86.BÖLÜM "MEKTUP"

2K 323 720
                                    

Selam suç ortaklarım :)

Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim.♡ Bu bölüm için yorumlarınızı da sabırsızlıkla bekliyorum.

Başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.

Ben de buraya sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum :)

Keyifli okumalar.♡

gizzemasllan Instagram: gizzemasllan

86. BÖLÜM "MEKTUP"

"Saat 17.25," dedi bir anda Cansu ve ayağa kalktı. "Henüz daha çok var, neden bugün zaman geçmiyor?" diye söylenirken pencereye doğru yürüdü. Haklıydı, gerçekten de bugün zaman hiçbir şekilde geçmiyordu. Sanki yaşadığımız tek bir saat bir güne tekabül ediyordu. Bu denli yavaş geçtiğini düşünmeye başlamıştım.

"Gece on birden sonra haber gelir diyorum ben," dedi Savaş, bakışlarım onu bulurken de devam etti. "Hatta belki de daha geç," dedi ve arkasına yaslandı, kollarını hafifçe yana açtı ve gerildi.

"Beklemekten çok sıkıldım." Bunu diyen de Doğan oldu. Ona da hak verdim, çünkü şu an ondan farklı bir durumda değildim. Ben de beklemekten çok sıkılmıştım.

"Beklemeye devam etmemiz lazım ama." Cansu bunu söylerken başımı çevirdim, Erdem'e baktım. Koltuğa yayılmış bir şekilde oturmuştu. Arkasına yaslanmış, başını da koltuğun arkasına koymuş, gözlerini kapatmıştı. Yorgun olacak ki dinlenmeye çalışıyordu. Gözlerimi ondan çekip de Ateş'e baktığımda her zamanki pozisyonda olduğunu gördüm.

Hafifçe öne eğilmiş, kollarını dizlerinin üzerine koymuş, ellerini dizlerinin önünde birleştirmiş, bakışlarını yere sabitlemiş, sağ ayağını gergince sallarken düşünüyordu. Ne zaman gergin olsa hemen bu pozisyona geliyor ve düşünmeye başlıyordu.

"Lan sen değil miydin birkaç yalan fotoğraf yüzünden benim hayatımı siken?"

Gözlerimin içine bakarak bir anlık öfkeyle kurduğu o cümle kulaklarımda yankılanırken gözlerim doldu, başımı önüme eğdim. Yaptığım o hatanın üzerinden 2 yıl geçtikten sonra yeniden karşı karşıya gelmiştik. Başta birbirimize düşman gibi davranmış, sonra yumuşamıştık. Hatta yanlış yaptığımı günler sonra anlamış, pişmanlık yaşamaya başlamıştım. O sırada onun da bana olan öfkesi dinmişti ya da başka bir şey olmuştu ve beni yeniden hayatına almıştı, bir şekilde yeniden bir araya gelmiştik.

Bir işin peşinde aylar geçirmiştik. O aylar içerisinde de bir kez bile olsun bu ihaneti dile getirmemişti. Bir kez bile olsun yüzüme çarpmamıştı. Onun aksine sürekli bunu dile getiren, pişman olduğumu söyleyen ben olmuştum. O da her seferinde iyi hissetmem için bunun umurunda bile olmadığını, unutulup gittiğini söylemişti. Fakat bugün anladım ki hiçbir ihanet unutulmuyordu. Sanırım hiçbir zaman da unutulmayacaktı.

Bunları düşünürken çoktan gözlerimi önüme çevirmiştim ve o gözlerim çoktan dolmuştu. Son günlerde çok sulu göz olmuştum ve bundan nefret ediyorum. Hatta artık sadece sulu göz olmamdan değil doğrudan kendimden nefret ediyorum. Hem de çok fazla. Öyle bir nefret ediyorum ki kendimden artık bitsin istiyorum. Kendime daha fazla katlanmak istemiyorum. İlk defa ölmek istiyorum. Ölmek ve yaşadığım her şeye son vermek. Kolay olan bu farkındayım ve kolay olsun istiyorum.

SUÇ ORTAĞIMWhere stories live. Discover now