Elma Ağacı

Şaka

Cam kenarında oturan Savaş'ı görmem ile yanına gidip karşısındaki sandalyeye oturdum. "Acil olan konu da neymiş?" diye sordum.

Savaş derin bir nefes alıp verdikten sonra konuşmaya başladı. "Durumlar çok sakat Dolunay" demesi ile kaşlarımı çattım.

"Ne oldu Savaş? Anlatsana" dedim endişeyle. "Az önce babam aradı. Şirketler batmanın eşiğine doğru gidiyormuş." dedi.

"Sizin şirketler mi?" diye sordum. "Ortak olduğumuzdan dolayı seninkiler de" demesi ile başımdan aşağı kaynar suların dökülmesini hissettim.

Savaş masanın üstünden elimi tutarken ne diyeceğimi bilemiyordum. Babamın bana mirası olan şirketler batarsa ben ne yapardım.

Gözlerim dolarken "Savaş bu nasıl olur?" dedim. "Babamın son katıldığı ihaleyi kazanmıştı ya. Aldığı o topraklar onu zarara soktu." dedi.

O toprakların üzerine lüks villalar yapacaktık. Yani bu işte Savaşlar ile ortaktık. Onların batmaya başlaması bizim de sonumuz demekti.

Gözümden bir yaş akarken Savaş elini yanağıma koyup akan göz yaşımı sildi. "Savaş ben ne yapacağımı bilemiyorum. Onlar bana babamdan kalmıştı." dedim.

O esnada Savaş kahkahalara boğulması ile anlamayarak ona bakmaya başladım. "Savaş delirdin mi sen? Batıyoruz!" dedim.

"Şakaydı sadece" diyen Savaş ile aniden ayağa kalktım. "Şakaydı işte" diyen Savaş ile batmadığımızın anlamam ile Savaş'ın boynuna sarıldım.

Savaş da kollarını belime sararken "Batmıyoruz şimdi değil mi?" diye sordum. "Hayır batmıyoruz" demesi ile deri bir nefes aldım.

Batmadığımızı anladığım için yaşadığım mutluluk biterken hızla Savaş'tan ayrıldım. "Olum ne diye böyle şaka yapıyorsun sen!" dedim ve göğsünü yumruklamaya başladım.

Savaş gülmeye devam ederken ellerimi tutup beni tekrar kendine çekip sarıldı. "Sadece böyle bir durum ile karşılaşırsak nasıl tepki vereceğini merak etmiştim" dedi.

Sinirle "Senin merakını sikeyim emi" dedim. Savaş benden ayrıldıktan boyuma gelmek için bana doğru eğildi.

"Güzellik küfür hiç ağzına yakışmıyor." dedi Savaş. "Olum o zaman küfür ettirmeyin." dedim. Bu cevabı Savaş'ı gülerken sinirlerim bozuldu ve bende gülmeye başladım.

"Başka bir şey yoksa ben gidiyorum." dedim. "Tamam hadi sen git." diyen Savaş ile "Görüşürüz" deyip Barlas'ın bizim için valizlerimizi götürdüğü kulübeye gitmeye başladım.