16| ANLAŞMA

6.3K 199 325
                                    

Kızlara boynumdaki kolyeyi gösterdiğimde "Bana hediye almış!" dedim çığırmama engel olamayarak. Onlar da bana eşlik edince birkaç saniye öylece hiçbir amacımız olmaksızın çığlık attık. Bugün pazardı ve uyanır uyanmaz onlara dün neler olduğunu anlatmak için kahvaltıya çağırmıştım.

Dün gece boyunca onunla sohbet etmiştik. Daha doğrusu ben anlatmıştım, o da dinlemişti. Belli olduğu üzre konuşmayı çok seven bir insandım. O ise benim aksime konuşmayı sevmeyen, genelde dinleyen taraftı. Bu durumdan şikayetçi olduğum söylenemezdi.

Ona okulumdan, eskiden kavga ettiğim kızlardan, okul müdürüyle girdiğim laf dalaşlarından, ailemden, hayatımdan, aklıma gelen her şeyden bahsetmiştim. O da hepsi ne kadar gereksiz şeyler olsa da ilgiyle beni dinlemişti. Çünkü hepsi beni ilgilendiren şeylerdi ve dinlemek zorundaydı.

"Bence eve çağıralım, testten geçirelim diyorum kızlar. Benimle hem fikir olan?"

Jane ile Hannah'da Claire'in söylediği şeye katılınca gözlerimi devirdim. Hâlâ daha birlikte olduğumuza inanmak istemiyorlardı. Evet, birlikte olduğumuza!

Dün gece baya baya konuşmuştuk aramızdaki her şeyi. Sonucunda da bir anlaşmaya varmıştık. Bir nevi her şeyi oluruna bırakacak, neler olup biteceğini zamanın bize göstermesini bekleyecektik.

Onu ikna etmeye çalışmıştım. Kendisinden 20 yaş büyük dedelerle sırf para için çıkan kadınlar olduğunu, aramızdakinin garipsenmeyeceğini sakin bir şekilde anlatmıştım.

Domenic ile bundan sonra normal bir ilişki yaşıyormuşuz gibi davranacaktık ama o buna şimdilik bir isim koyma taraftarı değildi. Ancak bu kadar ikna edebilmiştim onu. Aramızda bir şeyler yaşanabileceği gerçeği hâlâ daha ona göre uzak bir kavramdı.

Eğer normal bir şekilde anlaşmak istiyorsak Nick her şeyi kontrol etme dürtüsüne son verecekti. Ben de olur olmadık işlere kalkışmayacaktım. Örneğin evlilik fikri. Bu tür şeylerle onun gözünü korkutmaktan başka bir işe yaradığım yoktu çünkü.

O iş hayatından olsa gerek etrafındaki insanların olağan dışı davranışlarına katlanamıyor, sürekli onları kontrol altına almaya çalışıyordu. E hâliyle ben de kontrol altına alınamayacak bir insandım. Kafama nasıl eserse öyle davranıyordum.

Biz de onunla bir anlaşma yapmıştık. Var olan garip ilişkimizi başkalarının gözüne sokmaya çalışmayacaktık, ki bu benim için zor bir şeydi, hakkımızda yazılan şeyleri görmezden gelmeye çabalayacak, herhangi bir açıklama yapmayacaktık. Açıklama yaparsak insanlar bir ilişkimiz olduğunu kolaylıkla anlardı.

Aynı şekilde ailelerimize de herhangi bir şey söylemeyecektik. Çünkü hâlâ kesin bir şey yoktu ortada.

Kızlar bana cevap istermiş gibi dik dik bakarken yüzümdeki ifadeyi hızla yok ettim. Ne ara gülümsediğimin bile farkında değildim. Birkaç saattir böyle olur olmadık zamanlarda istemsizce bürünüyordum bu hâle.

"Ben buraya çağırırım ama sizin de olduğunuzu belirtirsem gelir mi bilmem. Geçen gün sizi öyle maskelerle görünce bir tırstı yani adam. Alışık değil böyle şeylere."

Kızlar bu söylediğime kahkahalarla gülerken ben de onlara eşlik ettim. Nick küçüklüğünden beri kızları hep bir adım gerisinde tuttuğu ve mesleğine öncelik verdiği için bu tür ilişkilerde pek tecrübe sahibi değildi. Zamanla alışacaktı benim manyak arkadaşlarıma.

Claire "O zaman ben Bash'e söyleyeyim o ikna etsin," diye bir fikir sununca kaşlarım çatıldı. Anında "Bash'in numarası sende niye var?" diye sorarken Claire'in yüzü renkten renge girmişti.

"Ya şey işte... senin instagramından fotoğraflarımızı görmüş arkadaş olduğumuzu anlamış. O gün de deniz kenarına gittiğimizde sen Domenic'in mesajlarına cevap vermeyince o da nerede olduğumuzu sormuştu. Öyle telefon numaralarımızı verdik işte birbirimize."

Uzun uzun açıklama yaparken yüzümdeki imalı gülümsemeyle "Öyle olsun bakalım," diye mırıldandım. Claire ise çoktan konuyu başka yere çekmek amacıyla konuşmaya başlamıştı.

"Tamam, olay kısaca şu: Patron kılıklıyı eve çağırıp davranışlarını detaylı detaylı inceleyeceğiz. Oradan da bir sonuca varacağız. Her şey gayet açık bence."

Evin zili çaldığında heyecanla oturduğum yerden ayaklandım. Kapıya doğru hızla ilerlerken kızlar da arkamdan bana eşlik ediyordu. Güzel bir film gecesi hazırlamıştık ve hep beraber barış içinde (!) film izlemeyi planlıyorduk.

Kapıyı açar açmaz karşımda bana sırıtan Bash'i görünce ben de ona gülümsedim. Dün geceki her şeyi neredeyse ona borçluydum. Yanağımı sıkıp içeri geçerken "Dün gece işe yaramış anlaşılan," dedi sadece benim duyabileceğim bir şekilde. Başımla onayladım onu.

Ardından Nick içeri girince "Hoş geldin," dedim. Yanağıma ufak bir öpücük kondurup o da içeri girerken ellerimi kalbimin üzerine koyup sakinleşmeyi bekledim. Onun bu tavırlarına nasıl alışacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Beni fazlasıyla şaşırtıyordu.

En sonunda Kol da içeri girdikten sonra kapıda öylece beklemeye son verip ben de yanlarına ilerledim. Çift kişilik koltukta yanı boş olan Nick'in yanına oturdum. Diğer herkes bilerek başka yerlere oturmuştu sanki. Claire televizyondan filmi ayarlarken başımı Nick'in omzuna yasladım.

"Kızlar emrivaki yapınca bir şey diyemedim."

Onu zorla getirtmiş gibi gözükmek istemiyordum. O da "İş çıkışı tek istediğim şey evimde dinlenmek oluyor. Bugünlük bir istisna yapmak istedim," diye cevap vermişti. Benim için buraya geldiğini belirtiyordu yani. Çikolatalı pasta gibi yerdim ben bunu ama!

Kafamı yasladığım omzundan kaldırıp "Ben de sana makyaj yapmak istiyorum. Ama bak, her istediğimiz şey oluyor mu?" dedim yüzüme samimi olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirirken. Ondan cevap gecikmemişti.

"Ah, ben seninle nasıl başa çıkacağım Nina?"

NİNA ZAMOCHKOVA:

NİNA ZAMOCHKOVA:

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


DOMENİC SOBİEXİ:

DOMENİC SOBİEXİ:

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
deniz kızı ile sarhoşlar masalıWhere stories live. Discover now