davranıyordu ve bu onu korkutuyordu.

Yoongi saçlarını karıştırdı ve hızla ayağa kalktı. Hoseok da aynı hızla onun peşinden ayağa kalkarken, ''Anlatacak mısın artık?'' diye mırıldandı meraklı bir sesle. Yoongi hızla kafasını aşağı yukarı salladı ve Hoseok'u bileğinden kavrayıp peşinden sürüklerken etrafa bakınmaya başladı. Hoseok ''Nereye gidiyoruz?'' diye sorduğu sırada, Yoongi hiç duraksamadan cevap verdi. ''Sana her şeyi anlatacağım. Ama, her şeyi öğrenmesi gereken bir kişi daha var.'' diye mırıldandı, sesi sonlara doğru kısılmıştı. Hoseok kaşlarını çatıp kim olduğunu soracakken, Jeon'ların evinin önüne gelmeleriyle, cevabını almış oldu.

Yoongi kapının önündeki iri yarı alfalara baktı ve ''İçeri girip arkadaşımızla görüşmek istiyoruz.'' dedi kendinden emin bir şekilde. Alfalar birbirlerine baktıktan sonra esmer olan ''Buna izniniz var mı?'' diye sordu. Yoongi ise ''Bizi buraya o gönderdi.'' dedi kaşlarını çatarken. Alfalar tekrar birbirlerine baktı, ardından kapının önünden çekildiler ve kapıyı açtılar. Yoongi Hoseok'u da peşinden sürükleyerek içeri girdi. İkisinin ardından kapanan kapıya karşı Hoseok hemen ona döndü ve ''Sen delirdin mi? Ya Büyükbaba Jeon gelirse ne yapacağız?'' diye sorduğu sırada Yoongi Hoseok'a sus işareti yaptı ve üst kata doğru çıkmaya başladı. Hoseok da onu takip ederken, ikisi de merdivenleri çıktıkça baskınlaşan yoğun ve acı kokunun arkadaşlarından geldiklerini biliyorlardı.

İkisi de Jeongguk'un kapısının önüne geldiklerinde Yoongi korkuyla yutkunmuş, hemen ardından hızlıca kapıyı açmıştı. İçeri girdikleri anda yatakta kendi kendine sallanan arkadaşlarını görmüş ve kısa süre için birbirleriyle bakışmışlardı. Yoongi tekrar Jeongguk'a dönüp yatağına doğru yaklaşmış ve ''Jeongguk, biz geldik dostum.'' diye mırıldanmıştı. Elini Jeongguk'un omzuna yerleştirdiği anda arkadaşı ona dönmüş ve korkuyla yerinde sıçramasına sebep olmuştu. Jeongguk hızla ayağa kalkmış, ardından onlara bakmıştı.

BIELA | tkWhere stories live. Discover now