TOPRAK. -11-

85 8 0
                                    

SÖZ VERDİĞİM GİBİ İKİNCİ GÜNDE YENİ BÖLÜM EKLİYORUM.UMARIM BEĞENİRSİNİZ.YORUM YAPIN LÜTFEN.OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.İYİ OKUMALAR...

Sabah kalktığımda ilk önce Boraya banyo yapıp yapamayacağımı sormuştum.Buraya geldiğimden beri aynı kıyafetlerleydimBunun için bir çözümüm yoktu ama saçımdaki yağ beni inanılmaz derecede rahatsız ediyordu.Normalde hiçbir zaman saçımın yağlanmasına fırsat vermeden yıkanırdım.Ama ne yazıkki şu an normal bir durumda değildim.

Herzamankinin aksine bu sefer uzun ve güzel bir banyo yaptım.Saçımı dört kere yıkadım.Sonuçta Bora her nekadar Antalyada bir ev ayarladığını söylese bile ne olacağını bilemezdim.Banyo yaptıktan sonra çıkardığım kıyafetleri tekrar giyerken yüzümü ekşittim.Bedenim temizken kirli kıyafetler giymek kötü hissettiriyordu.Bunu şuanlık boşverip kahvaltı etmek için aşağı,mutfağa indim.Mutfağa girdiğimde Bora kahvaltı yapıyordu.Bende kendime çay için bir bardak alıp masaya oturdum.

Gözleri önce ıslak saçlarımda sonrada vücudumda gezindi.Yerimde rahatsızca kımıldandım.Gözlerini gözlerime sabitlediğinde kaşlarını çattı.

'Neden yine bunları giydin?'Ona şaşırarak baktım.Başka ne giyecektim ki?

'Ne giyseydim?Başka kıyafetim yokki.'Bıkkınlıkla nefesini dışarı verdi.

'Hiç odandaki dolaba bakmayı düşündünmü?Git üstünü değiştir.'Ne yani bana kıyafetmi almıştı?Şu an gergin göründüğü için bunu daha sonra sormaya karar verdim.Masadan hızla kalkıp merdivenleri koşarak çıktım.

Odamdaki üç kapaklı büyük dolabı açtığımda içine fırlatıldığını tahmin ettiğim poşetler ayaklarımın önüne serildi.Poşetleri açtığımda kalın kazaklar ve pantolonlar çıktı.Çekmeceleri açtığımdaysa yine içine poşetleriyle birlikte fırlatılmış iç çamaşırları çıktı.Bunları Boranın gidip seçmesi beni utandırmaya yetmişti.Birde nasıl şeyler almış.Salak.Daha fazla düşünmeden daha az utanç verici olanları alıp üstümede koyu bir kot ve boğazlı krem rengi bir kazak alıp giyindim.Sonra yine dolabın içine yerleştirilmiş büyük siyah valizi açıp Boranın almış olduğu herşeyi koydum ve kapattım.Gerçekten ihtiyacım olan herşeyi almıştı.Mont,ayakkabı,eşortman...Daha fazla uzatmayıp aşağı indim.Bora masada aynı yerinde oturuyordu.Kapıdan girdiğimde beni baştan aşaıya süzdü.Sonra ifadesiz gözlerini yüzüme dikti.Onu görmezden gelmeye çalışarak oturdum.

'Üstüne yakışmış.'Ondan böyle bir cümle beklemediğim içine tekrar kafamı kaldırdım.

'Ne?'Yine dengesizlik yapıyordu.

'Kıyafetler.Yakışmış.'İşaret parmağıyla havada üstümü gösteriyordu.Hiç cevap vermeyip masadki bütün kahvaltılıkların nerdeyse kepsini tabağıma yığıp yemeğe başladım.Bir ara kalkıp kendime çay doldurup tekrar masaya oturdum.Bugün daha fazla yemek yiyordum.Çünkü Antalyaya ne zaman varırız bilmiyordum ve Boranın karnının açıkmasını beklemek istemiyordum.En sonunda tabağımı bitirdiğimde peçeteyle ağzımı sildim ve geriye doğru yaslandım.Bora yüzündeki bariz şaşkınlıkla bana bakıyordu ve itiraf etmeliyimki şuanda çok tatlı duruyordu.

'Niye öyle bakıyorsun yine?'Sürekli tuhaf tuhaf bakıyordu.Rahatsız oluyordum.

