Bir zamanlar dost olan iki imparatorluk, birden bire düşman kesilir ve kanlı bıçaklı hale gelir. Yıllarca süren savaş, iki ülkeyi de tüketmiştir.
Bu savaş daha sonra iki ülkenin önde gelenleri tarafından sonlandırılır ve tekrar barış sağlanır. Faka...
Bu upuzun bölümde geçmişin kapılarını aralayıp yıllar öncesine gidiyoruz, geriye yaslanın ve Naiya ile Jimtet'in nasıl bir aşktan doğduğunu öğrenmenin keyfini çıkarın! ~
Medya kutsal ırmak ♡
«Aten ve Nemesis'in hikayesi»
Lotus Zamanı
(Anlamına en aşağıdaki açıklamadan bakabilirsiniz)
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Nemesis, yere inerken kanatlarını çırpmayı bıraktı ve ayakları yere bastığında durup etrafını dinledi. Orman sakindi. Kutsal ırmağın güçlü akıntısının ve kuş cıvıltılarının dışında dikkat çeken bir ses yoktu. İnsan formuna geri döndüğünde karşıdaki ormanlığa baktı. Savaş duvarı tamamlanmadan önce gelseydi işi daha kolay olabilirdi belki, ama şu an ortalıkta kimsecikler yoktu. Vücudunu bir duman huzmesine dönüştürerek, Mısır'ın koruyucu duvarının içinden geçti.
Nemesis öfkeliydi. Evet Tanrıların insanların savaşına fiziksel olarak müdahale etmesi yasaktı fakat Nemesis kendisine ve diğer tanrılara dua eden insanları yüzüstü bırakıyor olmaktan hiç mutlu değildi.
Nemesis'in annesi Gecenin Tanrıçası Nyx'ti. Nyx, ilk tanrıçalardandı ve ürkütücü bir kadındı. Öyle ki Zeus bile ondan korkardı. Nyx ondan daha yaşlı ve daha güçlüydü.
Nemesis'in 14 kardeşi vardı. Bunlardan ikisi, Karanlığın Tanrısı olan Erebus ve Nyx'in birlikteliğinden doğan Aether ve Hemera'ydı.
Nemesis ve diğer kardeşleri ise yalnızca Nyx tarafından, babasız olarak dünyaya gelmişlerdi.
Diğer kardeşlerine nazaran Nemesis'in en yakın olduğu ve en çok vakit geçirdiği kardeşi Uyku ve Düşler Tanrısı Yooniros'tu. Yoon, Nemesis'in aniden yükselen öfkesini bastırır ve onu sakinleştirirdi. Her zaman ona destek olurdu. Nemesis'in en çok güvendiği kardeşi o'ydu.
Fakat şu anda yapmakta olduğu şeyi Yoon'a bile anlatamazdı. Eğer Yoon bunu öğrenirse çok kızar, belki de annelerine söylerdi. Nyx genelde çok sakin görünse de öfkesi yeryüzünü sarsabilecek kadar güçlüydü. Sonuçta Nemesis içindeki kuvvetli duygunun annesinden geldiğini biliyordu. Ama ne olursa olsun öylece durmak yerine bir şeyler yapmak istiyordu.
Gizlice Mısır'a sızıp bilgi edinecek ve Yunan'ın bu savaşı kazanmasına yardım edecekti. Bu yüzden sıradan Mısırlı bir kadın kılığına girdi şehre doğru ilerlemeye başladı. Tanrısal enerjisini olabildiğince bastırdı. İnsanlar gerçek kimliğini hiçbir şekilde fark etmemeliydi.
Fakat işler beklediğinin aksine gitti. Nemesis, bir grup barbar tarafından kaçırıldı ve bir köle pazarına götürüldü. Sıradan bir kadın gibi giyinmiş olsa da oldukça güzel olduğundan dikkatleri üzerine çekmişti. Buna rağmen barbarlar ona karşı çok sert davranmışlardı. Onu bileklerinden kalın iplerle bağlayıp kollarından sertçe tutarak zorla yürütmüş, yere fırlatırcasına bırakmışlardı. Nemesis çok sinirlenmişti fakat bağırıp çağırmak dışında fazla bir tepki gösteremeyeceğini biliyordu. Eğer bir Tanrıça olduğu anlaşılırsa işler karışırdı ve başı daha çok belaya girerdi.
