18

653 61 41
                                    

Louis çalan telefonunun kapanmaması için üstün bir hızla koşturdu. Koltuğa yüz üstü zıplayıp Harry'nin görüntülü aramasını cevapladı. "Hey!"

"Selam bebeğim." deyip elindeki kupa bardağı masaya bıraktıktan sonra ekrana baktı Harry. "Lou, sen-"

"Duştan yeni çıktım." dedi karşısında alt dudağını dişleyen sevgilisine. "Sen ne yapıyorsun?"

"Tahrik oluyorum."

"Ha?" dedi Louis yanlış anladığını düşünerek.

"Kalçanı öyle yukarıda tutma lütfen." Louis başını çevirip sadece iç çamaşırı giydiği kalçasında baktı.

"O zaman üzerimi giyinip geleyim hemen."

"Hayır çok tutmayacağım seni. Yüzünü biraz göreyim ve iki gün sonra döneceğimi haber vereyim istedim." Louis gözlerine varan bir gülümseme gönderdi ona.

"Hemen yanıma mı gelirsin yoksa ben senin kapına mı dayanayım?"

"Yanına geleceğim tabii ki ama bu sefer sabahın köründe komşularını rahatsız etmeyeceğim." Louis omuz silkti.

"Ben rahatsız olmadım, boş ver diğerlerini." Harry ona gülümseyip öpücük attı. Louis kıkırdayarak  karşılık verdiğinde bir kere daha öpücük attı.

"Louis, şortumu bulamıyorum." diye bağırarak yanına gelen oğlana ters bir bakış attı.

"Bağırmasana be. Ebbie yıkamıştır, kurutma makinesine ya da dolabıma bak. Defol git beni rahatsız etme, sevgilimle konuşuyorum."

"Selam vereyim mi?"

"Hayır, defol." diyerek bağırdı.

"Tamam kızma."diyerek Louis'nin kalçasına vurdu. Louis onu tekmeleyerek gönderip koltuğa iyice yayıldı. Harry'nin tek kaşını kaldırmış sertçe baktığını görünce gözlerini kırpıştırdı.

"Noldu Hazz?" deyip yastığı kucağına aldı.

"Sana o kıçını bu kadar havada tutma demiştim." Louis dudağını içten dişledi.

"Sakin olur musun?"

"Sakin falan olamam. Ben sana dokunamıyorum, elin herifi elini hiç olmaması gereken yerlere bile dokunduruyor." Louis hole bakıp Calvin'in duymamasını umdu.

"Eğer sende başka bir yere gitme gereği duymasaydın şu an yan yana olabilirdik. Bu kadar agresifleşmene gerek yok."

"Yani suç benim mi oldu şimdi? Sana yanıma gelmen için yalvardım resmen. Senin umurunda oldu mu bilmiyorum ama." Louis işaret parmağını şakağına bastırdı.

"Ortada bir suç yok, ben sadece olanı söylüyorum. Senin yanına gelemeyeceğimi biliyordun. Bir anda bu kadar gerilmene gerçekten gerek yok. Calvin'i tanımıyormuş gibi de davranma."

"Calvin'i tanıyorum ama bu sana istediği gibi dokunacağı anlamına gelmiyor." Louis gözlerini devirip başını geriye attı.

"Tartışmak istemiyorum Harry, lütfen. Çünkü tartışırsak çok saçma olacak."

"İyi, saçmalamayalım o zaman. Kapatıyorum." oflayarak ekrana bakmaya devam etti. Kapının açılıp kapandığını duydu. Harry arkasına dönüp tekrar ekrana baktı. Louis'nin her ağlamadan önce attığı boş bakışlarla karşılaştı.

"Hadi Harry çıkıyoruz."

"Geliyorum." dedi normal tutmaya çalıştığı ses tonuyla. "Kapatıyorum Louis, işim var." Louis hiçbir şey söylemeden kendisi kapattı. İşi varmış. Ne işi varsa halledebilirdi. Telefonu sehpaya fırlatıp giyinmek için odasına gitti.

F•R•I•E•N•D•S | LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin