Bir zamanlar dost olan iki imparatorluk, birden bire düşman kesilir ve kanlı bıçaklı hale gelir. Yıllarca süren savaş, iki ülkeyi de tüketmiştir.
Bu savaş daha sonra iki ülkenin önde gelenleri tarafından sonlandırılır ve tekrar barış sağlanır. Faka...
Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.
Nyx, görkemli gök sarayının dev camından dışarıya bakarken, Haberci Tanrı Hermes, taht salonuna girdi ve Nyx'i başını eğerek selamladı.
"Beni çağırmışsın, Gece Tanrıçası."
Nyx ona döndü. "Hoş geldin, Zeus'un Oğlu. Sana verecek bir görevim var."
Hermes kaşlarını kaldırdı. "Bir görev mi?"
Nyx başını salladı ve şık kırmızı elbisesinin eteklerinden tutarak ilerleyip tahtına oturdu. Kasvetli bakışlarını genç Tanrı'ya yönlendirdi.
"Mısır'da yarı tanrı bir torunum var. Senden onu bulmanı istiyorum."
Hermes'in gözleri şaşkınşıkla irileşti. "Mısırda mı? Bir yarı tanrı?! Bu nasıl mümkün olabilir?"
"Uzun hikaye." dedi Nyx. "Sadece sana dediğimi yap. Torunumu bul ve bana getir. Ayrıca bundan kimseye bahsetme. Karşılığında ödüllendirileceksin."
Hermes camdan dışarıya doğru baktı. Mısır'a gitme durumu onu biraz tereddüte düşürse de uzun zamandır böyle heyecanlı bir görev almamıştı. "Görevi kabul ediyorum." dedi Tanrıça'ya dönerek.
"Unutma, Mısır'a girdiğin zaman enerjini baskılaman gerek. Mısır Tanrıları varlığını hissetmemeli."
Devasa salon kapısının ardından onları gizlice dinleyen Eris, sessizce oradan uzaklaştı. Yüzünde her zamanki sinsi gülümsemesi vardı.
Hermes saraydan ayrıldıktan sonra Nyx tahtından kalktı ve salondan çıkıp üst kata yöneldi.
Her ne kadar Nyx ölümlü bir Mısırlı ile beraber olduğu için Nemesis'e çok kızmış ve onu cezalandırmış olsa da, torunu Naiya'yı çok seviyordu. Belki de onda kendinden bir şeyler gördüğü için ona bu kadar bağlanmıştı. Jimtet'in de yanında olmasını istiyordu. Mısırda bir Yunan yarı tanrısı olduğu anlaşılırsa ortalık karışabilirdi. Jimtet burada ve güvende olmalıydı.
Nyx Naiya'nın odasının aralık duran kapısından içeriye girdi. Küçük Naiya, kocaman odasının cam kenarındaki koltuğa oturmuş dışarıya bakıyordu. Yüzünde durgun bir ifade vardı. Nyx ilerleyip onun yanına oturdu.
"Ne düşünüyorsun?"
Naiya bakışlarını büyükannesine çevirdi. "Neden en azından annemi ziyaret edemiyorum?"
Nyx derin bir nefes verdi. "Annen bir cezaya çarptırıldı ve ona karşı istisna yapılamaz. Bunu henüz anlayamıyor olabilirsin, ama o Yunanistan'a ait. Yunan Tanrıçası. Bir Mısırlı ile birlikte olması kabul edilemez. Üstelik de bir hırsızla."
