15| av mevsimi

10.6K 1.4K 381
                                    

Selam canlarım nasılsınız? Umarım iyisinizdir çünkü ben çok iyiyim! Hatta efsaneyim

Biela'ya uzun sürenin ardından acayip efsane fikirler geldi ve bütün ilham perilerim bana döndü. Şu anlık tek hedefim bir an önce bielayı final yapmak. Ardından birazcık daha rahatlayabileceğimi düşünüyorum, önüm açılacak ve başka bir kitabıma yükleneceğim.

Geçen bölüm beni çok mutlu ettiniz bu yüzden size çok minnettarım. Sizi öpücüklere boğmak istiyorum umarım bu bölüm de, siz de beni bir sürü bir sürü yorumlara boğarsınız şimdiden teşekkür ederim💋💝

Bu bölümü yarınki sevgililer gününü benim gibi sap geçirecek tüm okurlarıma adıyorum. Üzülmeyin girls bir dahaki seneye artık. Cheers🍷

Hepinizi seviyorum, iyi okumalar❤

•••

Taehyung dumanlar arasında koşuyordu. Ormanın bu tarafları tam anlamıyla duman altı olmuştu ve etrafı zar zor görüyordu. Gizli Bölge'ye doğru yaklaştığı esnada, dumanlar yoğunlaşmaya ve onu nefessiz bırakmaya başladı. Birkaç saniye duraksadı ve ellerini dizlerine yerleştirip soluklandı. Her nefes alışında genzini ve soluk borusunu yakan dumanları içine çekiyor ve öksürerek nefes almaya çalışıyordu. Kafasını kendine gelmek amacıyla iki yana salladı ve koşmaya devam etti, ayaklarındaki güç kesilmişti sanki.

Yaklaştığını, gördüğü alevler sayesinde fark etti ve ayaklarına asılıp elinden geldiğince hızlandı. Ağaçları ve çimenleri yakan alevlerin önüne geldiğinde, onu Gizli Bölge'nin girişi karşılamıştı. Girişi fark edilmesin diye sarmaşıklarla örtülmüştü fakat sarmaşıklar bile küle çevrilmişti. Korkuyla yutkundu ve Gizli Bölge'ye girdi. Dumanlar burada daha da yoğundu ve göz gözü görmüyordu. Taehyung elini yüzünün önünde sallayarak dumanları dağıtmaya çalıştı, bu sırada avazı çıktığı kadar bağırdı. ''Büyükanne!''

Görüşü bulanıklaştığı halde her yerde dolaştı fakat onu bulamadı. Öksürerek Gizli Bölge'den çıktı ve etrafta dolaşmaya başladı. Ter içinde kalmıştı ve zar zor nefes alıyordu. Buna rağmen arka tarafta aramaya başladı. Gözlerini sık sık kırpıştırıyor ve bulanıklığın gitmesi için uğraşıyordu.

''Vay, vay, vay... Kuyruklu şeytan buradaymış.'' arkasında duyduğu sesle kulaklarını dikleştirdi ve kaşlarını çatarak arkasına döndü. Min sürüsünün baş alfası Jo Dong arkasında birleştirdiği elleriyle ona sırıtarak bakıyordu. Taehyung yumruklarını sıktı ve ona doğru bir adım attı. ''Evimizi yaktınız..'' Jo Dong omuz silkti. ''Bizim omegalarımızı esir aldınız.'' Taehyung'un kaşları daha da çatıldı ve sesini yükseltti. ''Çünkü onlara işkence çektiriyordunuz! Anneme de işkence çektirdiniz! Beni Büyükanne'ye bırakmasaydı neler olurdu tahmin bile edemiyorum.''

''Seni bırakması işe yaramadı. Yine elimize düştün. Ayrıca,'' dedi ve yavaşça Taehyung'a doğru yürüdü. Taehyung yumruklarını daha da sıktı ve tırnaklarını etine geçirdi. Yine de geriye adım atmadı. Korktuğunu belli etmemeliydi. ''Annen ona yaptığımız her şeyi hak ediyordu. Onun kaderinde sadece bizim ellerimizden gelecek bir ölüm vardı.'' Taehyung duyduklarının getirdiği sinirle Jo Dong'un üzerine yürüdü ve ''Annem sizin pis elleriniz tarafından öldürülmeyi hak etmiyordu. Asıl sizin ölmeniz gerekiyordu. Sizin yüzünüzden yıllarca annem olmadan büyüdüm ben!''

''Her şeyden önce, annen yapmaması gereken bir şey yaptı. Bir omeganın başka bir omegayla birlikte olması yasaktır. Nedeni ise bu birlikteliğin sonucunda senin gibi varlıkların oluşacak olması..''

BIELA | tkWhere stories live. Discover now