Bölüm 25 - Boşluk

29.4K 1.5K 55
                                    



Her şey yalanla başlamış ve yalanla devam etmiş, 
Kör olsa bu gözler belki daha iyi görürdü onun gerçek yüzünü... 
Sevgi ya işte ağızdan çıkan tek kelime de ona,
Ben İstanbul'a sensiz yakışmıyorum dedikçe,
O İstanbul'u bana dar etti. 
Ona Tek bir yalan söylemedim, karşılığı buysa doğrularıma lanet olsun...*

                                             ***

Söylenen son cümle ile boşluğa düşmüştü genç kadın. Kimsenin ona uzanamayacağı, baksa bile görmeyeceği bir dipsiz kuyuydu belki bu boşluk. Belki de genç kadın kör ve sağır olmuştu. Şuan da ne etrafındakileri görüyor ne de söylenenleri duyuyordu. Karşısındaki iki adamda yanına gelmişti. İkisi de devamlı bir şeyler söylüyorlardı ama o duymuyordu.

Defalarca kez unutmaya çalıştığı anılar bir hortlak gibi genç kadını kuşatmıştı. Korkutuyordu. Öyle ki yerinden kıpırdayabilse koşarak annesine sarılmak isteyecek  küçük bir çocuk gibiydi.

Akad ölmüştü. Kollarında son nefesini vermişti. Onun yaralarını görmüştü. Yıllarca kâbuslarına neden olan o görüntü şuanda bile öylesine canlıydı ki. İnanmıyordu hayır hayır yaşıyor olmazdı. Bu imkânsızdı. Eğer yaşıyorsa bile neden şimdi? Neden yıllar sonra diye içinde tekrar eden bir soru bozuk plak gibi takılmış kalmıştı. Cevap bulamasa da sormaya devam ediyordu.

Az da olsa kendine geldiğinde ona kendilerini duyurmaya çalışan adamlara kafasını çevirdi.

"Akad öldü. Benim kollarımda hem de..."

"Yaren tamam sonra konuşuruz hadi gel odana gidelim."

"Neyi sonra konuşuyoruz Yavuz, söyledin şimdide açıkla?"

Belki de Yavuz'a çok sert çıkıyordu ama o anda bunu fark etmiyordu. Tek istediğini anlatılanların yanlış olmasıydı. O söylenen şey gerçek olamayacak kadar kötüydü. İnanmak istemiyordu.

"Yavuz ne olursun susma, başladın bitir hadi." derken bile bir yanı deli gibi korkuyordu.

"Ama kötü hissettiğin an eve gideceğiz." Genç adam kararsız kalmış bir halde Bulut'a bakmıştı. Bulut son derece sakin bir görüntü çiziyordu. Kafasını sallayarak devam etmesini istemişti.

"Tamam, sen anlat." genç kadın anlatması için onayladı.

"O zaman baştan alıyorum. Bizim şirketin işlerini baltalayan bir şirket vardı. İşte Bulut dosyaları incelerken -ki sende bazı detayları fark etmişsin- neyse o dosyalarda bazı usulsüzlük olduğunu anladığında araştırma yapmış. Tek tek tüm müdürlerle ve altında çalışanlarla görüşmüş. Sonra geçen sene işe giren birine çıkmış tüm araştırmalar. Muhasebede ki Bülent Bey sende tanıyorsun. Bülent Bey'in bizim işleri baltalayan o şirketle bir geçmişi var ve oradaki adamlarla görüştüğünü öğrendik." Yavuz bakışlarını Bulut'a çevirmişti.

"Bundan sonrasını ben devam edeyim Yavuz ile beraber araştırmalara devam ettik. Hep gizlilik içinde yaptık. İki gün önce masam da bir zarf buldum. Kimin getirdiğini sordum. Fakat sekreter de görmemiş. İsimsiz zarfı açıp baktım. İçinde bir not vardı." Bulut susup genç kadının gözlerinin içine baktı.

"Notta ne yazıyordu ki Akad'ın yaşadığını söylüyorsunuz."

Bulut ayağa kalkıp, masanın üzerindeki kağıt yığının karıştırdıktan sonra bir zarfı tutarak genç kadının yanına geldi. Zarfı Yaren'e uzatarak açmasını bekledi.

Vazgeç KalbimWhere stories live. Discover now