16| kontrol

10.9K 1.4K 700
                                    

Selam canlarım nasılsınız? Umarım iyisinizdir bu sefer pek iyi değilim sanırım. Matematik sınavımın boktan notu yüzünden ailem telefonu elimden alacak ve ilk sınavlar bitene kadar -ki yaklaşık olarak bir ay sürüyor- telefonumu vermeyecekler. Belki çok insafa gelirler ve serbest kalabilirim ama köpek gibi çalışmam gerekecek o yüzden buralarda olamayacağım. Umarım beni ve ficlerimi beklersiniz❤💝

Biela için aklımda çook minnoş şeyler var ama o minnoşluklara gelebilmemiz için önce bayağı bir kaos atlatmamız gerekecek. Bunun için şimdiden üzgünüm :((

Bu aradaaa, çok güvendiğim iki kurgumu size tanıtmak istiyorum; Bloody Love ve Purebred. Gerçekten beğeneceğinize inanıyorum. Bloody Love vampirler ve kurt adamları ele aldığım bir fic olacak. Purebred'de ise ikisi de vampir. Umarım bu iki güzel bebeğime şans verirsiniz.

Daha fazla uzatmadan bölüme geçiyorum. Bölümü BTS - Moon dinleyerek yazdım. Seokjin'in sesine ve kendisine aşık olduğum doğrudur. Özellikle de 2.20-2.48 arasını dinlemenizi büyük şiddetle tavsiye ediyorum şarkının bu kısmı geldiğinde tamamen kendimden geçiyorum.

Ben buralarda yokken, siz de buraya bol bol yorum yapın. Geldiğimde yorum görmezsem üzülürüm cidden ;(

Hepinizi seviyorum, iyi okumalar!💕💞

•••

Başındaki dayanılmaz ağrıyla gözlerini açtı Jeongguk. Etrafı bulanık görüyordu. Birkaç kez gözlerini kırpıştırdı ve kendisine olanları hatırlamaya çalıştı. Algısı kapanmış gibiydi. Etrafta göz gezdirdi. Kendi odasındaydı. Yatağında yatıyordu. Elini ağır hareketlerle başına götürdüğünde, kafasının sargılı olduğunu fark etti. O sırada zihninde canlananlarla gözlerini kocaman açtı ve yatakta ani bir manevrayla oturur pozisyona geçti. Oldukça hızlı yaptığı bu hareket, başının dönmesine ve gözlerinin kararmasına sebep oldu ama kısa sürede toparladı kendini.

Yataktan kalktı ve odasının köşesindeki boy aynasının önünde durdu. Kafasını inceledi. Bir sargı beziyle kafasını sarmışlardı ve sargı bezinin, yarayı örten kısmı kan içinde kalmıştı. Onun dışında normal görünüyordu. Yine de içindeki deltanın öfkeli haykırışlarını bastırmak imkansızdı. Alıkonulmuş hissediyordu ki öyleydi de. Deltası Taehyung'a ulaşmak istiyordu. Ona bir şey olması ihtimali bile çıldırması için yeterliydi.

Sargı bezinin üzerinden alnını kaşıdı yavaşça. Buradan kaçmalı ve Arimon'a gitmeliydi. Taehyung'u bulmak zorundaydı. Kapıyı kontrol etmeyi düşündü, eğer büyükbabası aptal değilse kapıyı kilitlemiş olurdu. Ki büyükbabasının oldukça kurnaz bir adam olduğunun farkında olan Jeongguk, kapıyla vakit harcamadan kaçmanın farklı yollarını aramaya başladı.

İlk önce pencerenin önüne ulaştı ve aşağı baktı. Oldukça yüksekti ve atlaması dahilinde alabileceği yaralar bir hayli fazlaydı. Yorgan yahut ona benzer bir şeyi camdan sarkıtıp inmeyi düşünse bile bu oldukça saçma bir düşünceydi. Jeongguk gibi iri yarı bir deltayı bir öbek kumaş parçası asla taşıyamazdı.

Onun yerine geniş odada, tuvalete açılan başka bir kapıdan girdi ve etrafta göz gezdirdi. Banyonun herhangi bir penceresi yoktu, ki penceresi olsa bile atlayamazdı. Başka bir çıkış yolu bulamadığı için umutsuz bir şekilde banyodan çıktı ve etrafta gözlerini gezdirdi. Bakışları kapıda takılı kaldığında içinden acaba diye düşündü, acaba gerçekten bu kadar aptal olabilirler mi?

BIELA | tkWhere stories live. Discover now