'Sadece bütün onları yiyebildiğine inanamıyorum.'Yüzümü ifadesiz tutmaya özen göstererek omuz silktim.İstediğim kadar yemek yerdim.

'Ne zaman yola çıkacağız?'Bu konuyu uzatmaması için sormuştum.

'!5 dakika sonra.'Ha?

'Bu kadar çabuk mu?'Şaşırmıştım.

'Evet.Git valizini hazırla.'

'Hazırladım.'Yüzünde anlamadığını gösteren bir ifade belirdiğinde tekrar açıklamak için ağzımı açtım.'Üstümü değiştirmek için gittiğimde hazırladım.'

'O zaman gidiyoruz.Kalk.'Bora masadan kalkıp yukarıya çıktığında bende hızlı bir şekilde masadaki boş tabakları toplayıp mutfak tezgahına koydum.Yukarıya çıkıp montumu ve ayakkabımı giydim.Sonra Boranın valizimi aşağı indirmeyeceğinden emin olduğum için valizi sürükleyerek aşağıya indirdim.Bir ara merdivenlerden düşecek gibi olsamda sağlamdım.Zaten hiç bir zaman o kadar kırılgan olmamıştım.Dış kapının oraya kadar valizi sürükleyip orda bıraktım ve nefes nefese bir şekilde üstüne oturdum.Bir kaç dakika sonra Borada kendi valizini gayet rahat bir şekilde tek eliyle taşıyarak aşağıya indi.Tabii taşırdı.Ayı gibi olan ben değildim.

'Senin yüzüne ne oldu?'Gülümsüyordu.

'Ne olmuş?'Elimle yüzümü yokladım.

'Kıpkırmızısın.'Üsüne oturduğum valizi işaret ederek konuştum.

'Biraz fazla ağırdı.'Ağzından bir kahkaha duyunca şaşkınlıkla ona baktım.Dünya üzerinde duyduğum en güzel tonta bir kahkahaydı

'Neden bana söymedin?Yardım ederdim.'Daha demin yaptığı şeyin şaşkınlığını üstümden atamamışken yüzünde bakıp gözlerimi devirdim.

'Tabikide ederdin.'Gülümseyen yüzü yavaşca soldu ve kaşları çatıldı.Ruh hali çok çabuk değişiyordu ve dengesizdi.Asla ona karşı nasıl davranmam gerektiğini çözemiyodum.

'Sana kaç kere gözlerini devirme diyeceğim.Onları oymamı mı istiyorsun?'Değişen ruh hali ve sarf ettiği cümle karşısında bugün onuncu kez şaşırdım.Ama bunu fark ettirmemeye çalışırak konuşmaya başladım.

'Beni tehdit etmekten vazgeç.'İkide bir birşey için beni tehdit etmesi canımı sıkıyordu.Yada canımı sıkan bana tüm bunları yapabilme ihtimalinin ne kadar yüksek oduğuydu.Gözlerini kısıp bana doğru yaklaştı ve benim gibi yere doğru çöktü.

'Beni vazgeçirmek için ne yapabilirsin?'Gözlerinin dudaklarıma kayması ve bu kadar yakınımda olması beni rahatsız ediyordu.İma ettiği şeyi anlayınca vücuduma dolan sinirle tüm gücümle onu arkaya doğru ittim.Yere çökmüş olduğundan ötürü arkaya doğru düşerken ellerini yere koydu ve çevik bir hareketle düşmeden doğruldu.Bende hızla yağa kalktım ve karşısına geçtim.

'Benimle böyle konuşamazsın.'Dişerimi sıkarak konuşuyordum.

'Beni senmi engelleyeceksin?Sana istediğimi yaparım Toprak.İstediğim herşeyi.'Söylediği sözler bedenime korku salıyordu.

'Kendine gel.Terbiyesizleşme.'Siniri her hücremde hissediyordum.

'Doğrular çocuk.Senden iğrendiğim için kendini şanslı say.Korkma seninle ilgilenmiyorum.'Sözleriyle sevinmem gerekirken üzülüyordum.Sesindeki iğrenmişlik hissi bana geçiyordu ve bundan rahatsız oluyordum.Bu konuda daha fazla onunla kavga etmek istemedim.Bir süre bana bakıp cevap beklesede bir süre sonra önümden geçip dışarı doğru ilerledi.Bende arık ona daha fazla mesafeli yaklaşmaya karar vererek arkasında ilerledim.Bundan sonra hep arkasından gideceğimi bilmeyerek....

TOPRAK.Où les histoires vivent. Découvrez maintenant