Ψ Tear Of The Statue Ψ

721 118 280
                                    

🎶 Fleurie - Hurts Like Hell

Duygusallıklı ama süpriz sonlu bir bölüm :')


***


«Heykelin Gözyaşı »

Medusa yıkık duvarların arasından kuyruğu üzerinde sürünerek içeriye girdiğinde, eliyle başını tutuyor ve şaşınlıkla etrafına bakıyordu. Anlaşılan her şey bitmişti. Kaya yaratıktan yediği darbe yüzünden başında keskin bir ağrı vardı. Tüm savaş olup biterken öylece yerde yattığına ve hiçbir işe yaramadığına inanamıyordu. Bu berbat bir histi. Oysa buraya yardım etmek için gelmişti.

Joonzeus, Jungreas'ı kurtarmak için hızla zindanların bulunduğu yere giderken, Medusa yerde yatan Jimtet'i görmesiyle hızlıca ona doğru ilerledi.

"Jimtet!"

Jimtet'in bilinci yerine gelmişti ama başı çatlayacak gibiydi ve kemikleri sızlıyordu.

Medusa boğazında hissettiği acı safrayı yutkunup ona doğru eğildi. Jimtet'in başını kucağına alıp bir eliyle gözlerini örttü. "Jimtet... Jimtet beni duyabiliyor musun?"

Nemesis ve Naiya da onların yanına vardıklarında Nemesis mistik gücünü kullanarak Jimtet'i iyileştirmeye çalıştı, fakat o kadar fazla güç kullanmıştı ki artık takati kalmamıştı. Ellerinde belli belirsiz yeşilimsi bir ışık huzmesi bir görünüp bir kayboluyordu.

"Jimtet..." diye mırıldandı iç çekerek. "Oğlum, dayan."

Naiya yere çömelerek Jimtet'in elini kavradı. "Jimtet!" dedi korkuyla kardeşine bakarken.

Jimtet ağır ağır nefes alıyordu ve aldığı her nefeste göğsüne yüzlerce iğne batırılıyormuş gibi hissediyordu.

Nemesis kalan son enerjisini oğlunu iyileştirmek için harcamaya çaba gösterdi. Fakat gücünün çoğunu Eris'le savaşırken kullanmıştı ve tekrar toparlanmak için zamana ihtiyacı vardı ki Jimtet bu zamana sahip değildi. Yarı tanrı olsa da eğer fani tarafı daha baskınsa ölümden kaçamazdı.

"Millet!"

Joonzeus nefes nefese yanlarına döndüğünde yüzündeki ifade hiç de iç açıcı değildi. Medusa ile göz göze gelmemek için bakışlarını yere sabitleyerek konuştu.

"Eris'in kurban laneti hâlâ bozulmamış! Eris ölmesine rağmen kilit açılmıyor. Luna ile her şeyi denedik ama yapamadık!"

Nemesis irileşen gözlerle ona baktı. "Ne kurbanı?"

Naiya ağlamaklı bir sesle konuşurken alnına yapışan saçlarını geriye ittirdi. "Eris Jungreas'ı kapattığı hücreye kurban laneti koymuş. Biri onun için canını vermediği sürece kilit asla açılmayacak. Eris ölünce bu lanetin bozulacağını düşünmüştük ama..."

Medusa şok içinde ona bakarken, Jimtet'in gözleri üzerinde duran elinin üstünde başka bir el hissedince irkildi ve aşağıya baktı.

Jimtet onun elini sıkıyordu. "Med... O ben olmalıyım."

"N-ne?!"

"Ne diyorsun sen Jimtet?!" dedi Nemesis nefesi kesilerek.

"Jung...reas'ı kurtarmak için... Ben zaten öleceğim... Bu yüzden..."

"HAYIR!" Nemesis hızla başını sağa sola salladı. "Buna izin veremem!"

"Jimtet saçmalamayı kes!" Medusa gözlerinden gelen yaşlara hakim olamıyordu.

"Jimtet hayır!" dedi Naiya onun diğer elini sıkarak. "Başka bir yol bulmalıyız!"

"Başka... yol yok." dedi Jimtet ağır nefesleri arasından. "Anlamıyor musunuz? Eris bunun olabileceğini düşünmüştür. Bu yüzden... Tahmin edebileceğimizden daha güçlü bir lanet koymuş olmalı... Başka çaremiz yok."

• Gods, Wars and Hearts Π BTS •Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang