14

880 78 48
                                    

"Ben geldim." diyerek kocaman sırıtan sevgilisine gülümseyip elinden tutarak içeri çekti.

"Niye haber vermedin geleceğini? Hemen üzerimi değiştirip geliyorum." desede Harry onu bırakmadı.

"Bence hiç değiştirmene gerek yok." deyip dudaklarına yöneldi. Louis onu memnuniyetle kabul edip ellerini ensesinde birleştirdi. "Şort çok yakışmış sana, neden daha önce hiç giymedin?" dedi dudakları ayrıldığında.

"Evde giyiyorum ama yalnızken. Hiç denk gelmemişsin o yüzden." üzerinde ablasından ödünç aldığı şort vardı. Kalçasının birkaç parmak altında bitiyordu ve bacakları pürüzsüz görünüyordu. "Çay içelim mi? İstersen kahvede yapabilirim."

"Yorulma, biraz oturup gitmem lazım."

"Nereye?" kaşlarının ortası buruşmuştu.

"Toplantım var, stüdyoya gideceğim oradan da şirkete geçeceğim." alt dudağını büzüp iç geçirerek onun koltuğa oturmasını sağladı. "Evde sıkıldıysan benimle gel, pek eğlenceli bir yere gitmiyorum ama."

"Gelemem." deyip surat astı. Harry onun belini okşarken Louis dirseğini onun omzuna yaslanmıştı.

"Niye?" omuz silkip baş parmağını onun çene kemiğinde gezdirdi.

"Nicole ile atıştım bu konuda."

"Hangi konuda?" diye sordu. Louis'yi kendine doğru biraz daha çekti.

"Birkaç gün önce Nicole ile görüşeceğimi söylemiştim sana." dediğinde başını sallayarak onayladı. "Toplum içinde eskisinden farklı olamayacağımızı söyledi. Ayrıca Jeff ile de konuşması gerekiyormuş."

"Jeff büyük ihtimalle bugün beynimi sikecek."

"Özür dilerim, tutamadım dilimi. Sen bana mesaj atınca dayanamadım cıvıdım, o da kimden olduğunu sorunca çenem düştü." iki hafta boyunca oldukça iyi saklamışlardı ama olan olmuştu.

"Sorun değil Lou, zaten bende Jeff'e söyleyecektim. Bir süre gizleyebiliriz, sonrada bir çaresine bakarız." Louis alınlarını birbirine yaslayıp yanağını okşadı.

"Ama bizim aramızda bir şeyler olduğu konuşuluyordu zaten, niye onaylayamıyoruz?"

"Bilmiyorum ama en kısa zamanda çözeceğim." Louis onun dudağına küçük bir öpücük bıraktı.

"Akşamki programa birlikte mi gideceğiz? Eğer işin varsa orada buluşalım." dediğinde Harry başını iki yana salladı.

"İşim o zamana kadar bitmiş olur, ben gelip alırım seni."

"Gerek yok Hazz, yorulma buraya kadar."

"Bence sus." göz devirip başını omzuna yasladı.

"Araba alacağım ama hiç anlamıyorum bu işlerden, keşke bana yardım edecek biri olsa." deyip iç geçirdiğinde Harry dudaklarını birbirine bastırarak gülümsemesini saklamaya çalıştı. Louis ondan hiçbir karşılık alamayınca kaşlarını çatarak ona baktı. "Ya ben varım desene." deyip karnına vurdu.

"Hemen şiddete başvur zaten. Yardım falan etmiyorum sana."

"Özür dilerim bir daha vurmayacağım. Şimdi yardım edecek misin?" derken bir yandan da onun karnını okşuyordu.

"Hayır." okşadığı yere tekrar vurup ondan uzaklaşmaya çalıştı.

"Bırak beni, bende London ile giderim." Harry onun belinde duran elini sıkıp inlemesine neden oldu.

"Hele bir dene. Ne söyleyeceğimi dinlemeden hemen başkalarını buluyorsun." Louis omuz silkip dudaklarını büzdü. "Eğer araba alırsan bir yere gittiğimizde kendi arabanla gidip döneceksin. O zaman ne olacak?"

"Ne olacak?"

"Ben seni daha az göreceğim." Louis kendini durdurmaya çalışsa da gülümsemesini saklayamadı. "Birlikte gideceğimiz yerlere ben götürüp getirirsem olur, aksi takdirde hayatta olmaz." Louis şirince gülümseyip ona sokuldu.

"Yaa sen ne şapşal, ne tatlı bir şeysin böyle." dediğinde Harry gülüp kollarını sıkılaştırarak onu kendine daha çok çekti. "Ah! Kemiklerimi kırdın." desede halinden memnun görünüyordu.

