Bölüm 8 - Yeni Kararlar

47.5K 2K 44
                                    


Hani ben senin masal prensesindim hani bensiz sen yok olurdu.

Ne oldu yalancı? Ben olmadan da gülüyorsun..

  ♥ ♥ ♥

Salondaki üçlü koltukta sessizce oturan genç adamın düşünce hali, çalan telefon ile dağılmıştı. Eline istemeyerek de olsa aldığı telefona cevap vermek istemiyordu ama mecburdu daha önceki aramalarına da cevap vermemişti. İsteksizce de olsa telefonu cevapladı. Karşıdan gelen ses ile derin bir nefes almıştı.

" Akad saatlerdir sana ulaşmaya çalışıyorum neden açmıyorsun?" Karşı taraftan gelen sert ve kendinden taviz vermeyen sesi tonu ile genç adamın sinirlerini zorlaniyordu.

"Baba beni rahat bırak." sesindeki bıkkınlık öyle belliydi. Ama karşısındaki kişi bunu anlamaktan uzaktı.

"Akad bu yola beraber çıktık buna mecbursun."

"Yeter artık dayanamıyorum ben yokum kendin hallet."

"Sen benim oğlumsun ve bana yardım etmelisin."

"Baba-"

"Tamam son bir şey kaldı onu halledince özgürsün."

"Peki baba buna da peki hayatımı mahvettin söyle ne istiyorsun."

"Yarenden bir çocuğun olacak."

     ***

Yaren yatak odasında daha fazla kalmaya dayanamamıştı. Aklına o iğrenç anılar bir biri ardına gelince boğulacak gibi olmuş ve kendini misafir odasına atmıştı. Bu evden kaçıp kurtulmalıydı. Ama nasıl kurulacağını bilmiyordu. Tek istediği gitmekti. Hem  Akad'ın ondan alacağı bir şey kalmamıştı ki. Yıllarca  aldatmış, seven kalbini paramparça edip gururunu kırmıştı.

Akad bunları neden reva görmüştü. Bilmiyordu. Ne günah işlemişti ki.  Böylesine bir acıyı yaşamış benliği gözlerini kapatıp bir daha uyanmak istemiyordu ama yapamazdı. Güçlü olmalıydı dik durması gerektiğini biliyordu fakat her şey söylendiği kadar kolay değildi. Çok sevmişti. Hayatın da birçok anlam Akad adı ile değer bulmuştu. Şuan hayatının anlamını yitirmiş gibi hissediyordu. Kocaman bir boşluk onu esir almış gibi geliyordu. Kendini yapayalnız hissediyordu.  

Ailesi hiç olmamıştı. Onların yanına gidemezdi. Sinem en büyük darbeyi vurmuşken aklına bir tek Yavuz geliyordu.  Yavuz'la beraber okumuşlardı. Eskiye dayanan bir dostlukları vardı. O okulu bitirince ailesinin yanına taşınmıştı. İzmir de ki aile şirketlerinde büyük abisi ile birlikte çalışıyordu. Birbirlerinden uzakta yaşasalar da asla kopmamışlardı. Onun yanına gidebilirdi.

Yavuz'u Akad ile tanıştırdığında anı düşündüğünde, o an birbirlerini hiç sevmeyen iki adamın nedenlerini, şuan çok iyi anlıyordu. Akad gerçek yüzü açığa çıkacak diye korkarken, Yavuz onu gerçek yüzünü görmüş olmalıydı. Hatta Yavuz Yaren'i çekip konuşmuştu. Ama gözü kör âşık olarak söylenen hiçbir şeyi dinlememiş ve evlenmişti. Keşke dinleseydi. Şuan çok pişmandı. Daha fazla düşünmeye dayanamayıp eline aldığını telefonundan Yavuz'un numarası tuşladı ve açmasını bekledi. Çok kısa bir süre sonradan enerjik ses tonu ile Yavuz telefonu cevapladı.

"Fıstığım hayırdır?" diyerek telefonu cevaplayan Yavuz, Yaren'in dolu gözlerinden yaşların boşalmasına neden olmuştu.  Yavuz ona böyle seslenirdi. O böyle seslendiğinde, kendini küçük bir kardeş gibi hissederdi.

"Yavuz-" duygusallıktan titreyen ses tonu ile konuşmak çok zordu.

"Yaren iyi misin? Ne oldu sana? Ağlıyor musun?"

