#78

24.7K 2.7K 886
                                    

Öncelikle Berlin'de 23:52 olduğunu belirtmek isterim 😂

Canlar sona doğru uyku bastı iyice! Hata varsa önce affola, sonra da minnak bir not düşerseniz beni sevindirirsiniz! Yarın uyanınca bakarım 🤗😚

"Sen böyle biraz yanıyorsun sanki..."

Tepemde kâh ileri kâh geri salınırken "Sanmıyorum," diye seslendi Jimmy. Rüzgârın da yardımıyla birden epey uzaklaşmıştı. Yine de kollarına şöyle bir bakındığını seçtim. "Yarım saatte bir krem sürüyorsun her yerime! Şapkam da var zaten!"

"Bence yine de biraz yandın," diye bağırarak sesimi duyurmaya çalıştım. Omuzları kızarmaya bile başlamıştı! Güneşin altında gergin pırıl, pırıl parlıyorlardı. Müthiş görünmediklerinden değil ama gece uyutmayacaklardı bana kalırsa. Üstelik tek sorun bu da değildi. "Renk değiştirince ya sorun olursa çekimlerde?"

"Zannetmiyorum."

"Çıkalım mı artık?"

"Biraz daha mı kalsak acaba? Beş dakika daha? Hm?"

Çocuk gibiydi! Korkarım ben de pimpirikli annesi :(

'Yandın', 'yok o kadar da yanmadım aslında', 'hayır, yandın in aşağı' derken Jimmy'yi yarım saat kadar sonra tahtadan aşağı inmeye ikna edebildim.

Güneş hala yaksa da neredeyse akşam olacaktı. Zaman daralıyordu. Maalesef. Kalabalık çıldırmadan, Alaçatı'da ufak bir gezinti planladığımızdan, aceleyle duş alıp kurulandık, hesabı ödemek üzere garsonu çağırdık.

Garson yirmili yaşlarının başında hafif tombik sevimli bir çocuktu. Mütemadiyen sipariş verdiğimiz için de bir hayli memnundu bizden. Gideceğimizi öğrendiğinde neredeyse üzülecekti.

Jimmy çantamdan aldığı kredi kartlarından birini çocuğa uzattı. Çocuk önce Jimmy'nin uzattığı kredi kartına baktı ama kartı almak yerine, biraz şüpheyle tekrar Jimmy'ye baktı, peşi sıra gözleri yine kredi kartına geri döndü. İster istemez biz de hep beraber kredi kartına baktık.

The American Express Centurion.

Namı diğer 'Amex black card' dünya üzerinde on yedi bin kişinin sahip olduğu ve başvurarak alamayacağınız bir karttı. Programa davet edilmeniz gerekiyordu; bir de yıllık minimum 250 bin dolarlık harcama yapmak şarttı! Kartla uçak alabileceğiniz düşünüldüğünde oldukça düşük bir meblağ tabii!

Tüm bunları uçak alacağımdan değil danışmanlık hizmeti verdiğimiz bir banka için yaptığım araştırmadan biliyordum elbette!

Titanyum kart belli ki çocuğu da kıllandırmıştı. Zaten yumuk gözleri iyice kısıldı. "Ben bu abiyi bir yerden çıkaracağım sanki..."

"Benzettin kesin," dedim sakince.

Karta baktı yeniden. "James Kenneth Simpson," diye mırıldanırken hafızasını yokladı bir. Gözleri Jimmy'nin suratında kaşları hafif çatık uzun uzun düşündü. Farkındalık çöktüğünde ise çattığı kaşları birden saç çizgisine kadar fırladı, şok içinde hönkürdü. "Artist değil mi bu? Filmini seyrettim ben bunun daha geçen gün!"

Herkes neden ısrarla 'bu' diyordu? Kolundan çekip şezlonga oturttum çocuğu. "Biraz sessiz olur musun?"

Oturduğu yerden tek tek yüzümüze baktı. Son durağı yine Jimmy olurken otuz iki diş sırıttı. "Selfie isterim."

Jimmy'nin taktiği uygulamaya giriştim. "Tamam ama biz gidene kadar kimseye çaktırmayacaksın."

Dudak büktü. "Patron kızar."

Kapak Modeli 🌙Yarı Texting🌙 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now