Bir zamanlar dost olan iki imparatorluk, birden bire düşman kesilir ve kanlı bıçaklı hale gelir. Yıllarca süren savaş, iki ülkeyi de tüketmiştir.
Bu savaş daha sonra iki ülkenin önde gelenleri tarafından sonlandırılır ve tekrar barış sağlanır. Faka...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Büyük gecikme adına özürlerimi iletiyorum, ilhamsızlık ve yazma isteksizliği beni bitirdi ühü:((
Normalde bu bölüm 4kyı aşkın upuzun bir bölüm olacaktı ama yazdıkça o kadar uzadı ki ikiye ayırıp peş peşe 2 bölüm atmaya karar verdim *-*
Bölüm şarkısı: The Heroes Path - Spectro Music
Müzükle okursanız etkisi daha güzel olur eheh, eğer watty'de çalışmıyorsa AT Player indirebilir veya spotifydan dinleyebilirsiniz.
Bu arada umarım bu bölümler beklediğinize değer, çünkü yeterince içime sindiğini söyleyemem :c
Keyifli okumalar~
***
Hatırlatma: Nemesis, Naiya, Jimtet, Medusa, Joonzeus ve Luna, Eris ile savaşmak ve Jungreas'ı kurtarmak için Karanlık Dağ'a gitmişlerdi. Bu sırada Yooniros, Rhea ve yaralı olan Callia'yı korumak için sarayda kalmıştı.
Eris ile yüzleşmeye giden grubumuz dağın içinde üçe ayrılan tünellerle karşılaşmış ve tünellerden geçmek üzere ikili gruplar halinde ayrılmışlardı.
↭↭↭
«İntikam»
Luna'nın avcunda oluşturduğu küre şeklindeki mavi-beyaz ışık huzmesi sayesinde, karanlık ve dar mağara tünelinin içi aydınlanıyordu. Joonzeus elini bel kemerindeki kılıcında hazır bekletirken temkinli gözlerle çevreyi inceliyordu.
Oldukça eski görünen tünelin duvarlarında yer yer büyükçe çıkıntılar, örümcek ağları ve zeminde ufalanmış taşlar vardı.
"Korkuyor musun?" Joonzeus Luna'ya baktı.
Luna başını sağa sola salladı fakat gözlerinden endişeli olduğunu anlamak mümkündü. Üstelik diğer eli elbisesinin eteğini gereğinden fazla sıkıyordu.
"Endişelenme." dedi Joonzeus. "Bana zarar verse bile Zeus'un soyundan geldiğim için Eris beni öldürmeye cüret edemez."
Tünelin sonuna vardıklarında, Joonzeus gözlerini kısarak karşılarındaki büyük iblis topluluğuna baktı. Siyah boynuzlara ve ruh gibi bir bedene sahip olan iblislerin kırmızı gözleri karanlığın içinden dehşet saçıyordu.
