Bölüm 1 - Donmuş Kalp

95.1K 2.8K 65
                                    

Başlangıçta her aşk kirlenmemiş hayallerle süslüydü. Onu kirleten  uğruna hayatımızdan vazgeçtiğimiz, aşkını pamuklara sardığımız ve en özel yerde sakladığımız kişiydi.

Yalanlar, hayal kırıkları, ihanet... Aşkın masumluğunu çalan onu yok edendi.

 ✿ ✿ ✿

Genç kadın soğuk bir sonbahar sabahında koşar adımlarla evine gitmeye çalışıyordu. İşi yüzünde zorunlu yurt dışı gezileri onu zorlasa da işini çok seviyordu. Yine de sevdiği adamla geçirdiği her dakika onun için değerliydi. Ve şans ona gülmüş delicesine aşık olduğu adamla üç yıldır evliydi.. 

Akad...

Sevdiği, uğruna çok şeyden vazgeçtiği adam... Yaren kocasını büyük bir aşkla seviyordu. Öyle ki bazen bu sevgi kendini korkutuyordu. Birini kendinden çok sevmek. Uğruna tüm yaşamını onun önüne sermek. Belki deliceydi ama genç kadın aynen böyle hissediyordu.

Geleceği günü bilmesine rağmen karşılamaya gelmeyen kocasını şuan için onu üzse de kesin bir işi çıkmıştır diyen kalbi yine her zamanki gibi söz sahibiydi.. Uçaktan iner inmez aramış ama 'aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor ' sesiyle içinde bir korku oluşmuştu. Evin önüne gelene kadar da defalarca aramış ve bir türlü ulaşamamıştı. 

Ona bir şey olma düşüncesi bile soluğunu keserken eve gitmek için daha hızlı adımlarla geçmişti bahçeyi. Kapının önüne geldiğinde çantasının içindeki anahtarı, titreyen eli yüzünden bulmakta sorun yaşıyordu.Telaşlandığı zaman artan sakarlığından nefret ediyordu. Acelesi vardı zor da olsa anahtarı bulduğu anda ufak bir çekişe engel olamamıştı. Hemen açtığı koyu renk soğuk metal kapıyı hızlıca aralayıp, elindeki bavulunu ve çantasını vestiyere bıraktı.  Geniş hole bakıp, koridorun sonundaki odaya gitmek için adımlarını hızlandırmıştı Yola çıktığından beri içindeki sızı ve gittikçe artan korkusu ile yatak odasının ulaşıp kapısını aralamıştı.

Telaşla etrafı tarayan gözleri yatakta sere serpe uzanmış kocasını gördüğünde derin bir oh çekip, yavaş adımlarla yanına ulaşmıştı. Yatağın sağ tarafına oturup, kocasının yüzüne gülümseyerek bakmıştı. Ona dokunmadan duramayan elini genç adamın darmadağınık bulmuştu. Genç adamın siyah saçları yavaşça okşamıştı. Fakat öyle derin uyuyordu ki geldiğini bile hissetmemişti. Genç kadında kocasını sağ salim görmenin verdiği rahatlama ile etrafına bakmaya başlamıştı. Gideli daha iki gün olmasına rağmen etrafın bu kadar dağınık olmasına şaşırıp kalırken, yavaşça yataktan kalmış ve kocasının ortalığa saçtığı eşyalarını toplamak için yere eğilmişti. Her ne kadar söyleniyor gibi görünse de sesindeki şefkat öylesine bariz bir şekilde belliydi ki. Yüzündeki hafif gülümseme odanın içindeki banyodan ses gelmesiyle azalmıştı. Kocasına öylesine yoğunlaşmıştı ki sesleri yeni yeni fark ediyordu. Dikkat kestiği anda tıkırtılar bitmişti. Adımları banyo kapısına doğru ilerlettiğinde, banyo kapısı açılmıştı.

Yaşadığı şokla beraber o an zaman durmuştu sanki. Sinem'in onun evinde, onun banyosunda oluşuna anlam verememişti. Arkadaşı üstünde kendi bornozuyla kapının ağzında donmuş bir şekilde duruyordu.

Arkadaşının bakışları yatakta ki kocasını bulunca, o da kafasını kocasına çevirmişti. Ve bir an bu olanların korkunç bir rüya olmasını istemişti. Gördüklerine inanmayan bir yüz ifadesi ile kocasına sabitlenmiş bakışları, genç adamın yatakta hareketlenmesi adamın sözlerine odaklanmaya çalışmıştı..

"Sinem"  diye mırıldanmıştı. O anda kalbinin parçaları bulunmamak üzere bedeninden uzaklaşıyor gibi hissetmişti genç kadın. Mıh gibi çakılıp kalmıştı olduğu yere. Hiç bir uzvu hareket etmiyordu. İstese bile ettiremiyordu. O sırada genç adam ise yatakta yavaşça dönmüş ve kolunu diğer tarafa uzatarak, uykulu sesi ile mırıldanmaya devam etmişti.

"Sinem neredesin hayatım, yaa dün gecenin sabahında hemen kaçtın mı?"

Akad seslenişlerine devam ederken, zor da olsa bakışlarını Sinem'e çevirmesiyle onun gözlerinde gördüğü tekinsiz ışıltılarla bir an nefesini kesmişti.

Akad yataktan sırt üstü dönerek gözlerini onlara çevirince karısını görmesiyle bir anda donup kalmıştı. Gözlerinden geçen duyguları okumak çok kolaydı. Korku, pişmanlık, şaşkınlık...

Akad'ın gittikçe katılaşan bakışlarını görmesiyle bacakları onu taşımayacak gibi olmuş yerinde hafifçe sallanmıştı. Gördükleri öyle ağır gelmişti ki. Nefes alamaz hale gelmişti. Kocasında takılı kalan bakışları gittikçe boş bakışlara dönmüştü. Bedeni ile bağlantısını kesip, gözlerini kapatınca kendini karanlığa teslim etmişti.


Vazgeç KalbimWhere stories live. Discover now