Hi Dude '🌺

5.7K 424 221
                                    

Yol boyunca arkadaşlarıyla sohbet edip şarkılar söylemeyi hayal eden Danbi tek başına dikilen bowling kukası gibi kalakalmıştı. Asla hayal ettiği gibi geçmeyen sessiz otobüste etrafı inceleyip arkadaşlarının ne kadar aptal olduğunu söyleyip duruyordu.

O bu kadar güzel hayaller kurmuşken arkadaşları neden mal gibi oturuyordu? Hepsinin kulağında ya kulaklık vardı ya da hepsi getirdiği minik yastıklara başlarını yaslamış uyuyorlardı.

Danbi ise sessiz otobüste sıkıntıyla üfleyip duruyordu. Okuldaki yakın arkadaşı ona ulaşmadığını, o gün Kim Taehyung'la o odada neler yaptığını ve neden bir anda okuldan öyle alel acele çıktığını mera ettiğini söylemişti. Danbi ise onu geçiştirerek bir şeyler söylemiş ve başka konular bulmaya çalışmıştı. Fakat sonuç; en arka dörtlüde tek başına oturuyordu.

Onun aksine en sonunda ön tarafta oturan, geldiğinden beri gözlerini alamayan adama baktı.

Yanı boştu ve şuan oraya gitmemesi için hiçbir sebep yoktu. Heyecanlanmıştı Danbi. Halbuki daha dün onun evindeydi, daha dün ona sarılmıştı. Bunlar Danbi'nin aklına geldikçe daha bir heyecanlanıyordu Danbi.

Taehyung hayatı boyunca görüp görebileceği en güzel adamdı. Saftı, kalbi temizdi. Melekleri bile kıskandıracak bir güzelliğe sahipti. Danbi ise oldukça sıradan bir insandı. "Bu bana neden baksın ki?!" Her seferinde bunu düşüyordu Danbi. Onun en iyilerle layık olduğunu düşünüyordu. Fakat bunu kendisine yediremiyirdu, başka biriyle olmasını kendine yediremiyordu.

En arka dörtlüde tek başına oturan Danbi tüm arkadaşlarının boş buldukları ön koltuklara oturup uyuduklarını da sindiremiyordu. O da uyuyabilirdi. Fakat bir aptallık yapıp yolda uyumamak adına 3 bardak kahve içmişti ve şuan zerre uykusu yoktu.

Tüm bunlara dalıp gitmişken yanında hissettiği kıpırtıyla kafasını soluna çevirmiş ve gördüğü kişiyle ağzı kulaklarına varmıştı. Daha 1 hafta önce bunlar tartışmamış mıydı?

Danbi, yanında ona gülümseyerek bakan öğretmenine ingilizcesi ile hava atmak adına konuşmaya başlamıştı.

"Hi, my best teacher."

Taehyung, Danbi'nin bozuk aksanına gülümsemiş ve elinde olmadan cevap vermişti.

"Selam BEST öğrencim."

Danbi ise onun cevabına gülümsemişti. Farkında olmadan tatlı göründüklerini sanıyorlardı fakat birbirine sırıtan iki deliye benziyorlardı. Dikiz aynasından onlara bakan şoför içinden onları istemeden kınamış ve yoluna bakmaya devam etmişti.

Taehyung, Danbi'yle kampa gidene kadar konuşmuştu.

İkisi de tüm otobüsün ölüm uykusuna yağmasından faydalanmışlar ve inene kadar sohbet etmişlerdi.

Danbi küçükken çok haylaz bir çocuk olduğundan küçüklüğünü dolu dolu anlatmıştı. Taehyung ise onu bölmeden her bir ayrıntıyı dikkatlice dinlemişti.

Onun şeftaliye alerjisi olduğunu öğrenmişti. En sevdiği kuzeninin Byeongkwan denen bir çocuk olduğunu öğrenmişti. Babasının işi dolayısıyla sürekli evde tek kaldığını ve buna artik alıştığını, evde tek kalmanın hoşuna gittiğini öğrenmişti.

Taehyung açıkçası kendisini fazla beğenmeyen bir tipti. Her zaman daha iyisi olmaya çalışmıştı. Ama şimdi görüyordu ki bunca zaman çok eğlencesiz bir hayat sürmüştü. Bunun için pişmandı. Belki de Danbi'yi samimi bulmasının nedeni onun dolu dolu bir kişiliğe sahip olmasıydı. Hayat dolu, etrafa neşe saçan biri olmasıydı.

Taehyung ondan hoşlanmak istiyordu, onunla birlikte olmak, vakit geçirmek, elinden tutup en sevdiği dondurmayla lunaparkta gezmek istiyordu. Fakat o Danbi'nin öğretmeniydi ve bu o aptal kurallara gire aykırıydı.

Seonsaengnim // Kim TaehyungWhere stories live. Discover now