▲ Pharaoh ▲

1.3K 186 433
                                    

«Firavun»

Naiya arkasında onu takip eden beş Yunan, üç Mısır askeri ve Yooniros ile birlikte sarayın yakınlarındaki bölgeleri gezerken, inşaat alanlarının bulunduğu bölgeye girdi.

Bazı tamamlanmamış yapıların arasından geçti ve yıkık bir duvarın arkasında, minyon tipli sevimli bir kız gördü. Kendi yaşlarında gibi görünen bu kız kısa bir duvarın arkasına gizlenmiş, birkaç metre ileride etrafındaki inşaat işçileriyle görüşme yapan soylu kıyafetleri giymiş bir adamı izliyordu.

Naiya kıkırdadı. Kızın yanına yaklaşarak usulca konuştu. "Daha ne kadar onu böyle gizlice izleyeceksin?"

Nefertari gözlerini kırpıştırarak hızla arkasına döndü. Etrafında hissettiği garip enerji yüzünden afallamıştı. Bir Naiya'ya, birde birkaç metre arkasında duran askerlere ve beyaz kıyafetli adama baktı.

"Sen de kimsin?"

"Benim adım Naiya. Yunan'dan barış teklifi getiren elçiyim."

"Ah... Demek Yunan'lısın. Bunu anlamak çok zor olmadı aslında. Ama neden tuhaf hissediyorum?" dedi Nefertari kollarını kendine sararak.

"Ben bir yarı tanrıyım, arkamdaki beyazlı adam da bir Tanrı. Farklı enerjiler algıladığın için biraz tuhaf hissediyor olmalısın. Yanıma bir Mısır tanrısı yaklaşmadığı için şu ana dek ben farklı bir şey hissetmedim. Şey hariç..."

"Firavun hariç." dedi Nefertari hafifçe gülümseyerek.

"Evet. Öyle." dedi Naiya da gülümseyip.

"Tanıştığımıza memnun oldum. Ben Nefertari." dedi Nefertari hafifçe başını eğerek.

Bu ilk kez halktan birinin ona iyi davrandığı bir andı, bu yüzden Naiya şaşırmıştı.

"Ben de Naiya." dedi Naiya elini uzatarak. Nefertari şaşırsa da onun elini sıktı.

"Senden hoşlandım. Soğukkanlı ama bir o kadar da arkadaş canlısı birine benziyorsun."

Naiya gözlerini kırpıştırdı. "Bunu nasıl bildin?"

Nefertari sırıttı. "İnsanları bakışından tanıma ve kısa sürede kişiliklerini çözebilme gibi bir kabiliyetim var."

"Ah? Ama görünüşe göre gizlice birini izleme konusunda fazla başarılı değilsin." dedi Naiya bakışlarıyla arkasını işaret ederek.

Nefertari dönüp arkasına baktığında, Hoseneith'in onunla konuşan adamlara değil kendisine bakıyor olduğunu gördü. Hoseneith kaşlarını kaldırdı, merak ve şüpheyle Nefertari'in yanındaki kızı ve onların arkasındaki adamları inceledi.

Nefertari önüne dönüp omuz silkti. "Bu onun için alışıldık bir durum. Benimse günlük rutinim."

"Ne yani, sürekli buraya gelip gizlice onu mu izliyorsun?" dedi Naiya şaşkınca.

"İlk başta öyleydi ama artık değil. Ona aşık olduğumu ve sık sık onu izlemek için buraya geldiğimi biliyor. O beni, benim onu sevdiğim gibi sevmese de bana kızmıyor."

"Sanırım biri sürekli beni bu şekilde izleseydi rahatsız olurdum. Eğer sana izin veriyorsa demek bu durum onun da hoşuna gidiyor. Ama eğer seni sevmiyorsa neden peşinde koşuyorsun ki?" dedi Naiya.

"Çünkü onu çok seviyorum. Azıcık göremesem hemen özlüyorum... Senin bahsettiğin türde bir peşinden koşma değil bu aslında. Yani benden rahatsız olduğunu ve beni istemediğini söyleseydi tabii ki bunu yapmazdım ama öyle bir şey söylemedi."

• Gods, Wars and Hearts Π BTS •Where stories live. Discover now