32

573 53 48
                                    

Evdeki tek şey sessizlikti. Bazen insanı dinlendiren, bazen rahatlatan, bazen de rahatsız eden sessizlik. Harry sertçe yutkunarak salona doğru ilerledi. Bu sabah annesini yolcu etmiş oradan da kayıt şirketine gitmişti. Eve ancak akşam dokuzda dönebilmişti ve bu sessizlikle karşılaşmak onu korkutmuştu. Louis'nin evde olması gerekiyordu.

Salonda göremeyince yatak odasına ilerledi. Orada bulamayınca kaşları çatıldı. Göğsüne ilişen korkuyla banyoya gitti hızlı adımlarla. Banyonun boş olduğunu görünce kesik nefesler alarak adını seslendi. Bu sırada salona gelmişti. Cebinden telefonu çıkarırken Louis bahçeden içeri girdi.

"Sen beni öldürmeye mi çalışıyorsun?" deyip ona sarıldı. Louis'nin elinde tuttuğu kağıt yığını yere düştü.

"N'oluyor?" dedi onun tepkisine anlam veremeyerek.

"Seni göremeyince korktum."

"Bahçede oturuyordum. Sen iyi misin?" Harry onu serbest bırakıp yüzünü inceledi. Louis ona tuhaf bir bakış atıp yere düşen kağıtları aldı.

"Bir yere gittin sandım. N'apıyordun bahçede?"

"Nicole senaryo bıraktı ona bakıyordum. Nereye gidebilirim ki, sanki gidecek yerim varmış gibi." Harry onun son söylediğini duymazdan gelip "Yemek yedin mi?" diye sordu.

"Yedim. Mutfakta masanın üzerine senin için bıraktım, ısıtırsın."

"Sen nereye?"

"Duşa gireceğim, izin veriyor musun?" deyip ters bir bakış attı. Harry bir şey demeyip mutfağa ilerledi. Beş gün önceki ufak tartışmanın yansımalarıydı bunlar. Harry'nin annesinin yanında çok normallerdi ama yalnız oldukları zaman olabildiğince az iletişim kuruyorlardı. Harry konuşmaya çalışsa da Louis buna izin vermiyordu.

Yine sarılıp uyuyorlardı ama onun dışında tüm eylemlerde bir soğukluk vardı. Harry o gün düşünmeden konuşmuştu ve onu kırdığını fark etmemişti. İştahının olmadığını fark edince mutfakta durmanın bir alemi olmadığını fark ederek yatak odasına ilerledi. Son anda fikir değiştirerek banyoya yöneldi. Su sesi geliyordu. Kapıyı yavaşça açıp içeri girdi. Üstünü hızlıca çıkarıp duşakabine girdi.

Louis'nin şaşkın bakışları arasında onun dibine kadar girip suyun kendi saçlarını da ıslatmasına izin verdi. Başını eğip Louis'nin omzuna öpücük bıraktı. "Duşa gireceğini söyleseydin ben daha sonra girerdim."

"Bir anda verilen bir karardı." derken bile dudaklarını Louis'nin omzundan uzaklaştırmamıştı. Öpücüklerini omzundan boynuna doğru sıralarken ellerini onun karnına oradan da kasıklarına doğru ilerletti. Louis onun ellerini tutarak durdurdu. Omzuna hafif bir baskı uygulayarak kendisinden uzaklaştırdı.

"Kendimi affetirmek istiyorum."

"Her şey cinsellik değil Harry. Affetireceğin bir mesele de yok." dedi kaşları çatık bir şekilde. "Çıkmanı beklerim." deyip kabinden çıkmak için hareketlendi. Harry onu kolundan tutup sırtının duşakabinin duvarına yaslanmasını sağladı. Bir saniye bile beklemeden özlediği dudaklarla birleştirdi dudaklarını.

Louis önce şaşkınca gözlerini irileştirse de Harry'nin sert öpüşüne kayıtsız kalamayarak karşılık verdi. O karşılık verdiği anda Harry'nin öpüşü daha yumuşak bir hal aldı. Louis'nin göğsüne bastırdığı elini beline götürüp yavaşça okşamaya başladı. Louis'nin bir eli onun kolundayken diğer eli ensesindeydi. Harry'nin yumuşak dudakları kendi dudakları üzerinde adeta dans ediyordu.

Dudaklarını Louis'den neredeyse hiç uzaklaştırmadan, önce çenesine oradan da boynuna doğru indi. Louis derin nefesler alarak kollarını onun boynuna sardı. Sonra ne yaptıklarının farkına vararak Harry'yi durdurdu. Harry ona ne olduğunu anlamadığı belli olan bakışlarını gönderdi.

F•R•I•E•N•D•S | LarryWhere stories live. Discover now