Ψ Desire ▲

754 119 227
                                    

Dikkat feels içerir ehe

Keyifli okumalar~

***

«Arzu»

Taenius yüzündeki huzurlu ifadeyle gözlerini kapattı. Rüzgarın yumuşak dokunuşunu bedeninde ve kanatlarında hissesiyordu.

Naiya onu Nemesis'in tapınağına çağırmıştı. Bir ulağın getirdiği bu haberin ardından meraklanan Taenius, hemen yola çıkmıştı.

Kanat çırpışını yavaşlatarak tapınağın yanında yere indiğinde, kendisine doğru koşturan Naiya'yı görmesiyle kaşlarını kaldırdı. Anlaşılan tam zamanında gelmişti.

"Leydi Naiya?"

"Taenius! Senden bir şey rica edebilir miyim?" dedi Naiya duraksayıp, soluklanarak. Heyecanlı bir yüz ifadesi vardı.

"Evet, elbette. Ne isterseniz."

"Benimle birlikte Mısır'a gelir misin?"

Taenius afallayarak ona baktı. "Mısır'a mı?"

"Evet. Benimle oraya gelmen yeterli, sonrasında istersen geri dönersin. Yanımda üst düzey bir temsilci olmadan oraya gitmem sorun olabilir. Malum durumlardan dolayı..."

"Ah, anlıyorum. Elbette gelirim. Bir misafir daha getirebilir miyim?"

"Sevgilini mi diyorsun? Elbette! Onun da Mısır'a bayılacağına eminim."

Sevgili kelimesini duymak Taenius'un beyaz tenini pembeleştirmişti. "Teşekkürler... Ne zaman yola çıkıyoruz?"

"Bu gece."



◆◆◆


▲ Mısır ▲

Jinhetit çalışma masasında oturmuş, kollarını masaya dayamış, kasvetli bir ifadeyle önündeki kağıt yığınlarına bakıyordu.

Khafra son günlerde iyiden iyiye halkın ve rahiplerin gözüne giriyordu. Jinhetit onun üzerindeki bu algıyı kolayca tersine çeviremeyeceğine dair şüpheye düşmüştü.

Fakat Aten'e ait olan bileklik ondaydı, eğer Nemesis de buraya gelir ve kendi bilekliğini gösterirse ve bir şekilde Khafra suçunu itiraf ederse, onun hırsız ve katil olduğunu kanıtlayabilirlerdi. Ne var ki Jinhetit Nemesis'e nasıl ulaşacağından emin değildi, bir ulak gönderse bile ülkelerdeki iç karışıklıklardan dolayı ulağın sağlam bir şekilde geri döneceğinden emin olmak zordu, yanına korumalar verse bile. Eğer onlar öldürülürse birileri eski savaşı tekrar başlatmak için bahane bulmuş olurdu. Var olan barışı korumalıydı Jinhetit. Şimdilik yalnızca kağıt üstünde bir barış söz konusu olsa da, insanların da zamanla iyi geçinmesini sağlamanın bir yolunu bulmalıydı.

Jinhetit'i derin düşüncelerinden alıkoyan şey, kapısının üç kez art arda tıkanması oldu.

"Firavun hazretleri, ziyaretçiniz var. Yunanistan'dan-"

Nöbetçi daha sözünü bitirmeden, kalbi hızla çarpmaya başlayan Jinhetit ayağa fırladı ve koşup odasının büyük kapısını açtı. Karşısında Naiya, Taenius ve onun elini tutan güzel bir kız görünce afalladı.

"Firavun Jinhetit," Taenius onu başıyla selamladı. "Sizi tekrar görmek çok güzel."

Ardından Naiya'ya baktı. "Biz sizi yalnız bırakalım. Konuşacaklarınız vardır."

Taenius elinden kavradığı, etrafa meraklı bakışlar atan Odette ile kabul odasının dışına doğru ilerlerken, Jinhetit nöbetçiye "Misafirlerimize eşlik et." dedi. Nöbetçi şüpheli bir şekilde Naiya'ya baktığında Jinhetit, "Git hadi," diye ısrar etti.

• Gods, Wars and Hearts Π BTS •Where stories live. Discover now