TOPRAK. -31-

47 3 0
                                    

MERHABA...


LÜTFEN OKUYUNCA DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZIN.MERAK EDİYORUM. VOTE KULLANIN...


UMARIM BEĞENİRSİNİZ.


İYİ OKUMALAR...


—————————————————————————————————————————————————


Yanımda uzanan Borayla birlikte tavanı izliyordum.Tavanın neyini izliyordum bilmiyorum ama izliyordum.Hala aşağıda gördüklerimin şokundaydım.Bora yukarı çıktığımızda gergindi ve açıkcası yorgunluktan ölüyordum.Bu gece en son istediğim şey bile Borayla kavga etmek değildi.Tavanı izlemekten sıkılıp Boraya doğru döndüm.Artık onunla birlikte uyumak beni rahatsız etmiyordu ama yinede ona çok fazla yaklaşmamaya çalıştım.Yüzündeki ifadesizlik den cesaret alarak konuşmak için dudaklarımı araladım.


"Bir şey sorabilir miyim?"O ses tonum neydi öyle?Beş yaşındaki bir çocuğun annesinden çikolata isterken kullandığı ses tonu gibiydi.


"Hayır."Bora gözlerini kırpmadan tavana bakmayı sürdürüyordu.


"Allah aşkına ne var o tavanda?"Diyerek kafamı kaldırıp Boranın yattığı yere doğru yaklaşıp tavana bakmaya çalıştım.Yanağımda hissettiğim elle kalbim heyecandan duracak hale gelirken başımı korkudan oynatamadım..Bora diğer elini de yanağıma koyarak başımı kendisine çevirdi ve gözlerime bakmaya başladı.Yüzünde o ifadesiz görüntü yoktu ama şu an orada olan şeyide çözemiyordum.Neydi bu?Tutku,Kararsızlık,İstek...Şu an yüzünde gözlerinin ışıldamasına sebep olan hangisiydi?


"Beni öper misin?"Boranın pürüzlü çıkan sesi düşünmemi engelliyordu.Benim bir şeyler düşünebilmem için onun bu kadar yakınımda olmaması gerekiyordu.Ama işte burnumun ucundaydı ve ben düşünemiyordum.Bir süre daha gözlerine bakmaya devam ederken hızlanan nefeslerimiz kulaklarıma gelen tek şeydi.


"Hadi."Diye beni cesaretlendirmeye çalıştı.


"Nasıl yapacağımı bilmiyorum."Diye fısıldadım.Boranın yüzünde bir gülümseme oluşurken ellerini belime koyup beni kendisine doğru çekti.


"Sana göstereceğim."Bir eli enseme doğru giderken ben artık ne yaptığımı bilmiyordum.Bora ensemi tutup başımı kendi başına doğru eğerken aramızda yok denecek kadar az bir mesafe kala durdu.


"İlk önce yaklaşacaksın.Tamam mı?"Ona bakmayı sürdürürken Bora altımda hafif yana doğru kaydı.


"Cevap ver bana.Bir daha ki sefere sen yapacaksın.İyice dinle."Sesindeki o pürüz bile o kadar yabancı ve güzeldi ki kendimi yine bir robot gibi başımı sallarken buldum.


"Tamam."Diye fısıldadım.


"Sonrada dudağıma doğru eğileceksin."Bora başımı biraz daha eğerken aramızda hiç bir mesafe kalmamıştı.


"Dudaklarını dudaklarıma bastır ve beni öp.İstediğin gibi.Sakın utanma."Diye dudaklarıma doğru fısıldadı.Ensemdeki eli boynumda dolaşmaya başladığında içimde yabancısı olduğum hisler artmaya başladı.Heyecandan hızlanan nefesim ile öylece durmayı sürdürdüm.