"Isırayım mı boynunu, herkes 'Harry'nin boynuna kim iz bıraktı?' diye konuşsun."

"Beni taciz etmekten vazgeç küçük kirpi." Louis onun boynunu ısırıp "Bana bir daha küçük dersen gebertirim seni." dedi. Harry boynunu ovup onun burnunu ısırdı.

"Dikenlerini çıkarma hemen." Louis onu umursamadan az önce ısırdığı yeri dudaklarının arasına alıp kanın oraya toplanmasını sağladı. Harry alt dudağını dişleyip onun saçlarını avucu içinde topladı.

"Şimdi istediğini söyleyebilirsin." diye mırıldandı yüzünü geri çekip ona sırıtırken. Harry artık gitmesi gerektiğinin farkındalığıyla iç geçirdi.

"Şimdi acelem var ama bunun hesabını daha sonra soracağım sana." Louis onun ıslak kalan boynunu silip kan toplanan yeri öptü.

"Senden haber bekliyorum ona göre hazırlanırım."

~~~

"Şu an o kadar çok soru geliyor ki, hangisini soracağımı bilemiyorum. Gözüme çok çarpan bir soru var, Louis sana yöneltilmiş bir soru bu." Louis başını salladı soruyu bekledi. "Harry nasıl öpüşüyor?" gözlerini irileştirdi.

Harry'ye bakıp "Güzel?" dedi. Kaşları doğru cevabı vermiş olmasını sorgular bir şekilde buruşmuştu. "Cevap böyle mi olmalı, ayrıntı mı vereyim?" dediğinde herkes güldü.

"Bilemiyorum, eğer istiyorsan seni durdurmam."

"Umm, tamam." tekrar Harry'ye baktığında onun dikkatle kendisini izlediğini gördü. "Aslında hayır, bunu yapmayacağım. Sadece güzel öpüştüğünü bilseniz yeter."

"O zaman aynı soruyu Harry'ye de sormak istiyorum." Harry boğazını temizleyip tek gözünü kısarak Louis'yi süzdü.

"Louis'nin dudakları çok yumuşak, ne kadar sert olursanız olun aynı şekilde karşılık alamıyorsunuz ama bu güzel bir şey. Hayatına girecek kişi bu yönden şanslı çünkü onu öpmek çok hoş bir şey." kadın bir süre ikisine baktı. Louis Harry'nin cevabından sonra utanarak gülümsedi.

"Fanlarınız arasında sizi yakıştıranlar var. Onların bu cevaptan sonra ne hissedeceğini tahmin edebiliyor musunuz?"

"Büyük ihtimalle yarın sabaha kadar binlerce haber sitesinde ve sosyal medyada haberlerimiz yayınlanacak ve onlar bunları gördükçe çıldıracak." Harry her zaman olan şeyi anlatınca Louis onu başını sallayarak onayladı.

"Peki, sizin aranızda gerçekten bir şey yok mu?"

"Size olumlu bir cevap verip insanları mutlu etmeyi çok isterdim ama maalesef. Neredeyse beş yıldır çok yakın arkadaşız."

"Hayatın bize ne getireceğini bilemeyiz. Bence siz yinede kesin konuşmayın." ikisi birbirine bakıp gülümsemelerini saklamaya çalıştılar. "Harry'nin boynuna ne oldu?"

"Cevapsız." deyip ağzına fermuar çeker gibi yaptığında Louis kendini gülmemek için zorluyordu. Kadın çoktan Harry'nin boynundakinin ne olduğunu anlayarak tekrar söze girdi.

"Geldiğiniz için teşekkür ederim. Çok güzel bir sohbet oldu. Umarım tekrar görüşme fırsatımız olur."

"Biz teşekkür ederiz, bizde çok eğlendik."

"Haftaya başka konuklarla görüşmek üzere." kayıttan çıktıktan sonra kadın onlara teşekkür amaçlı sarılıp kulisine gitti. Louis ve Harry'nin mikrofonları çıktıktan sonra ilk işleri tuvalet bulmak olmuştu. Harry Louis'nin beline sarılıp dudaklarına yönelince Louis başını geri çekti.

"Demek hayatıma girecek kişi çok şanslı, ha?" Harry gülümseyip başını salladı.

"Çok şanslıyım." dediğinde Louis dudaklarını onun dudaklarına bastırdı. Her şeyin başladığı mekanda bu defa rol icabı olmadan öpüyorlardı birbirlerini, tamamen içlerinden geldiği gibi. Dudaklarını uzaklaştırdıklarında Louis Harry'nin boynuna sokuldu.

"Asıl şanslı olan benim." diye mırıldandı.

F•R•I•E•N•D•S | LarryWhere stories live. Discover now