Selam suç ortaklarım ✨
Bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.💫
Buraya ben de sizin için kalp ve yıldız bırakıyorum.⭐♡ Sizinkileri de bekliyorum.❥
Keyifli okumalar.🍒
*****
20. BÖLÜM "ÖLÜMÜ HİSSETMEK"
Gözlerim doldu, göğsüm sıkıştı. Nefes alamıyor gibi hissettim. Düşecek gibi oldum, Ateş beni sıkıca tutup buna engel oldu. Korku dolu gözlerim onu bulduğunda ağzımdan kelimeler istemsizce döküldü.
"Annemi öldürdü." Ateş kolumdan sıkı sıkı tutarken konuştu.
"Mira sakin ol, önce neler olduğunu anlayalım." Kolumu hızla ondan çektim.
"Anneme bir şey yaptı." Yineledim, etrafıma bakındım. "Annem yok, burada olması gerekiyordu ama yok." Dengemi kaybeder gibi olup duvardan tutundum. Ateş destek vermek istedi ama engel oldum.
"Annem gitti, annem yok." Göz yaşları içerisinde konuşup canım yansa da tek başıma ve fazla hızlıca koridorun diğer tarafına doğru yürüdüm.
"Mira dur! Kendine zarar vereceksin!" Ne onu dinledim ne de yanıma gelip engel olma çabasını umursadım.
"ANNE!" Belki annem beni duyar diye bağırdım. Zaten şu an herkes silah sesi yüzünden koşturup duruyor, gürültü yapıyorlardı.
Koridorun diğer ucuna ulaşınca geniş alana baktım. Çok kalabalıktı. Birini görmem mümkün değil gibiydi. Gözlerim etrafta gezinirken bir umut bir kez daha bağırdım.
"ANNE!" Bu sefer sesim istediğim kadar güçlü çıkmadı, acıyan kaburgalarıma dokunup duvardan destek aldım. İki büklüm olurken Ateş yanımda belirdi.
"Mira geç otur şuraya! Bulacağım anneni! Bu hâlde o kalabalığa giremezsin!" Öfkeli gözlerimi Ateş'e çevirdim.
"O KATİL ANNEME BİR ŞEY YAPTI! DUYUYOR MUSUN BENİ? ANNEME! SEN BANA OTUR DİYORSUN!" Deyip tuttuğu kolumu bir kez daha çekip kurtardım, duvardan destek alarak yürümeye devam ettim. Ta ki yürüyemeyecek bir hâle gelip olduğum yerde kalana kadar.
Acısına dayanamadığım ağrılarım yüzünden daha fazla devam edemeyip durup kaldım. Annemin nerede ne hâlde olduğunu bilememek göz yaşlarımın akmasına neden olurken etraftaki gürültüye rağmen Ateş'in sesini duydum.
"Mira annen geliyor." Hızla başımı kaldırdım, baktığı yere baktım ve giriş kapısındaki annemi gördüm. Onun da gözleri bizi bulunca telaşla yanımıza doğru yürüdü.
"Yaşıyor." Büyük bir heyecanla konuştum ama ona doğru gitmek için hiçbir şey yapamadım. "Yaşıyor." İnanmak istercesine yineledim, kocaman gülümsedim. Fakat bu gülümsemem o adamın söylediği şeyi hatırlayana kadar sürdü.
YOU ARE READING
SUÇ ORTAĞIM
Teen FictionBir nefes kadar yakındı. Korku tüm bedenimi kaplarken karanlıkta bile fark edebildiğim kehribar rengi gözlerini bir saniye bile olsun çekmedi gözlerimden. Bakışları oldukça keskindi, korkudan kalbimi yaralayacak kadar keskin. "Sen..." deyip sustum...