"Bir korkak olmadığını kanıtlaman için sana bir fırsat.Hadi."Boranın tekrar dudaklarımın üstüne konuşması ve sarf ettiği sözcüklerle neredeyse birbirine değen dudaklarımızı iyice birleştirdim ve onu öpmeye başladım.Ne yaptığımı bile bilmiyordum ama öpüyordum.Bora ağzından tuhaf homurtular çıkarak enseme iyice baskı uyguladı ve benim aksime o ne yaptığını bilen bir şekilde bana karşılık vermeye başladı.Dudaklarım alev almış gibiydi.Aslında tüm vücudum alev almış gibiydi.Bedenim hiç bilmediği bir şeyi istiyordu.Ve bu şeyi Boradan istiyordu.


Bora birden yattığı yerden doğruldu.Bende kucağında onunla birlikte doğrulurken Bora dudaklarını dudaklarımdan çekmeden bedenimin iki yanında titreyen ellerimi buldu ve boynuna doğru çıkardı.


"Orada kalsınlar."Diye hızlıca fısıldayıp bir an için bıraktığı dudaklarımı öpmeye devam etti.İçimdeki korku ve heyecanın nedenlerinden biride hala Boraya karşılık veriyor olmamdı.Yada verdiğimi sanıyordum.Şu an bana yaptığı şeyi ona yapmadığıma emindim.


Bora dudaklarını tahmin edemediğim bir süre sonunda dudaklarımdan çekerken iki yanağımda olan elleriyle başımı biraz kendisinden uzaklaştırarak aramızda bir mesafe bıraktı.Yani az öncekine kıyasla bir mesafeydi.Ama hala çok yakınımdaydı.Koyu mavi olan gözleri iyice koyulaşmıştı ve orada vahşi bir pırıltı vardı.


"Benimle bu gece birlikte olacak mısın?"Diye sorunca vücudumdaki tüm duygular beni terk ederek bütün yerlerini korkuya bıraktı.Bu his her neyse çok güzeldi ama benim için fazlaydı.Eğer bunu yaparsam Bir daha Boranın suratına bile bakamazdım.


"Hayır."Diye korkuyla fısıldadım.Boranın gözlerinden bir hayal kırıklığı hızlıca geçerken beni yavaşça kucağından kaldırdı ve yanına bıraktı.


"Bana kızdın mı?"Diye dordum.Neden böyle bir soru sormuştum ki?Kızdım derse ne olacaktı?Bora hala aynı şekilde dururken bende yanında oturuyordum.


"Evet."Deyince içimden kendime bir küfür daha ettim.


"Özür dilerim."Neden dilediğimi bile bilmiyordum ama şu an bana kızması bana çok korkunç geliyordu.Biraz önce benim için çok yeni bir şeyi paylaşmıştık ve şu an onunla kavga etmek istemiyordum.


"Özür dilemen için bir neden yok."Kendimi neden bok gibi hissediyordum?Bir elimi kaldırarak yanağına götürdüm.


"Seninle bir ilgisi yok.Ben sadece daha önce yapmadım...Ve...Yani şey..."Daha ne kadar rezil olabilirdim bilmiyorum...


Bora bana dönerken yanağımdaki eline bir bakış attı.


"Bu gece bana fazla yakın olmamanı öneririm.Bu kadar yakın olman iyi değil.Az önce seni nasıl kucağımdan indirdim bilmiyorum...Ateşle oynuyorsun Toprak.Dikkatli ol.Yanacaksın."Boranın sözleriyle elimi yanağından indirirken içimdeki hüzün denizinde boğulacak gibi hissediyordum.


"Tamam."Diye fısıldayıp yatağa uzanıp arkamı döndüm.Geçen bir süre sonunda Bora sonunda oturduğu yerden kımıldadı ve derin bir iç çekişle kendini yatağa bıraktı.Yatak ağırlığı yüzünden sallanırken kolunu belime doladı ve beni kendisine doğru çekti.


"Ne yapıyorsun?"Diye şaşkınlıkla fısıldarken Boranın sert yüzünde bir ifade yoktu.


"Bir şey söyleme uyu."Dedi ve başımı göğsüne yasladı.Şu an onun yüzünü göremiyordum ama sinirini hissedebiliyordum.Tüm günün yorgunluğu kendini gösterirken Boranın göğsünde gözlerim kapanmaya başladı.Boranın yanında ve onun kollarında....


TOPRAK.Where stories live. Discover now