"Yavuz ben iyi değilim hiç iyi de-ğğ-iim."

"Yaren canım ne oldu hadi anlat bana."

"Çok kötü şeyler oldu telefonda anlatamam ben yarın senin yanına gelmek istiyorum senin için sorun olur mu?" ağlarken söylediği çoğu kelimeleri boğuk çıkmıştı ama bu kadarı bile ağır gelmişti genç kadına.

" O ne demek hemen çık gel, istersen ben almaya geleyim mi?" İşte Yavuz böyleydi sevdiği insanlar için düşünmeden işini gücünü bırakırdı.

"Yok ben şuan gelemem yarın gelebilirim."

"Bineceğin saati söyle seni almaya geleyim."

"Tamam Yavuz ben şimdi kapatayım yarın ararım her şey için sağ ol iyi varsın." diyen kadının sesi Yavuz'u derinden sarsmıştı.

"Sende iyi varsın fıstığım, yarın görüşürüz bekliyorum aramanı."

Kapatılan telefon sonrasında içi az da rahatlamıştı. İzmir de kendini toplayacaktı. Odanın ortasında ki çift kişilik yatağa uzanıp yapacaklarını düşünmeye başlamıştı. Evet, artık bu silik Yaren yerine, kendi için yaşayan Yaren olacaktı. Aşka düştüğünden beri kendini tek düşünmemişti. Ne elde etmişti. Koca bir hiç. 

Kapının çalmasıyla hemen toparlanmıştı. Kapıyı yavaşça açan Akad temkinli adımlarla içeri girmişti.

"Yaren seninle konuşmamız gereken önemli bir konu var"

"Daha ne kaldı ki Akad" sesini duymak bile tüylerini diken diken etmişti.

Akad sessizce Yaren'in suratına bakmıştı. Gözlerinde bir af dileyiş hissetmişti kadın ama bu duygu Akad için çok yabancıydı. O yüzden yanlış anladığına kanaat getirip adamın ne diyeceğini beklemeye başladı. Genç adam ise izin istemeye gerek duymadan yatağın sol tarafına oturmuştu. Genç kadına çok fazla yaklaşmadan konuşmaya başlamıştı.

"Şey Yaren bugün yaşananlar için çok üzgünüm ama biz korunmadık farkındaysan şey yani hamile kalabilir-"

"Ne saçmalıyorsun sen Akad ne hamile kalması ya."

"Saçma değil hamile kalabilirsin biliyorsun ben hep korunurdum ama unuttum işte."

Hayır bu kadarı fazlaydı. Bu ihtimal aklına hiç gelmemişti. Hemen hamile kalamazdı ki dimi? Düşününce tehlikeli dönemdeydi. İçi bir an korkuyla doldu. Ya hamile kalırsa ne olacaktı. Yıllarca sevdiği adamdan bir çocuğu olmasını istemişti. Ama genç adamı ikna edememişti.

'Henüz çok erken' 'Sana doyamadım' gibi düşünüce çok saçma bahanelerle istememişti. Ve genç kadında ilerde olur Akad'ın bir bildiği vardır diyerek sorgulamamıştı. Hayatında hep yanılmak zorunda mıydı? Yaşamı boyunca kaç kez kandırılmıştı acaba? Artık sorgulamıyordu.

"Korkma Akad tehlikeli dönemde değilim merak etme hamile kalmam."

"Emin misin? Aslında hamile kalmanı isterdim şu kötü dönemlerimizin üzerine mucize gibi olurdu." Genç adamın sözleri ile delirme noktasına geldiğini hissetmiş, sesi farkında olmadan yükselmişti.

"Ne çocuğu sen yıllarca çocuk istemedin şimdi ne oldu? Bu mu kaldı benden almadığın üzgünüm Akad hamile kalsam bile bu bebeği doğurmam."

"Hamile kaldığın taktirde doğuracaksın."

" Buna sen mi karar veriyorsun o bir tecavüz sonucu olmuş olacak ve ben doğurmayacağım artık istemediğim hiçbir şeyi yapmayacağım bunu anla."

"Çok yanılıyorsun Yaren, hala benim emirlerim ile yaşıyorsun yaşayacaksın ve eğer hamile kalırsan da güzel bir bebeğimiz olacak." demiş ve çıkıp gitmişti.



Vazgeç KalbimOnde histórias criam vida. Descubra agora