38| İHALE

3.4K 148 95
                                    

Yaklaşık 15 dakikadır öylece oturuyor, uçağın kalkmasını bekliyorduk. Sıkıntıdan patlamak üzereydim. Çünkü uçağın bizim bulunduğumuz bölümünde çok fazla insan olmadığı için kimseden ses seda çıkmıyordu. Ortamdaki tek ses uçaktan gelen seslerdi.

Bakışlarım karşımdaki Bash ile Kol'u bulduğunda ikisinin de çoktan kendi hâllerinde takıldıklarını fark ettim. Bash telefonuyla ilgileniyor, Kol ise yerleştiğimiz ilk andan beri koltuğunda uyukluyordu. Gece olduğu için herkesin üzerinde bir ağırlık vardı. Ben ise onların aksine fazla enerjiktim.

Anonsun yapılmasıyla beraber oturuşumu düzeltip beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra uçak havaalanının zemininden ayrılırken gerginliğimi azaltmak amacıyla Nick'e konudan bağımsız saçma salak bir şeyler anlatmaya başladım. Defalarca uçakla yolculuk yapsam da çocukluğumdan gelen bir alışkanlıkla uçağın kalkış anında gerilmeme engel olamıyordum.

Uçuşa geçmemizin ardından rahat bir nefes alıp kemerimi çözdüm ve koltukta daha rahat bir pozisyon aldım. Yolculuğumuz yaklaşık olarak 5 saat kadar süreceği için zamanı nasıl geçireceğimi bilemiyordum. Yanımda hiçbir şeyi umursamadan dergileri karıştıran Nick ise bana fazlasıyla (!) yardımcı oluyordu.

Onun düşünceli tavrından kendimce anlamlar çıkarmaya çalışıyordum ama anlaşılan ihale sorunsuz bir şekilde olup bitene kadar rahat bir nefes almayacaktı. Her ne kadar bana belli etmemeye çalışıyor olsa da endişelendiğini gözlerinden anlayabiliyordum.

Oturduğum yerden uzanıp elinde tuttuğu dergiyi alırken "Biraz dinlen istersen?" diye bir soru yönelttim ona. Sanki benim bunu söylememi bekliyormuş gibi itiraz etmeden kafasını geriye doğru yasladı. Ben de sıkıntıdan onun elinden almış olduğum dergiyi kurcalamaya başladım.

Bir sürü araba modelleriyle dolu olan dergi ilgimi çekmezken oflayıp bir kenara bıraktım. Bakışlarımı kaldırıp etrafı incelemeye başladığımda fark ettiğim şeyle kaşlarım aniden çatıldı.

Az ilerideki koltuklarda oturan iki tane kadın hostes ısrarla Nick'e bakıyor, aralarında bir şeyler konuşup gülüşüyorlardı. Nick'in yanında benim olduğumu ise görmüyor gibilerdi. Böylece bana kendimi fark ettirmek kalıyordu.

Birkaç saniye o kadınların oymak istediğim gözlerini sevgilimin üzerinden çekmelerini bekledim. Lakin beni umursadıkları falan yoktu. Sadece her şeyden habersiz masumca uyuyan Nick'e gözlerini dikmişlerdi.

Sinirle Nick'in kemerini çözüp ona iyice yanaştım ve kafamı omzuna yerleştirdim. Nick benim beklenmedik hareketimle gözlerini aralarken fısıltıyla "Ellerini belime koy çabuk!" dedim itiraz istemeyen bir ses ile. Anında dediğimi yapmasıyla yüzümde geniş bir gülümseme oluşmuştu.

"Ne oluyor, Nina?"

Onu duymazdan gelip "Arkadaki hostesler hâlâ buraya bakıyor mu?" diye sordum. Ardından ne söylediğimi fark edip "Dur, sen bakma!" dedim aceleyle.

Kafamı hafifçe kaldırıp camdan dışarıyı izliyormuş gibi yaparak onlara ufak bir bakış attım. O sırada da Nick beni belimden kendisine doğru çekmiş, ben de bacak bacak üstüne atarak ona iyice sokulmuştum.

Onun gülüşü kulaklarıma iliştiğinde omzumu silkip yüzümdeki sinsi gülümsemeyle hosteslere baktım. Bir şeyler söyleyip yerlerinden ayaklanmışlardı.

Uçağın diğer bölümüne doğru ilerleyip çoktan gözden kaybolmalarıyla derin bir nefes vermiştim. Bu sefer onları başımdan savmamın rahatlığıyla tekrardan kafamı Nick'in omzuna yasladım. O da diğer elini bacağıma yerleştirip uyku moduna geçmişti.

Karşı koltukta oturan Bash bana bakıp kafasını 'sen çok fenasın' dercesine iki yana sallarken dudaklarımı büzüp ona sessiz bir öpücük gönderdim. Bu da 'ta kendisiyim' demek oluyordu.

deniz kızı ile sarhoşlar masalıWhere stories live. Discover now