18| öfkeden doğan güçler

9.3K 1.3K 316
                                    

SELAM! Özlediniz mi bielayı???

Çoook uzun süre oldu yazmayalı çünkü diğer kurgularımla uğraşırken burayı unutmuştum. Fakat, bielanın finaline kadar her şeyi kurguladım ve takır takır fazla bekletmeden atmayı ve final yapmayı düşününüyorum. Umarım beni beklerken bieladan soğumamışsınızdır güzel planlarım var çünkü✌✌✌

Bu arada, biela bittikten sonra sweet night ve black swana yükleneceğim. Sweet night zaten 10 bölümcük falan sürecek fluff bir minific. Black swan için ise müthiş planlarım var birazdan ona yazacağım. Black swan okuyun okutturun!!!!

Fazla uzatmadan bölüme geçiyorum. Kontrol etmedim umarım fazla yanlışım yoktur.

Hepinizi seviyorum, iyi okumalar!

•••

''Evet, sürüme hoş geldiniz.'' dedi Jo Dong ellerini iki yana açarken. Büyükanne yoldayken ayılmıştı ve ''Emin ol bu topraklara adım attığım için hiç hoş gelmedim.'' diye tükürürcesine konuştu. Jo Dong ise ''Ah, ne kadar da naziksin.'' diye mırıldandı. Taehyung bariz bir şekilde göz devirdi ve iki kolunu da kavramış olan alfalara baktı. Min Sürüsü'nün topraklarına ayak basmıştı ve etraflarına toplanmış olan sürü halkının ona ve Büyükanneye olan nefret dolu bakışları onları tek tek öldürmek istemesine yol açıyordu. Sanki buradaki aşağılık yaratık bizmişiz gibi bakıyorlar diye düşündü Taehyung. Bakalım liderlerinin onlardan sakladıklarını öğrendiklerinde ne düşünecekler.

Jo Dong, üzerindeki nefret dolu bakışları hissetti ve sırıtarak Taehyung'a döndü. ''Ah, öyle bakma ama Taehyung. İnan bana çok iyi anlaşacaksınız.'' Taehyung ise samimiyetsiz bir şekilde gülümsedi ve ''Ya, ne demezsin. Eminim ki çok iyi anlaşacağız.'' diye mırıldandı ağız ucuyla. Jo Dong buna karşı ürkütücü bir hızla yüzündeki sırıtışı sildi ve parmağını şıklatıp ''Götürün. Ben gelene kadar da başlarında bekleyin.'' dediğinde alfalar Taehyung ve Büyükanneyi karşıdaki tek katlı fakat uzun olan binaya götürmeye başladılar.

O sırada Taehyung'un bakışları tekrar sürü halkını buldu. Sürü halkı hala onları iğrenen gözlerle izliyor ve aralarında konuşuyorlardı. Taehyung kaşlarını çattı bu görüntüyle. Sürü halkının böylesine aptal oluşuna bir türlü anlam veremiyordu. Herkes küçüklükten itibaren ne duyduysa sorgulamadan kabul etmiş, gerçeklere kulak tıkamıştı. Ne Taehyung, ne de ondan öncesinde yaşamış fakat canice katledilmiş bielalar kötü bir şey yapmamıştı. Ne yazık ki, adeta beyni yıkanmış olan sürülerin artık gerçeklere inanması mümkün değildi.

Kendi kendine düşündüğü sırada, bir anda koluna çarpan ağır cisimle kendine geldi ve hızla soluna döndü. Birkaç omega ellerindeki taşları Taehyung'a atıyordu. Şanslıydı ki Büyükanne onun yanında olduğu için taşlar ona isabet etmiyordu. Taehyung acı içinde kollarına ve bacaklarına çarpan taşlardan kaçmak için sürekli hareket ediyordu fakat alfaların umrunda bile değildi. O sırada, Jo Dong'un sesi duyuldu. ''Kesin şunu! Bir süre daha canlı kalmalı!'' Taehyung ruhsuzca kıkırdadı ve ''Ne kadar da düşüncelisin. Bunun için teşekkür etmeli miyim?'' diye mırıldandı. Alfalar ikiliyi önlerindeki büyük binaya soktuğunda ''Nereye getirdiniz bizi?!'' diye bağırdı Büyükanne. O sırada Taehyung içerisini inceleme fırsatı buldu. Burası resmen bir hapishaneydi. İçeride parmaklıklar ardına atılmış onlarca alfa ve omega vardı.

BIELA | tkWhere stories live. Discover now